Peri Masalı (Ağça)

Tanıtım

Bir varmış bir yokmuş bir zamanlar okyanusun ötesinde, insanlardan çok uzak bir diyarda perilerin yaşadığı bir dünya varmış. Buradaki periler, mutluluk, huzur ve uyum içerisinde yaşarmış ve hepsinin tek bir amacı varmış. Belli bir olgunluğa erişen her peri kendini dünyadaki iyi kalpli bir insanı korumaya adarmış. O insanın kaderine hiçbir zaman müdahale edemezlermiş tabii ama kulağına doğru yolu fısıldarlarmış. Aslında hayatları boyunca koruyacakları insanda onların kaderi olurmuş. Bütün gün o insanın yanında dolanır ve ona doğru yolu fısıldar, gece uykuya daldığında da kendi dünyalarına, ailelerinin ve arkadaşlarının yanına geri dönerlermiş.

Fakat günün birinde dünyaya gelen minik bir peri bu dünyadaki tüm kuralları altüst etmiş. Çünkü bu peri sahip olması gereken en önemli şeye, yani konuşabilme yeteneğine sahip değilmiş. Ailesi bunu fark ettiğinde çocuklarını koruyabilmek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlar. Fakat kral ve kraliçe kararı çoktan vermiş. Yaratılma amacına uygun yaşayamayacak bir periyi dünyalarında tutmaya niyetleri yokmuş. Üstelik bu periden tüm peri halkı korkuyor ve bir lanet olduğuna inanıyorlarmış. Dahası bu peri olgunlaştığında lanetinde yayılacağına inanıyor ve peri neslini korumaları gerektiğini düşünüyorlarmış. Her geçen gün söylentiler yayılmış, artmış ve çeşitlenmiş. Artık bu farklı perinin ailesiyle kimse konuşmuyor hatta evlerinin yakınından bile geçmiyorlarmış. Bu da yetmezmiş gibi kral ve kraliçeyi her geçen gün biraz daha sıkıştırıyor ve bir çözüm yolu bulmalarını istiyorlarmış.

Ve günün birinde kral ve kraliçe bir karar almış. Farklı peri kendine bakabilecek olgunluğa ulaştığında tek başına insan formunda dünyaya gönderilecek ve bundan sonraki hayatını dünyada geçirecekmiş. Fakat orda da bir göreve sahip olacakmış. Korumakla görevlendirildiği insanı koruyabilecek yetenekte olmadığı için dünyada elinden geldiği kadarıyla insanlara yardım edecek ve iyi davranacakmış. Fakat kral ve kraliçenin bilmediği bir şey varmış. Bu farklı perinin farklılığı yalnızca konuşamamasıyla sınırlı değilmiş.