Yağmur yağıyor Sessizce izliyorum camdan. Arabaların su damlalarında çıkardığı sesi dinliyorum. İnsanların koşuşturmalarına dalıyor gözlerim. Düşünüyorum... O anlık unutup kendimi başkalarının hayatlarına kayıyor aklım. Kim bilir onlar ne düşünüyor diyorum. Acaba bugün kaç kişi göz yaşında boğuldu? Belki sevinçten belki kederden..
Kaç bebek doğdu acaba? Ölmeyi dileyip de ölmekten korkan bu kadar insanın arasına kaç kişi karıştı..
Kaç kişi yollarını birleştirdi, kaç kişi bir daha birbirini hiç görmemek üzere ayrıldı?
Kaç kişi vedalaştı sevdiğiyle onu sonsuzluğa uğurlarken?
Ya da kaç kişi sevdiği tarafından aşalandı ?
İşte tam bunları düşünürken yağmur diniyor, kahvem buz gibi olmuş tıpkı şimdi gönlümün durumu gibi...
Yaşamak istediğim her şeyi bir kenara bırakıp beni acıtan, yakan, yıkan adamın arkasından sürükleniyorum.Ben böyle düşüncelere dalmışken telefonumun sesiyle irkildim. Gözlerimi camdan alıp telefonuma çevirdim
Arayanın masal olduğunu gördüğüm de daha fazla bekletmeden açtım.
" Efendim Masal ?" dedim. Yorgun bir sesimle.
" kuzum bu gün neden okula gelmedin? Merak ettim seni. " Dedi meraklı bir tını ile.
Derin bir iç çekip devam ettim " kendimi iyi hissetmiyordum. O yüzden gelmedim."" Ne! Hasta mı oldun Eylül? Hemen geliyorum! Çok üzgünüm birtanem seni yalnız bırakmayacaktım. " dedi üzgün bir sesle.
" Biraz sakin olur musun? Merak etme şuan iyiyim sadece." Biraz durup devam ettim. " Yamaç'ı Selinle öyle görünce..." O an daha fazla devam edemedim. Çünkü gözümün önünde yeniden canlanıyordu şahit olduğum iğrençlik.Ve yine birkez daha gözyaşlarıma lanet ettim.
"Bak Eylül artık bırak şu çocuğu. Farkında değil misin sana iyi gelmiyor. " Dedi.
"Biliyorum, ama olmuyor onu sevmekten , beklemekten en acısıda ondan vazgeçemiyorum. Evet belki bu yaptığım şey beni yıpratıyor. Fakat ben o beni üzsede beni görmezden gelse de ,ben onu çok seviyorum. Anlıyor musun Masal? Ben Yamaç'ı çok seviyorum." Dedim.Artık çok yorulmuştum. Daha fazla içimde tutamıyorum.
Masal derin bir nefes alıp devam etti."Eylül sen Yamaç'ı seviyorsun ama o seni..." sözünü kesip ben tamamladım." O beni sevmiyor." Dedim.Bu gerçek kalbime hançer gibi saplansada doğruydu, Yamaç beni sevmiyordu.
"Bak Eylül bu durum'un senin için çok berbat olduğunun bilincindeyim. Ama sende artık şunu idrak etmelisin. O çok kötü biri ve senin onu sevdiğini bile bile sana çok kötü davranıyor. Üstelik bütün bunlar yetmezmiş gibi gözünün önünde Selinle öpüştü. Sen burda onun yasını tutarken, o gerizekalı kızlarla günü gün ediyor.Kuzum Sencede artık vazgeçmenin zamanı gelmedimi?" Dedi.
'Vazgeçmenin zamanı geldi mi'? Bu soruyu defalarca kendime sordum. Ama hep ona olan aşkım ağır basıp bu düşünceyi aklımdan def ediyordum.
"Bilmiyorum Masal. Belkide haklısın,artık bırakmanın zamanı gelmiştir. Neyse, şimdi kapatıyorum biraz uyuyucam. Sonra konuşuruz." Dedim. Gerçekten de biraz uyumak iyi gelecekti. "Peki canım. Sen uyu dinlen sonra konuşuruz. Ama şunu bilki ben herzaman senin yanındayım. Hiç kimsenin seni üzmesine müsade etmem. Seni seviyorum hoşçakal."Dedi " Teşekkür ederim,Bende seni seviyorum " deyip kapattım.Telefonumu masanın üzerine bıraktım. Soğumuş kahvemi de alıp telefonumun yanına bıraktım. Biraz uyumak iyi geleceğini düşünerek yatağıma yattım. Bakışlarımı dışarıya çevirdiğimde . Yağmur dinmişti.yerini yavaş yavaş ay'a teslim ediyordu. Kafamı kaldırıp saate baktığımda geç olduğunu gördüm. Artık Uyumam gerekiyordu. Ama Masal'ın söyledikleri hâlâ aklımı kurcalarken, bugün gördüklerim beni derinden yaralamıştı. Yamaç'ın beni sevmediğini biliyordum. Ama Selin, o benim arkadaşımdı, yani bir zamanlar öyleydi. Yinede bana bunu yapmayacaktı. Aramız şuan o kadar iyi olmasa da ben ona değer veriyordum. Gözlerim ağırlaşmaya başladığında, yüreğimde ki yarayla gözlerimi kapatıp, kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVİYORDUM SENİ
Teen FictionBir aşk ne kadar acıyla yoğrulmuş olabilir? Eylül amansız bir adamın aşkıyla ölüp ölüp dirilen, çaresiz ve bir o kadar da