Heyyo ben geldim biliyorum cok uzun zamandır bölüm atamadım ama anca hastalığımdan kendime gelebildim neyse umarım bu uzun bölüm beni affetmenize yardımcı olur inşallah beğenirsiniz. 💕 Sizleri seviyorum. 💕
Sabah evdeki tıkırtı sesleri ile uyandım. salona geçtiğimde halam kahvaltı hazırlıyordu, beni görünce eğilip beni alnımdan öptü ve sandalyemi çekip "Buyurun prenses hanım" dedi kahvaltı ederken birden dün gece ki rüyam aklıma geldi ve istemsiz olarak kıkırdadım, bunu fark eden halam ne oldu diye sordu. Dün ki rüyalarımı anlattım, ilki ünlü bir yazar olmuşutum ikincisi ise panda bakıcısı olmuşutum. Biz böyle güle oynaya bir güzel kahvaltımızı ettik ve artık benim hazırlanma vaktim gelmişti. Halam sofrayı toparlarken, ben hazırlanmak için odama çıkmıştım. Hemen gidip giyindim, formam idare
ederdi içimden "Bu formalar neden var keske herkes pijamaları ile okula gidip gelse" diye geçirdim formam mavi kollarında ve yakası siyah ve mavi şeritler oluşan bir formaydı altımda ise siyah bir şort etek vardı saçlarımı kendim örmeği bildiğim için saclarımı iki yandan ördüm ve mavi siyah bir yıldızlı toka ile bağladım mavi ve parmak uçlarıma doğru beyaz olan conversimi giyip mavi ve şirinler resmi olan cantamı da sırtıma alıp maskemi taktımmı hazırdım bana şans. Odamdan çıkıp merdivenlere yöneldim yavaş ve dikkatli bir şekilde medivenlerden indim. Bu sırada galasında hazırlandığını gördümgördüm. Halam gözleri dolu bir şekilde bana yaklaştı ve önümde diz çökütü. Neden ağlıyordu istemeden kırmışmıydım onu yoksa? Elinin tersi ile gözünden hızla düşen yaşı sildi ve ellerini hırkamın fermuarına götürdü fermuarı kapattıktan sonra gözlerime bakıp " Harika görünüyorsun tatlım" dedi ve gülümsedi, gülümsediğinde gamzeleri ortaya çıkmıştı bende bu durumda onu taklit ederek gülümsedim. Halam ellerini dizlerine koyarak ayağa kalktı ve ellerini birleştirip "Hadi bakalım ilk günden geç kalmak istemessin değil'mi?" Kıkırdayıp kapıya doğru yöneldim. Çizmelerimı giyerken bir anda dengemi kaybedip popomun üstüne düştüm. "Ah" diyip popomu ovuşturdum yüzüm ekşidi Arkadan gelen kıkırdama sesi ile arkamı döndüm ve döndüğüm gibi Halamı gördüm. Bir anda bende gülmeye başladım Halam yanıma gelip çizmelerimi giymeme yardım etti onu gülümseyerek izledim. Ellerimden tutup kalkmama yardım etti, ardından ayakabılıktaki asılı montuma uzanıp bir kaç çekişte eline aldı ve açarak kollarımı monta sokmanın bekledi, hemen arkamı dönüp kollarımı arkaya doğru uzattım. Ve artık hazırdım, çok heycanlıydım Halam kapının Üstündeki kilitleri açmakla uğraşırken bende aynada kendime bakıyordum. Yüzüme vuran soğuk ile gözlerimi kıstım, soğunun geldiği yöne baktığımda Halam kapıyı açmış çıkmamı bekliyordu. Hızla harekete geçip kapıdan çıktım ve karların arasına zıpladım. Halam bu halime gülüp elimden tuttu ve arabasına doğru yöneldik. Arabanın etrafından dolaşıp arka koltuğun kapısını bana sonuna kadar açtı. Arabanın arka koltuğuna yerleşip rahat bir konum aldım. Halam üzerime doğru eğilip emniyet kemerini bağladı ve geri çekilip kapımı kapattı. Araba oldukça soğuktu, keşke eldivenlerimi'de alsaydım diye geçirdim içinimden ben bunları düşünürken arabanın ön kapısı açıldı ve Halam yerine yerleşti kendi emniyet kemerini'de bağlayıp arabayı çalıştırdı ardından arabanın klimasını çalıştırdı bacaklarımı saran ılık hava tirtememi sağladı. Gözlerimi camâ doğru çevirdim, ağaçların hızla geride kalmasını izliyordum, Bir kaç dakikalık yolculuğun ardından okulun önüne gelmiştik ve artık heyecanım bastırılamayacak kadar büyümüştü. Elimi kalbimin üzerine götürüp sesli bir şekilde nefes verdim. Halam tekrar elimden tutup okula yöneltti beni her adımda sanki kalbim fırlayacak gibi oluyordu. Okulun bahçesine girdiğimizde bir çok göz bize dönmüştü. Ben onları incelerken çoktan okulun kapısına yaklaşmıştık etrafı iyice süzdüm bir kaç kişi bana bakarak kulaktan kulağa fısıldaşıyordu, bu durumdan rahatsız olsamda söz etmedim. Okulun kapısından girdik ve daha önce kayıt yaptırmak için geldiğimiz müdüre'nin odasına yöneldik. Koridorlar çok gürültülü ve kalabalıktı, sonunda müdüre'nin odasına Gelmiştik Halam kapıyı tıklattı içeriden sert bir ses " Girin! " diyerek bizi içeri çağırdı müdüre halamı görünce gülümseyip ayağa kalktı selamlaşıp oturmamız için masanın önündeki koltukları gösterdi. Onlar kendi aralarında konuşurken bende etrafı inceliyordum bir kaç tane çiçek vardı masanın tam karşısın da ise bir televizyon bulunuyordu, güvenlik kameralarını buradan kontrol ediyorlardı sanırım bir çok karede farklı çocuklar koşup eğleniyordu Halamın omuzuma dokunması ile ürküp etrafa hızla baktım "Tatlım bir sorun mu var? " dediğinde gülümseyerek hiç bir sorunun olmadığını göstermeye çalıştım. " Hadi o zaman seni sınıfına götüreyim" dedi müdüre hanım. Oturduğum yerden zıplayıp ayağa kalktım ve müdüre hanımın peşine takılıp odadan çıktık, müdüre hanım eli ile sırtıma dokunup bana yön vermeye başladı merdivenlere yönelip basamakları çıkmaya başladık birinci kata ulaştığımızda müdüre hanım ile koridorun sonuna kadar ilerledik Ve bir kapının önünde durduk, müdüre hanım içeriden gelen korkunç gürültü ile öğretmenin daha gelmediğini anlamış olacak ki kapıyı çalmadan kapıyı açtı ve içeri girdi, benide peşinden sürüklemeyı ihmal etmemişti. Gözlerim ile sınıfa göz gezdirdim, hepsi susmuş bana bakıyordu utanmıştım belli etmemeye çalışarak etrafa bakmaya başladım "Evet çocuklar bu sizin yeni sınıf arakadaşınız Deniz. Ona merhaba diyin " bir çok kişinin aynı anda "Merhaba " demesi ile sanki bir koro oluşmuş gibiydi "Hadı Deniz'cim boş bir yer bulup oraya otur " dedi müdüre hanım sınıfı dolaşmaya başladım ve bir boş yer gördüm, tam oraya yönelecekken kızın biri çantasını oraya koydu, arkama bakıp müdüre hanımı yokladım ama çoktan gitmişti Bende başka bir boş yer görüp oraya oturdum yanımdaki kişiye baktığımda, ela gözleri, fındık burnu, dökülmüş bir kaç dişi ve kumral saçları olduğunu gördüm Bir kaç dakikalık bekleyişin ardından öğretmenimiz içeri girdi. Ona bakıp ben ileride onun gibi olmayacağım bir panda bakıcısı olacağım diye düşündüm. Öğretmenimiz beni görünce gülümsedi ve " Hoşgeldin aramıza Deniz. Bize kendini tanıtmak istermisin?" diye