2° (M)

488 48 11
                                    

Kendi adımlarımı kontrol edemediğimden, onun adımlarıyla sürükleniyordum. Neredeyse tüm ağırlığımı ona vermiştim ama bu onun için pek sorun vaadetmiyordu.

"Nereye gidiyoruz sevgilim?" Diye ona döndüğümde o güzel dudakları yine yukarı doğru büzüldü, sevgilim demiştim çünkü alkolün etkisiyle o anlık öyle olmasını istedim.

"Benim evime dedim ya." Dediğinde içim kıpır kıpır olmuş, vücudumu birden ateş basmıştı.

Beni arabasına kadar taşıdı, ön kapıyı açıp içeri oturttu ve kemerimi bağlarken önüme eğdiği saçlarının o ekşi tatlı kokusunu içime çekmeden edemedim.

"Sen sarhoş değil misin? Araba mı süreceksin ?"

Kendi koltuğuna geçip yanıma yerleşirken " Gördüğün gibi 70 kilo civarı bir insanı dengemi kaybetmeden taşıyabilecek ve eve gittiğimizde olacakları düşünebilecek kadar ayığım." Dedi.

"Hey ben, 65 kiloyum."

Yine yapmıştı o keskin gözleri, bedenimi yine delip geçmişti.

Kısa bir süre sonra midem içtiğim onca alkole isyan etmeye başlamıştı, arabanın sallantısına midem de eşlik ediyordu. Bu ne benim için, ne araba için, ne de geniş omuz için hiç iyi olmazdı.

"Araba, araba tuttu sanırım, midem bulanıyor."

Geniş omuz, hiçbir müdahale yapamayacağını anladığında eve gitmek için hızlandı, fakat hızlanması midemin isyanını tetikledi ve olmamasını istediğim en kötü şey oldu.

Kim bilir kaç milyon won döktüğü o güzel, son model arabası artık kimus ve alkol karışımı ile berbat olmuştu. Aynı zamanda bütün kıyafetlerim.

"Neden ? Neden biraz bekleyemedin ki ?." Geniş omuz kızmıştı fakat çok da dert eder bir havada değildi.
"Geldik hadi in."
" E araba ne olucak?"

"Oto yıkamaya gönderirim sıkıntı yok."
"Peki ya kıyafetlerim?"
Sarhoş aklıma kıyafetlerimi dert eden ben, bakışları bir çok şey anlatan geniş omuzu anlamamıştım.
Anlamsızlığına bir cevap olarak direkt ekledi; "zaten o kıyafetlere ihtiyacın olmayacak."

Zar zor düzensiz adımlarım eşliğinde asansöre kadar geldim, ayakta zor duruyordum. Geniş omuz vücudunu bana yaklaştırdığında çok anlamsızca konuştuğumu hatırlayabiliyorum.

"İçeri girdiğimizde sorun olmazsa duşunu kullanabilir miyim?"

Geniş omuz şaşkınlıkla bana yaklaştırdığı bedenini geri çekti ve söylendi. "Bu kadar zorluk çıkaracağını bilseydim yanına gelmezdim."

" Efendim?.. anlamadım."

Sızlanarak " İyi kullan ama kısa sürsün." dedi.

O sırada asansörün kapısı açıldığında ayağım eşiğe takıldı, geniş omuz beni  tuttuğunda göz göze gelmiştik.

" istersen duş almana da yardım edeyim." Sarhoştum ama ne dediğini de anlıyordum, hafif utandığımdan kendimi toplayıp kolları arasından doğruldum.
"Sanırım kendim halledebilirim."

Eve girdiğimizde, hiçte tarzı olmayacak bir manzara ile karşılaşacağım aklıma gelmezdi, şahsen etrafa dağılmış iç çamaşırlar, cips paketleri, bira şişeleri bekliyordum. Beklediğimin aksine gayet düzenli, modern ve eşsiz bir zevkle donatılmıştı. Duvarlarda özenle asılmış tablolar, tavanda şık bir avize asılıydı.

" Banyo koridorun solunda 3. Kapı."

Evi oldukça büyüktü, koridora yöneldikten sonra, ilk kapıdan görünen siyahlar içinde bir yatak odası da gözümden kaçmamıştı.

hi doctor ~taejin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin