the gone is gone / so am i / here i go

801 108 45
                                    

16.06.18

asla açmayacak papatyaların arasında yürüyor ruhum
adım sesleri mi bu duyulan, yoksa ezilen buğdaylardan mı geliyor bu bağırışmalar?

gördüğüm her şey bir fotoğrafın serap olması mı aklıma,
yoksa gerçekten de bu hayalin somutluğunda, bir köşede hissediyor muyum bu çayırı?

hissedilmesi zor olanı överken,
hissedilmesi güç olana sığınırken bir öksüz gibi

bu yoksun bırakılmanın kısa molasında mıyım yoksa?

eğer geri dönecek ise bu yoksunluk on dakikalık tuvalet arasının ardından,
ruhumun ölüm döşeği olan bu filmi süsleyin zehirli çiçeklerle,

dönmek istemiyorum bu fani gerçekliğe,
kelimelerin gücünü yitirdiği,
sıradanlığın ve monotonluğun üçüncü dünya savaşı gibi meşhurlaştığı bu gerçekliğe!

yitirmek istemiyorum bu genç yaşımda kendimi,
bu kırık buklelerimi,
ölü ancak güzel hüznümü yitirmek için

henüz daha erken,

*bir gün batımının güzelliğine kapılıp, fani ve sonsuz bu ironik mutluluğa eriştim sandım,
ve gece çöktü sonra,

gün,
uyanmadı bir daha.*

might

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 21, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

son çağrı *son durak değil ancak*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin