cılız güneş vuruyordu yine altın saçlarına, farkında değilsin.ben elimde rayihasının iştiyakı bedenime nüfus etmiş kitabıma karalıyorum oysa seni.
ucu körelmiş, yüksek ihtimal kereste kökenli kurşun kalemim ile adını yazıyorum bunu arzulayan sayfalara.
dört saniyede bir kısık nefesler alışın, göz göze geldiğimiz anlarda sana bakıyor olmamın farkındalığı ile kısıkça tebessüm etmen...
bileğinde ip kısmı tahrip olmuş deri örgü bilekliğin, göz altlarında kimsenin umursamadığı hafif çizgiler, her rüzgar estiğinde dalıp gitmelerin...
kısacası, sen.
gölgesi, ruhum ile valse durmuş, güzel beyefendi.
karaladığım her sayfaya, özür borcu bırakan, kırgınlığım...
*a'b-ı besteden bakışlarının yeniden beni bulması dileği ile.
-Zehra A.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leyl
Short Storyhiç gelmeyen, gitmişlere ithafen. - yirmi iki mayıs o'nun, bilmediğim ismine baş üstümde yer ayırmıştı. yirmi iki mayıs o'nun benden hiç gitmeyeceğinin kanıtıydı. -