♧Sap♧

837 63 17
                                    

Okulda sırama otururken masamdaki yapışkanlı not kağıdını görmem biraz zamanımı aldı.

'Bugün aynı saatte. -Jk'

Neden yüzüme söylemek yerine bu kadar romantikleşiyordu? Yüzüm alev alırken Taehyung kolunu omzuma attı.

Taehyung"Neye sırıtıyorsun?" Elimdeki not kağıdını aldı.

Taehyung"Neden kulağa seks randevusu gibi geliyor."

Omzuna vurdum.

Jimin"Saçmalama! Bu dünyanın en romantik şeyi."

Taehyung"Ama kendini fazla kaptırmamalısın."

Jisoo"Bana mı?"

Sınıfımızın güzel kızı yanımıza gelirken gerildim. Doğru! Bugün onunla randevum vardı. Jungkook la ders çalışamayacaktık. Sanırım Jungkook bunu unutmuştu.

Taehyung"Efendim Jisoo?"

Jisoo"Jimin. Sinemaya gidelim olur mu?"

Taehyung un ağzı beş karış açıldı.

Jimin"Olur Jisoo." Dedim gülümseyerek. Yanağımı sıkıp sırasına geçtiği sırada yakışıklı çetemiz sınıfa girdi. Çeteler zorba olurdu ama onlar adeta melekti. Sanki bir pervane varmışçasına saçlarımız uçuştu. Harbiden ne oluyordu? Rüzgar da yoktu.

Jin"Tamam şimdi doğal bir şekilde gülümseyin." Dedi fön makinesini yüzümüze tutarken.

Taehyung"Lanet olası fön makinesinin sende ne işi var Jin? Hem de okulda?"

Taehyung lafı ağzımdan almıştı.

Jin"Biliyorsunuz saçlarıma her zaman bakarım."

Jungkook yanımıza geldiğinde arkadaşlarım adeta yanımdan ışınlanmışlar bir köşede bizi izliyorlardı.

Jungkook"Günaydın bugün geliyor musun?"

Jimin"Günaydın. Ama gelemeyeceğim. Jisoo ile randevum var."

Jungkook"Aaa tamamen unutmuşum. O zaman akşam uğrar mısın randevudan sonra?"

Fikrine karşı gülümsedim.

Jimin"Uğrarım."

Bayan Choe nin sınıfa girmesiyle oturduk.

Bu ders kitap okuma dersi gibi bir şeydi. Edebiyata benziyordu. Kafa dağıtmak için vardı.

Yine aynı düzene göre oturmuştuk. Sanırım yıl boyu Yoongi ve Taehyung yan yana oturacaklardı.

Bayan Choe"Jimin. Sen okumaya başlamak ister misin?"

Kitabımı evde unutmuştum. Çaktırmadan Jin in kitabını aldım ve bana gösterdiği yeri okumaya başladım.

Jimin"Bir peri masalı gibiydi. Gözleri.. O aydınlık bakışı.. Gözlerindeki ışıltı yok mu? Bana her gördüğümde cenneti yaşatıyordu. Dudaklarındaki gizli gülümsemesi, sanki yaygın bir hastalık gibi benim dudağıma da yayılıyordu. Onu öpmek istesem de çekiniyordum."

Sınıftaki uğultularla gülümseyip kafamı kaldırmamla Jungkook la göz göze geldim. Okumaya devam ettim.

Jimin"Ama o benden önce davrandı. Dudakları pamuk şekeri anımsatırken bir kiraz kokusu yayılıyordu boynundan."

Bayan Choe"Güzel. Jimin kadar duygulu okuyabilecek başka biri devam etsin."

Kimse el kaldırmazken gülümsedim. Jungkook aniden elini kaldırdı.

Jungkook"Ben devam edebilirim sanırım."

Bayan Choe"Peki öyleyse. Seni dinliyoruz."

Sınıfta büyük sessizlik oluştu.

Jungkook"Geri çekildiğinde elini tuttum. Gözleri kesinlikle doğru söylüyordu. Beni sevdiğini hissediyordum.."

Ders bittiğinde Jin ile kantine gittik. Zaten yemek saatiydi. Taehyung Yoongi ile konuşmaktan gelememişti. Jin yemeklerimizi tek eliyle taşımaya çalışırken ben de test çözüyordum.

Jin masaya yaklaştığı sırada biriyle çarpışmasıyla yemeklerle beraber yere düştü. Ona çarpan kişi kimdi dersiniz? Namjoon! O gamzelerine öldüğü adam.

Niye benim başıma gelmiyordu böyle şeyler? Evine gitmeme rağmen onunla hiç yakınlaşamamıştım. Bende mi sorun vardı? Ben mi geri çekiyordum kendimi? Bence o benden çok uzak duruyordu.

Namjoon ve Jin i izlemeye koyuldum. Namjoon cebinden çıkardığı peçeteyle Jin in üzerini siliyordu. Jin ise onu izlemekle meşguldü.

Namjoon"Ben üzgünüm Jin. İsteyerek olmadı. Seni görmedim."

Jin"Asıl ben üzgünüm. Senin üstün daha çok kirlendi. Bende tepsileri taşıdığım için önümü göremedim."

Karşımda romantik komedi filmi oynarken test çözmeye odaklanmak imkansız gibiydi. Bi de bunun üzerine Yoongi ve Taehyung un içeriye oynaşarak girmeleri eklenmişti. Yeni evli gibilerdi.

Jungkook mu? O şuan yüzüme bile bakmadan kızın tekiyle flörtleşiyordu!

Neden tek sap ben olmak zorundayım?

SerseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin