Bu sabah annemin ciyaklamasıyla her ne kadar istemesemde uyandım. Tanrım saat daha sabahın altısı. Eskiden olsa bu şuan yatağımda uyuyor olurdum. Yatağımdan kalkarak banyoya doğru ilerledim sıcak bir duş alsam iyi olur. Aynada kenime baktığımda saçım başım dağılmış bir haldeydim. Üstümdekileri çıkarıp sıcak bir duş aldım. Bornozumu giyip saçlarımı saç kurutma makinesiyle kuruttum ve odama döndüm. Dolabımın kapaklarını açıp içinden formamı çıkarttım. lacivert ve kırmızı renklerin hakim olduğu kareli eteği , beyaz gömleği ve kırmızı renkli kıravatı vardı. Lacivert ceketide unutmamak lazım tabi. formamı giyip aynada kendime baktım. saçlarımı tarayıp dağınık örgü yaptım ve çantama bir tane defter koyup aşağıya indim. Annem kahvaltıyı hazırlamış ve çayları dolduruyordu.
-Günaydın
-Günaydın birtanem. Hadi masaya oturda kahvaltını et. İlk günden geç kalmak istemezsin değil mi?
-Tamam
Msaya oturup önümdeki tostu yemeye başladım. Tostum güzel olduğu kadar sıcaktı da. Zar zor tostumu bitirdikten sonra çayımdan birkaç yudum alıp masadan kalktım. Kapının önüne gelip siyah renkli vanslarımı giydim ve arabanın yanına gidip annemi beklemeye başladım...Bekle bekle tık yok. Arkadaş bu nedir ya birde bana acele etmemi söylüyordu. Sonunda annem görüş alanıma girdiğinde yanıma gelmesini bekledim. Beraber arabaya binip yola çıktık. Radyoyu açıp kanallara baktım doğru düzgün şarkı yok. Radyoyu kapatıp camdan dışarı bakmaya başladım. Bir binanın önünde durduğumuzda okulumun burası olduğunu anladım. Okul yıkıldı yıkılacak resmen. Müdüre sağlık güvencem varmı diye sorsam iyi olacak sanırım. Anneme sarılıp okula doğru yürümeye başladım. Bahçeye girdiğimde gözüme fena gözükmedi. Ağaçlar ve ağaçların yanında bir kaç tane bank vardı. Şirin bir görüntüsü var. Binaya girip müdürün odasını aramaya başladım. Birinci katta birşey bulamayıp ikinci kata çıktım. Burada neredeyse hiç yok denecek kadar öğrenci vardı. İlerlerken bir ses duydum. Kız sesiydi sanki...çığlık atıyor gibi. Nedense kendimi korku filmlerinde gibi hissettim. Normalde kız bir ses duyup ilerlediğinde " gitme oraya öldürecekler" derdim ama şuan ben aynısını yapıyorum. Aynı sesi tekrar duydum. Sesin geldiği yöne doğru ilerlemeye başladım. Bir sınıftan geliyordu ses. Sınıfın kapısına geldiğimde ... Oha may gat !!! Hadi ama eviniz yok mu sizin. Size ne gördüğümü söyliyim. Bir çocuk sıraya oturmuş kucağıncaki kızıla kaçan saçlı kızı - yada sürtük mü demeliyim - beceriyordu. Bu görüntülere daha fazla katlanamayarak gerilemeye başladım ve DANK!!! Birşeye çarptım yada birine. Yavaşça arkama dönüp çarptığım şeye baktım. Amanın. TAŞŞŞ!!! Karşımda yunan tanrılarını kıskandıracak bir bebeq duruyor.
-Özür dilerim seni görmedim.
-Geri geri yürürsen tabiki görmezsin! Adın ne ? Seni daha önce burada görmedim .
-Adım Ayşem. Bu okula yeni geldim.
-Burda napıyorsun?
-Şey ben müdürün odasını arıyordum.
-Yukarı katta
-Teşekkür ederim
Cevap vermeden bana omuz atıp gitti. Az önce noldu öyle yaa. Atarlı ergenler gibi. Ama çocukta ergen tipi yok. Merdivenleri çıkıp etrafıma bakındım. İşte orada. Sonunda müdürün odasını buldum. Oraya doğru ilerleyip kapıyı üç kere tıklattım.