6

1.8K 197 95
                                    

Şalı üzerime örttüğüm gibi evden çıktım ve annemin her an geleceğini düşündüğüm için kayaya koşarak gittim. O kayaya yaslanmış beni beklerken yüzümde bir gülümsemenin oluşmasını engelleyemedim.
Yanına gittiğimde beni rahat hareketlerle kendine çekti ve şalımı rüzgarın ellerine bıraktı, dudaklarını ise açık omzuma bastırdı.

"Sana bir şey sormak istiyorum." dedim hemen, sesimin güçlü olması için uğraşmıştım. Şimdi o kayaya yaslanmıştı ve bende ona.

"Sor." dedi yanağıma da birkaç küçük öpücük kondurup.

"Korsan mısın?" söylediğimle dudaklarını benden ayırdı ve kaşları çatarak bana baktı.

"Bunu kimden duydun?"

"Kasabadakiler öyle diyor." yerlerimizi değiştirdiğinde içime bir an için endişe dolmuştu. Kaçmamı engellemek mi istiyordu? "Doğuda arandığın da söyleniyor."

"Değilim." dedi hızla. "Doğuya henüz gitmedik bile, kim uydurdu bunu?"

"Doğruyu mu söylüyorsun?"

"Doğruyu söylüyorum." dedikten sonra samimi bir şekilde gülümsemişti ona sıkıca sarıldığımda bir elini belime koyup bana karşılık verdi.
Ona inanmıştım.
Ya da inanmak istemiştim...

"Şafak vakti yola çıkacağız." dediğinde ondan hızla ayrıldım.

Bizim hikayemiz bu kadar kısa mı sürecekti?
Yaz aşkları gibi miydi yani?

"Neden?" sesimin titrediğini duymamasını diledim. Ben bu üç günde ona nasıl alışmıştım? Ya da bir öpücük beni ona nasıl bu kadar bağlamıştı?
Bir öpücük o kadar güçlü müydü?
Olabilir miydi?

"Götürmem gereken mallar var."

"Pekala." dedim gözlerim dolarken. Bunu yapmamam gerekiyordu.

"Ağlayacak mısın yoksa?" kafamı iki tarafa salladığımda beni kendine çekti.

"İstersen sen de gelebilirsin." dediğinde bunun nasıl olacağıyla ilgili hiçbir fikrim yoktu. "Nasıl?" baş parmağıyla yanağımı okşadı. Yüzü yüzüme bu kadar yakınken ay ışığının gözlerinde parlamasına bakmaya doyamıyordum.

"Şimdi. Sen hiç eve gitmeden gemiye gideriz mürettebatta gelir ve açılırız."

"Yapamam." her ne kadar ondan hoşlanıyor olsam bile bunu asla yapmazdım. Burada annemi, babamı, kardeşimi, hayatımı bırakmam çok zor olurdu, hem onu tanımıyordum bile.

Omuzlarıma ve oradan da boynuma öpücük kondururken kafamı kayaya yasladım. En sonunda dudaklarını dudaklarımla buluşturdu.

"Daha önce içki içmedim demiştin değil mi?"
Bu söylediğine başımı salladım. "Bugün içki içelim." dedi dudaklarını benden ayırınca. "Sabaha kadar."

"Annem sarhoş olduğumu anlar." dediğimde bana bunun bir sorun olmayacağını söylemek ister gibi omuz silkti ve bir şişeyi bana uzattı.
Şişeyi elinden aldım ama açmadım, annem anlardı ve beni babama söylerdi. İşte o zaman işler karışırdı.
Tanrım, bu riski asla göze alamazdım.

"Korkma, bu etkilemez, alkol oranı az."

"Hiç içmedim ama." dedim yüzümü buruşturarak, babam beni bu şeyden fazlasıyla soğutmuştu.
"Etki yapmasını istemiyorum."

"Yapmaz." dedi ve kendi şişesini yere koyup benim elimdekini aldı açtıktan sonra tekrar elime verdi.

"İç." dedi ve şişeyi ağzıma götürdü.

"İstemiyorum."
Neden bu kadar içmemi istiyordu?
Kaşlarını çattığında oturduğum yerden eve gitmek için kalktım.

"Ben eve gidiyorum." elbisemi düzelttim ve konuşmaya devam ettim.
"Kendine iyi bak, her şey için teşekkür ederim."

"Gitme." elimi tuttuğunda endişemi saklayıp konuşmaya devam ettim.
"Belki birkaç yıla tekrar gelirsin." kollarını sıkıca bana sardı. Tabii o zamana evli olmazsam...

Ondan ayrıldığımda bakışlarında hiçbir ifade yoktu.
"Kendine iyi bak." dedim tekrardan.
"Her şey için teşekkür ederim."

Arkamı döndüm ve etrafa kısa süreli baktıktan sonra ilerleyecektim ki Zayn kolumdan tuttu, tekrardan.
Ona merakla bakarken kaşlarını çatmıştı.
Tam bakışlarından korktuğum için son ses bağıracağım sırada eliyle ağzımı kapattı ve bağırmama izin vermedi.

"Gitmene izin veremem." dedikten sonra diğer elindeki mendili yüzüme kapaması bir olmuştu. Çığlıklarım hiçbir işe yaramazken sesimin gittikçe azalması ve gözlerimin kapanmasıyla hiçbir şey yapamaz duruma geldim.

-

Baş ağrım ve mide bulantım uyanmama başlıca sebepler olduğunda gözlerim birden açıldı.
Mide bulantım arttığında yattığım yerden kalktım ve bir kovayı görmemle onu elime alıp kusmam bir oldu.

İşim bitince kovayı tekrardan yere koydum ve olduğum odayı inceledim, tahta masanın üzerinde bana tanıdık gelmeyen aletler vardı. Yatağa döndüğümde fazlasıyla büyük olduğunu gördüm. Her saniye gerginliğim artarken buraya daha önce gelmediğimi biliyordum. Kalbim korkuyla çarpmaya başlamıştı.
Dün geceyi hatırlamaya çalıştım ama aklıma sadece evden çıkmam geliyordu.
Denizci ile buluşmak için evden çıkmıştım.

Ama şimdi ne evde annemleydim ne de kayaların arkasında Denizci ile...

Odanın kapısına yaklaştım ve ağır kapıyı zorla da açtım, odadan çıktığımda gördüğüm şeyle geri adımlar atarken kalçalarımın üzerine düşmem bir olmuştu.
"Hayır, hayır!"

Şu an bir gemide, sonsuz bir denizin ortasındaydım.

Şu an bir gemide, sonsuz bir denizin ortasındaydım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

KAÇIRMIŞ KIZI ANLADIĞINIZ ÜZERE

SİZCE NELER OLACAK?

#ZAVANNAH

pirate // zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin