Bu benim kaçıncı hikayem bilmiyorum. Açıkçası saymaya üşendim. Burada yayınladığım ikinci hikaye. Birinci olanı silmiştim. Bunu da yayınlamaya karar verdim. Kimsenin beğenip okuyacağını sanmıyorum ama sorun yok. Sadece hikayemi paylaşmak istedim. Birkaç kişi okusa bile bana yeter. Neyse fazla uzatmayayım. İyi okumalar <333 :Ddd
1. Bölüm
Her zaman ki gibi kulaklıklarımı takmış salıncakta sallanıyordum. Her akşam bunu yapardım. Parka gelir ve sallanırdım. Yüzümde rüzgarı hissederdim. Kim bundan hoşlanmaz ki? müzik beni rahatlatırdı. Rüzgar ise özgür hissettirirdi. Sekize çeyrek vardı. Umay bugün geç gelecekti. Birkaç dakika sonra burada olurdu.
Aradan iki dakika geçmemişti ki parka üç çocuk girdi. Boğaç, Tunç ve Okan. Sadece Boğaç ile muhabbettim vardı. O da kuzenim sayesinde. Kuzenim yani Umay ile arkadaşlardı. Umay onu seviyordu. Onunda Umay'ı sevdiğini düşünüyorduk. Çağan daha gelmemişti. Çok utangaçtı. O bana istek göndermişti ve ben kabul etmiştim. Daha sonra onu takip etmiştim ve o da geri takip yapmıştı. Tatlı çocuk. Herneyse. Kendimi Luke'un sesine kaptırmış iken kafama aldığım darbeyle çığlık attım. Umay karşımda kahkaha atıyordu. Mal.
''Ne gülüyorsun lan? Kafam acıdı'' dedim gözlerimi kısıp suratına bakarken. Gülmemek için dudaklarını kemiriyordu.
''Seslendim ama duymadın'' dedi kıkırdayıp.
Sabır dilenerek yerimden kalktım. Kafamı tutup yere bakarak yürüyordum. Bir yandan da homurdanıyordum tabi. Kafamı sert birşeye çarpınca dengemi kaybedip popomun üstüne düştüm.
''Lanet olsun'' deyip kalkamaya çalıştım ama yapamadım. Umay, Boğaç, Tunç ve Okan kahkahalarla gülüyorlardı.
Sonunda akıl edip kafamı kaldırdım ve çarptığım kişiye baktım. Lan ben Çağan'a çarpmışım. Sanırım alnımı omzuna çarptım çünkü feci bir şekilde zonkluyor. Bir yandan alnımı ovalarken bir yandan dizlerimi kendime çektim. Alnım inanılmaz derecede acıyordu. Gözlerim dolmuştu. Çağan eğilip yüzüme baktı. Kafamı aşağı eğmiştim o da yüzüme bakabilmek için yana doğru eğilmişti. Düşmek üzereydi bu haline kıkırdadım. Gülümsedi.
''Onlara aldırma herşeye gülerler zaten'' dedi. Onlar yüzünden mi ağlamak üzere olduğumu sanıyordu?
''Ne yaptıkları umurumda değil zaten. Omzun çok sertmiş, alnım çok acıyor'' dedim suratımı buruşturup.
''Özür dilerim. Buz falan koymak ister misin?'' diye sordu.
''Hayır gerek yok eve gidince hallederim'' dedim gülümseyerek.
Elini uzattı bende tutup ayağa kalktım. Diğerleri gülmeyi kesmiş bizi izliyorlardı.
''Teşekkür ederim yardımın için'' dedim ve Umay'a döndüm.
''Ben eve gidiyorum. Bugün voleybolu unut'' dedim ve arkamı dönüp ilerlemeye başladım.
''Ya gitme lütfen. Tamam söz gülmek yok bir daha. Biraz oynayalım'' dedi.
Dönüp ona baktım. Gözleriyle resmen yalvarıyordu.
''Bilemiyorum'' dedim dudaklarımı büzüp.
''Lütfen kal. Çocuklar sizde birşey söyleyin'' dedi çocuklara dönüp.
Boğaç ''Kalırsan biz de oynarız'' dedi gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLÜŞÜNDEN ÖPMEK
Teen FictionNescafe içerken yağmuru izlerdim. Bununda en rahatlatıcı şey olduğunu düşünürdüm. Onun gülüşünü izleyene kadar. Onun gülüşü her şeyden güzeldi. Gökkuşağındaki yedi renk uyumu kadar güzel. Yağmur yağdıktan sonra ki toprak kokusu kadar ferah. En öneml...