-1-

36 1 0
                                    

Duyduğu seslerle yavaşça gözlerini açtı genç kız. Bir kaç defa gözlerini kırpıştırıp kendine geldiğinde karşısında gördüğü insan sülietiyle hızla geriye doğru attı kendini ve etrafına bir göz gezdirdi. Etrafta bir sürü insan, bitki ve ismini bilmediği çeşitli nesneler vardı. Ne yani insanların dünyasında mıydı? İyi de burda ne işi vardı ve buraya nasıl gelmişti?

"Hanımefendi size sesleniyorum duymuyor musunuz? Burda uyuyamazsınız. "

Karşısındaki adamın yüzüne sadece boş boş bakmakla yetindi genç kız. Söyleyebileceği bir şey yoktu. Ki zaten istese de bir şey söyleyemezdi ki.

"Neden bir şey söylemiyorsunuz? Uyuşturucu falan mı kullandınız? Söylediklerimi anlayabiliyor musunuz?" dediğinde kız başını aşağı yukarı sallayarak onu anladığını belirtti.

"Ah.. Demek konuşamıyorsunuz. Durumunuza gerçekten çok üzüldüm ancak söylediğim gibi burda uyumanız yasak. Üstelik kıyafetlerinize bakılırsa evsiz de değilsiniz. Neden gidip evinizde uyumuyorsunuz? Böylece hem siz iyi bir uyku çekersiniz hem de benim başımı belaya sokmamış olursunuz."

Yapacak bir şeyi olmadığı için ve derdini anlatamayacağı için ayağa kalkıp yürümeye başladı genç kız. Etrafta bir sürü insan ve hareket eden büyük şeyler vardı. Şu an bulunduğu ortam onu oldukça ürkütüyordu.

Tam o sırada karşı tarafta kocaman bir su birikintisi gördü. Fakat bu su birikintisi daha önce gördüklerinin aksine sonu görünmeyen bir su birikintisiydi ve gerçekten çok güzel görünüyordu. Bir an için o güzelliğe dokunma isteğiyle dolup taştı içi ve o tarafa doğru yürümeye başladı. Fakat henüz oraya ulaşamamışken gürültülü bir ses doldurdu kulaklarını. Ürkerek geri kaçmaya çalışsa da yeterince hızlı olamadı. O büyük ve hareketli şeylerden biri ona çarpmıştı.

Bedeninin farklı noktalarında hissettiği önce sızı sonra da acı ile birlikte yerde buldu kendini bir anda. Ve o an sadece uykusu geldiğini hissediyordu. Etraf yavaş yavaş kararırken kendini uykunun huzurlu kollarına bıraktı. Bilinci tamamen kapanmadan önce ise "Hey! İyi misin? Lütfen gözlerini aç!" diyen bir ses duydu sanki çok uzaklardan.

*************

Anı stres içinde elleriyle yüzünü kapatmış ne yapacağını düşünüyordu. Ya kıza bir şey olursa.. O zaman ne yapacaktı? Bu vicdan azabıyla nasıl yaşayacaktı? Gerçi onun bir suçu yoktu. O tüm trafik kurallarına uyuyordu. Hızlı bile değildi. Kız bir anda çıkmıştı karşısına.

"Sakin ol Anı. Bir şey olmayacak." diyerek dostunun sırtını sıvazladı Öktem.

"Çok korkuyorum Öktem. Durduk yere başıma gelen şu olaya bak. Kıza bir şey olursa.." dedi ama devam edemedi. Bu ihtimali düşünmek bile istemiyordu.

"Sana bir şey olmayacak dedim. Ama dinleyen kim. O siktiğim kulaklarının birinden girip diğerinden çıkıyor söylediklerim."

"İyi ki varsın be Öktem. O arabada yalnız olsaydım şu an ne durumda olurdum Allah bilir. Ben korku ve şok içindeyken sen soğukkanlı davranıp kızı hastaneye yetiştirdin."

" Dostlar bunun içindir. Ayrıca şu duygusal halleri falan da at üzerinden  kendimi bir tuhaf hissediyorum lan."

" Tamam."

"Kız bir an önce sağ salim uyansa da bizde evimize gitsek. Şu hastane koridorunda yatmaktan belim dümdüz oldu."

"Kıza bir şey olmasın da ben on gün daha razıyım şurda yatmaya."

"On güne kalmadan zaten seni acile kaldırırlar. Teknik olarak orda burdan daha rahat olursun."

"Hey Allah'ım yarabbim ya şu an şurda tartıştığımız konuya bak. Hadi benim korkudan kafam gitti. Peki sana ne oluyor?"

"Kafan dağılsın diye konuyu değiştirelim dedik gene yaranamadık ya sana da."

"Muhabbetin sonunu acile kaldırılırsın diye bağladın. Pardon da bu nasıl kafa dağıtmak böyle."

Öktem tam cevap verecekken doktorun odaya girmesiyle hemen odayı gösteren cama yapıştı Anı. Doktor birkaç cihazı kontrol edip elindeki kağıtlara not aldı ve odanın çıkışına doğru yöneldi.

Anı iyi bir şey söylemesini umud ederek kapıdan çıkan doktorun karşısına dikildi hemen.

"O iyi mi?"

"Şu an hayati tehlikeyi atlatmış durumda. Fakat her ihtimale karşı bir kaç saat daha uyutmayı düşünüyoruz. Bünyesi çok zayıf düştü ve dinlenmeye ihtiyacı var. Fakat bir sorun çıkmazsa akşama doğru uyandırmayı düşünüyoruz." dediğinde Anı sevinçle "Siz bana bu haberi verdiniz ya dileyin benden ne dilerseniz doktor bey" dedi.

Doktorun yüzünde bir gülümseme oluşurken "Bu benim görevim. Tekrardan geçmiş olsun." diyerek diğer hastalarını kontrol etmek üzere Anı'nın yanından ayrıldı.

*************

Giriş niteliğinde kısa bir bölüm ile karşınızdayım arkadaşlar. Umarım beğenmişsinizdir. Bu arada siz sormadan bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Bu hikaye öyle çocuk kıza çarptı sonra birbirlerini tanıdılar ve aşık oldular tarzı klişe bir hikaye değildir. Öyle bir beklentiniz oluştuysa eğer üzgünüm ama bu konuda beklentilerinizi karşılayamayacağım.

Neyse görüşmek üzere. Seviliyorsunuz. 💙








Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 26, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Peri Masalı (Ağça) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin