3. Bölüm

514 32 19
                                    

Bölüm geç geldiği için üzgünüz... Umarım beğenirsiniz. Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Taehyung az önce yaşanan olaylar yüzünden titrediğini fark ettiğinde yalnız kalmak için odalardan birine ilerlemeye başladı. Jungkook aklını öyle bir karıştırmıştı ki Taehyung kendini sanki uçurumdan atlamışta sağ kurtulmuş gibi hissediyordu. Adımlarını beyaz bir kapının önünde durdurduğunda yavaşça kolu indirdi ve içeri girmeden donup kaldı. Jungkook odadan gelen çığlıkları duyamayacak kadar aklında yer edinmişti.

“A-ahh! Hyungmhh!”  

Taehyung Jimin’in şehvet barındıran sesiyle bağırmasıyla irileştirdiği gözlerini yataktaki üçlüye çevirdi. Onlar çıplaktı.

Jimin bir yandan çığlıklarla inlerken diğer yandan Yoongi’nin sertliğini emiyordu. Yoongi zevkten kapattığı gözleriyle ellerini küçüğün saçlarına daldırmış ve kendine bastırmakla meşguldü. Hoseok ise terleyen saçlarını elleriyle geriye atarken sertliğini Jimin’in içine yolluyordu.

Üçlü yaptıkları işe o kadar odaklanmışlardı ki Taehyung’un şokla onları izlediğini fark etmemişlerdi bile. Jungkook ise gülerek Taehyung’un yanına geldi ve hiç hareket etmeyen gencin omzundan kafasını uzatıp baktığı yere baktı. Gülümsemesi solarken yandan gelen hıçkırık sesiyle Taehyung’a baktı. Taehyung’un iç çekerek ağlamasına tekrar bir şok geçirirken kolundan tuttu ve odadan çıkardı.

“Lanet olsun, neden ağlıyorsun?” Jungkook odadan yeterince uzaklaştıklarını anladığında Taehyung’u durdurdu ve önüne geçip ellerini ıslanmaktan kızarmış yanaklarının üzerine koydu.

“Taehyung?!”  

Jungkook uyaran ses tonu ile konuştuğunda Taehyung dolmuş gözlerini Jungkook’a çıkardı ve ağlaması şiddetlenirken Jungkook’a sarıldı. Jungkook bir süre şaşkınlıktan ne yapacağını bilemese de ellerini Taehyung’un sırtına koyup yavaşça aşağı yukarı okşamaya başladı. Şuan kalbinde at koşuyormuş gibi hissediyordu.

“O-onlar J-jimin’in canını ya-yakıyordu.” derin bir nefes aldı ve devam etti. “J-jungkook lütfen o-onu kurtar.”  

Jungkook, Taehyung’un bu kadar masum olmasına şaşırırken sessizce kendi kendine mırıldandı.

“Pek canı yanıyormuş gibi değildi ama bunu sana nasıl açıklayacağım şimdi?”  

Kendi kendine düşünürken aynı zamanda Taehyung’un sırtında olan ellerinden birini saçlarına çıkartıp yavaşça okşadı. Şuan düşünmesi pek mümkün olmuyordu çünkü arzuladığı çocuk kollarının arasında sessizce ağlarken kafasını boynuna gömmüş ve dudaklarının boynuna temas ettiğini bilmeden ıslatıyordu beyaz boynu.

Jungkook aydınlanma çağına girmişçesine gözlerini açarak Taehyung’u kendinden uzaklaştırıp elini tuttu ve salona doğru sürüklemeye başladı bedenini.

“Senin NamJin seansına ihtiyacın var.”

Salona sürüklediği bedenin elini bırakırken koltukta öpüşen Namjoon ve Jin’e baktı. Telaşla Taehyung’a bakıp elleriyle gözünü kapattı ve öpüşen ikiliye ses tonunu önemsemeden bağırmaya başladı.

“Sonra yiyişin… O korkuyor.”

Namjoon ve Jin istemeyerek birbirlerinden ayrılırken Namjoon yanında bulunan su şişesini alıp Junkook’a attı.

“Korkuyorsa burada ne işiniz var lan?”

Jungkook su şişesinden kurtulurken yüzünü buruşturup Namjoon’a kötü bir bakış attı.

New Student | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin