önsöz;

368 38 12
                                    

bu üzüntülerinizi küçümsediğimi zannetmeyin, zannetmeyiniz
ancak sanırsam içerisinde hapis olduğunuz bu üzgünlük durumuna bu kelimeyle hitap ettiğimde dahi kibirle yüzüm buruşuyor,
sanki ben bütün hüzünleri tatmışım, ve gözyaşlarımmış atlas'ın kaynağı gibi,

+

kesinlikle kibirlenmek istemeyecek ve gövde gösterisi yapmaya kalkışmayacak kadar yorgun ve basitliğe düşkünüm,
mesela turuncu ve mor renklerini asla bir arada giyemem, siyah parlak etekler ve uzun çizmelerden korkarım çoğu zaman,

basitliğe öyle düşkünüm ki, bu kararsızlıklarla dolu hayatımda, her dondurmacıya gidişimde önce bütün dondurmalara bakarım,
böğürtlen, muz, vişne, çilek, limon, karamel, damla sakızı ve kaymak...

en az beş dakikamı harcarım bu kararı vermeye, akciğer kanserine yakalanmışım gibi umutsuzluğa düşerim ilk önce, sonra sanki anneannem zuzu her günbatımı limana gidip sigara içtiğimi öğrenmiş gibi paniğe kapılırım.

ancak bu beş dakikanın sonunda, dondurmacı franklin'in hatrını sorar, çocuklarının bu yaz da dedelerinin yanında tarlada çalışıp çalışmadıklarını; yaklaşan seçimler hakkındaki düşüncelerini isterim. bu ne çok umursadığımdan ne de hep çok kibar biri olduğumdan; ama beş dakikamı sadece "bir top kaymak," demeye harcamak düşüncesi bile gençliğimi de böyle kararsızlıklara sarf ettiğim düşüncesini tetiklediği içindir.

yani basitliğe öyle düşkünümki, bütün koyu kırmızı ojelerimi attım bu yazın başında, ruhuma ağır gelen şeyleri bu zayıf bedene yükleyerek sadece işkencemi arttırırım, bir trenin şans eseri denizin ortasından çıkıp, beni ezme ve nefesimi bir salise içerisinde kesme olasılığını değil.

ama her ne kadar düşkün olsam da basitliğe, zuzu'ya duyamadığı bütün haberleri yalan yanlış şekillerde anlatırım; evimizdeki eski, tüplü televizyondan işitemediği her şeyi sorar bana. ve ben, saptırarak ve abartarak bir bülten yaratırım ona. zuzu'nun dünyasında çocuklar açlıktan ölmez artık, ya da bir üçüncü dünya savaşının çıkması söz konusu değildir.

sadece bugünlük demek istediğim şey, kibirlenmek istemesemde kendinize yalan hüzünler bulmayın efendim, bu sadece, insani ve evrensel hislerinizi ortaya çıkarmaktan ziyade yakıp kavuran bir acıya gebedir.

+

« might ve zuzu
zeytinlik kasabasında yaşarlar,
ve might bir yaz aşkına tutulur. »

might

hüzünlerim ve zuzu; mightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin