0.1
kendinde olsa asla yapmayacağı bir şey olduğunu biliyordu jongdae. ama onun için hayatı zaten bok gibiydi. şu yabancı da böbreklerini alsa bir şey olmazdı.
aslında neden bu kadar kolay kabul ettiğini biliyordu. ağlamaktan, sonra bundan kimsenin haberinin olmamasından, en çokda o hisle uyumaktan nefret ederdi. küçüklüğünden beri böyle bir şeye alıştığı yoktu ama o hep sokulmak için bir yer arardı. şimdide dostunun yokluğuyla bu hale gelmişti. sadece nefes almak için dışarı çıktığında akşam vakti sokakta yalnız dolaşmak yüzüne vurmuştu her şeyi. artık bir mazeret uyduramazdı her şey apaçık ortadaydı. daha ne kadar telefonları cevapsız kalmalıydı anlaması için. işte o an kullanılmanın ağır hissiydi içindeki. yere çökmüş hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. çok saftı, hala ondan sıkıldığı için onu bırakıp gittiğini düşünüyordu. halbuki sıkıldığınız birini sahip olduğum tek dostumsun diye kandırmazdınız. bunları duyan jongdae elinden geldiğince o yalancıya ihtiyacı olan sevgiyi vermeye çalışmıştı. daha öğrenmesi gereken çok şeyi vardı jongdae'nin, sevgisinin karşılıksız kalacağını bilemezdi ama.
yabancı önde yürürken jongdae aklındakilerden dolayı iki adım gerisinde kalmıştı. yaptığı deliliğe hala şaşırırken öndekinin arada arkaya dönüp o'nu kontrol ettiğini fark etti. yüzü gibi hareketleri de farklıydı. hem olgun hem de sevimli görünen bu adamı reddetmemesinin tek sebebi sahip olduğu güçlü aurasıydı. sert değil, tekinsiz değil kokusu bile yuva gibiydi bu adamın. jongdae düşüncelerinin nereye kaydığını fark etmesiyle kendisine geldi. yine de güven olmazdı, böyle sade ve güzel giyinen insanlarda kötü niyetli olabilirdi.
sonunda mahalledeki tek kafeye ulaştıklarında yabancı onun için kapıyı tuttu. cam kenarında bir masaya oturdular ve jongdae vaktin ne kadar geçtiğini fark etti. o çıktığında herkes işten çıkmış evine gidiyordu, şimdi ise herkes evine çoktan ulaşmış sokaklar hala akşam yemeklerini bulamayan kedi ve köpeklere kalmıştı. yabancıyı süzerken bu mahalleye ait gözükmediğine karar verdi. bu uzun sürmüş olmalı ki yabancı sonunda sonunda boğazını temizleyip jongdae'nin dikkatini üzerine çekti.
"minseok" dedi. gözlerine baktığında kafasındaki soruyu anladı. adamın sürekli gözleriyle anlaşmamasını umdu. bu soru kolay olsa da her zaman anlayabileceğini sanmıyordu.
"jongdae"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nar bülbülü |xiuchen|
Fanfictionsoğuktan titremiyordun. senin kalbin hep hızlı atardı.