kırk altı | aldatış |

68.3K 4K 450
                                    




Düzenlenmiş 2. Bölüm ile buradayım güzeller :)

Bölümlerin geliş hızı tümüyle size bağlı. Yorumları coşturursanız hızlıca gelen ilhamlarım ile hızlıca bir bölüm yayınlarım belki, kim bilir :DD

Elbette yine ateşe odun attım. Sonunu okuyup meraktan çatlamamanız dileklerimle ♥

Umarım yeni gidişatı seversiniz canlarım.

Keyifli okumalar.

Yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın ♥♥

Bölüm Şarkısı: Emre Aydın - Çocuğum Belki


Bölüm Şarkısı: Emre Aydın - Çocuğum Belki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

▬▬▬

| B Ö L Ü M 46 |

Dudaklarını kurutan sözcükler nefes borusuna bir çakılın takılmasına sebep oldu. Mustafa'nın kelimelerini zihninde onun sesiyle yankılanırken, yüreğinde bir hareketlenme oldu.

Ciddi olmadığını düşünmek istiyordu. Çünkü şayet ciddiyse onu bu yoldan vazgeçirmek için ne kadar uğraşması gerektiğini biliyordu. Vazgeçirebileceği de meçhuldü!

Hızlı bir şekilde konağın arka kapısına ilerledi. Nefesleri sıklaşmış, kalp atışlarında belirgin bir hızlanma olmuştu. Heyecandan ölebilirdi.

Nefesini tutarak sessizce arka kapıyı açtı. Ardından korkarak kafasını aralık bıraktığı kapıdan dışarı uzattı. Tam o anda yüreğini tekletecek o manzarayı gördü. Sevdiği adam park ettiği arabasının önüne boylu boyunca yaslanmış, destek aldığı ellerinin yardımıyla göğe kaldırdığı gözleriyle gecenin bir çarşaf gibi serildiği göğü izliyordu. Öyle güzel, öyle tasasız ve öyle muhteşemdi ki. Hazal bu görüntü karşısında kaskatı kesilmesin de ne yapsındı?

"Uzaktan uzağa izlediğin onca sene yetmedi mi benim dikenleri bile çiçek açmış kaktüsüm."

Hazal duyduğu sözleri kafasında bütünleştirdiğinde adamın ona iltifat mı yoksa hakaret mi ettiğini anlayamadı. Fakat dediği gibi yıllarca uzaktan izlemek ona yettiğinden olsa gerek kapıyı aralık bırakarak tereddüdün bulandığı adımlarla Mustafa'ya yaklaştı.

Onun önünde durduğu vakit gözlerine değen zemheri gözleri ruhunu bedeninden çekti. Öyle güzeldi ki, öyle özeldi ki onun yüreğinde onu anlatabileceği kelimeleri seçemiyordu.

"Konuşmayacak mısın?"

Adamın sorusu yüreğinde bir iz bıraktı. Ne hakkında konuşmak istediğini biliyordu. Evlilik.

"Milyon şey var aklımda."

"Ne derler bilirsin Hazal, bir yerden başlamak lazım."

Yutkundu. Bu adam onun yüreğini göğüs kafesinden fırlama isteği ile dolduruyordu. Yakınında oluşundan dolayı acı çekiyordu. Kafasında binlerce soru vardı, cevaplanmayı bekleyen. En çok da o cevaplardan korkuyordu. Adam yanındaydı. Onun hayatında olmak için can atıyordu. Körpecik bir kızken vurulduğu ve hayatının sonuna kadar hayaliyle yaşayacağını sandığı adamdı Mustafa. Yanındayken konuşabilmesini beklemek biraz gaddarcaydı. Yıllarca yalnızca içiyle konuşmuş bir insandı o. Konuşsa bile ne diyeceğini bilemiyordu.

AĞA [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin