O gece her zamanki gibi annemle babam kavga etmişlerdi hepimizin morali bozuktu.Annem benim o iğrenç ülkeye yani transilvanya'ya gönderilmemi istemiyordu babam ise bunda bi sakınca olmadığını hem orada eğitimin daha iyi olduğunu söylüyordu.Ben ise oraya gitmek istiyordum bilirsiniz transilvanya lanetli bi'yerdir.Ben gizemi ve korkuyu seven biriyim.Her neyse...Annemle babam beni odama gönderdiler bi kaç saat sonra yanlarına çağırdılar.Annem transilvanya'ya yarın gidiceksin tatlım yukarı çıkıp bavulunu hazırla dedi.Bende koşup bavulumu hazırladım sonra yatağıma yattım.Gece yatarken nedense huzursuzdum.Benim 6. hissim çok kuvvetliydi ve bu çok boktan bişiy.Sabah kalkınca üstümü giyinirken garip bişey fark ettim.Evde ağır bi koku vardı böyle hastanelerdeki ameliyat odasının kokusu gibi...Önemsemedim kendi kendime siktir et dedim.Aşağı indim kahvaltı edip çıktım.Annem beni tren istasyonuna Jack'in bırakıcağını söyledi.Bana uyar dedim nede olsa Jack'ten eskiden çok hoşlanırdım.Arabaya bindim tren istasyonuna gittik .Jackte garip bişeyler vardı dün gece ağlamıştı sanırım gözleri kan çanağı gibiydi.Sormaya cesaret edemedim bendeki göt korkusu işte.Arabadan indim Jack'e teşekkür ederim dedim beni duymadı veya sallamadı.Treni beklerken bişiyler atıştırıyım dedim bokboğazlıyım biraz .Yediğim çikolatanın içinde kıl çıktı midem bulandı çöpe attım.Sonra tren geldi.Bindim falan işte.Koltuğuma oturdum yanımada çok yakışıklı bi çocuk oturdu.Çocukla sohbet ettik bütün yol boyunca gülünce bembeyaz dişleri çıkıyodu.Sonra uyuyakalmışım.Trasilvanya diye bağıran bi adamın sesiyle uyandım.Bavullarımı alıp trenden indim o tatlı çocukta indi.Neyse işte taksiye bindim.Taksi şöförüne Trasilvanya KolejYurduna dedim.Adam da tamamdır dedi.Giderken çok ıssız yola girdik şaşırdım.O sırada adam beni ıssız ve korkunç görünen bi'yere bıraktı.Ben adama küfür ederken o beni kolumdan çeke çeke o ıssız yere götürdü.Hayır yardım edin diye haykırıyodum.Sonra ensemde sivri bişey hissettim.Uyandığımda kendimi o ıssız yerde bi odada hastane yatağında buldum...
Bölüm 2:
Uyandığımda deri bir iple hastane yatağına bağlanmıştım.Kımıldamaya çalıştım ama imkansızdı.Bende haykırmaya küfretmeye başladım.Ben haykırırken kapıdan genç bi çocuk girdi tahminime göre 17 yaşlarındaydı.Sarı alnına dökülen saçları vardı.Ytağın yanındaki yayları çıkan koltuğa oturdu.Elindeki şırıngaya mavi bir sıvı doldurdu.Kafamı tuttu ve şırıngayı boynumdan içeri sokup aşıladı.O sırada ağlamaya başladım.
-Neden burdayım? dedim ağlayarak.Ama o sadece yüzüme baktı.Sonra da kalkıp yatağımın önündeki eski püskü televizyonu açtı.Televizyonda How I Met Your Mother vardı sessizce izlemeye başladım.Aslında izlemiyordum sadece bakıyordum ama algılayamıyordum.O sırada avazım çıktığı kadar bağırdım.İçeri siyah saçlı buz mavisi gözleri olan bi çocuk girdi.''Neyin var?'' Tuvaletimin geldiğini söyleyerek bir yalan uydurdum.Mavi gözlü çocuk iplerimi çözdü ve beni kucağına alarak tuvalete götürüken çocuğun penisine temeyi yapıştırdım aniden beni yere bıraktı hemen koşmaya başladım ve dışarı çıktım kadar kolay olacağını tahmin etmemiştim peki şimdi nolucaktı?Hemen koşmaya başladım ne kadar koştum bilmiyorum ama sonunda bir taksi bulabildim ''Trasilvanya Kolej Yurduna lütfen.''dedim kısık bir sesle. Yarım saat sonra geldim kolej yurduna.Beni sarı kısa saçlı esmer tenli bir kadın karşıladı.
-''Carol Archer?''
-''Evet efendim?''
-''Yeni gelen şu öğrenci olmalısın.Pekala sana kalacağın yeri göstereyim.''
Kadının peşinden sessiz sessiz yürümeye başladım bir sürü ahşap bungalov evi vardı çok şirin gözüküyorlardı.
-''İşte burası senin bungalovun hemen yerleş.''
-''Tek başıma mı kalacağım?''
-''Üzügünüm tatlım yeni geldin yeni gelenler yanlarına biri gelene kadar tek başına kalırlar.''
İçeri geçtim gerçekten çok şirin bir bungalovdu.İçinde iki adet raflı çalışma masası iki yatak bir televizyon bir şömine şöminenin yanında büyük ahşap bir kitaplık ve şöminenin önünde ik adet tekli koltuklar vardı.Halı yumuşacıktı bir süre halının üzerinde oturup düşündüm o aşıladıkları şey neydi acaba neyse boşver dedim kendi kendime.Birde bungalovumun balkonu vardı balkonda da ikili bi koltuk...O sırada kapı tıklatıldı gidip baktım.Kısa sarı saçlı kadın akşam yemeğine inmem gerektiğini söyledi.Üstüme Ramones tişörtümü giyip yanıma da hırka alıp koşarak yemekhaneye gittim.Yemeğimi yedikten sonra hemen bungalovuma dönüp eşyalarımı yerleştirdim.Şöminenin önündeki koltukta oturup bilgisayar oynarken kapı çaldı.Uflaya puflaya kapıyı açtım kısa sarı saçlı kadın ve yanında hastanedeki buz mavisi gözlü siyah saçlı çocuk duruyordu.Dilim tutulmuştu.
''Evet Carol işte yeni oda arkadaşın Dylan Nash Clarkson umarım iyi anlaşırsınız.''
Kadın kapıyı hızla kapattı odada başbaşa kalmıştık...