sordu Heycandan dilim tutuldu sırtımdaki damla, damla terleri hissediyordum. Bir anda söze girdim "Adım Deniz Soyadım korkmaz yedi yaşındayım, aslında izmirde yaşıyordum sonra İstanbul'â gelmek durumunda kaldım." diyip sakinleşmeye çalıştım. Bu gibi durumlar benim için hep sorun olmuştur. Sınıftaki fısıltılar artmıştı. Öğretmenimiz sınıfa göz gezdirdi ve "Türkçe kitaplarını ve defterlerini çıkartın bakalım çocuklar " dedi Sıkıcı geçen dört saatin ardından teneffüs zili çalmıştı. Yavaşça kafamı koyduğum sıradan kafamı kaldırdım ve etrafa bakındım. Çok halsiz hissediyordum ama uyuyamıyordum'da, kolumda hissettiğim baskıyla yanımda oturan çocuğa döndüm bön bön birbirimize bakarken sesizliği böldü "Kalksana" dediğinde bir nebzede olsa kendime gelmiş ve oturduğum yerden kalkmıştım onun geçmesini bekledim. Yavaş hareket ediyordu bu benim sinirimi çok bozsada sesimi çıkarmadım, sonuçta ben bir prensesim öyle değil mi? O, çocuk geçip gittikten sonra yerime oturup tekrar kafamı sıraya yasladım Son iki saat kaldı dayanabilirim diye kendime destek verdim. Önümüzdeki son iki ders matematik ve ben şimdiden defterimi ve kitaplarımı çıkarttım. Son anda gelen çişim ile hızla ayağa kalkıp kapıdan çıkacakken yere düştüm ilk bir kaç saniyede hiç bir şeyi idrak edemedim etrafıma bakındım görüş açımdan sadece üç kişi vardı. Bana tepeden bakıyorlardı "Önüne baksana aptal " diye bağırdı esmer olan kız diğeri ise "Uğraşma şu ezikle yere düşünce zaten fazlasıyla ezildi " diyip kibirli bakışlar Yolladılar daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım. " Bir daha bana çarparsan seni okulun önünde rezil ederim! " diye bağırınca ayağa kalkmaya çalıştım ve karnıma ayakkabısı ile bastırdı kalktığım gibi oturmamı sağladı kafamı kaldırıp onlara baktım "Neden yapıyorsunuz bunu bana? Ben size ne yaptım" dediğim'de gözlerini devirip "gidelim boşverin " dedi esmer olan kız içlerinden gözlüklü ve iri olanı yüzümdeki meskeyi çekip aldı ve hızla çöp kutusunun yanına gidip lastiklerini kopara kopara çöpe attı Daha fazla tutamadığım çişimi bırakmak zorunda kaldım. Hızla ayağa kalkıp tuvalete doğru koştum ama herkes görmüştü. Kendimi tuvalete kapatıp dakikalarca ağladım hıçkırıklarım göz yaşlarıma eşlik ediyordu. Kapıyı kilitlemiştim ve hiç bir öğretmen açamazdı yada ben öyle sanıyordum. Annemi ve babamı çok özlemiştim eski okulumu arkadaşlarımı ve daha bir çok şeyimı özlemiştim, annem ve babama olan özlemim çoktu bu ağlamamın dahada şiddetlenmesine sebep oldu Kapının ardından gelen ses ile ağlamam birazda olsa dinmişti "Halacığım aç kapıyı bir tanem, hadi güzelim " hıçkırıktan konuşamıyordum "Â-â-ama b-b-ben bir daha bu-buraya gelmek is-istemiyorum" dedim ve ağlamaya devam ettim "İ-in-insanın Ka-kal-kalbi acır mı? " diye sorduğumda sessizlik oldu kimse konuşmadı "Acır hemde çok acır ama benim prensesim bunun üstesinden gelir çünkü o çok güçlü biri" dediğinde artık sadece geriye iç çekişlerim kalmıştı "Sahiden o kadar güçlümüyüm? " diye sordum "Evet birtanem hemde çok güçlüsün. Ama şimdi kapıyı açmam gerekiyor" dediğinde oturduğum klozetten kalktım ve kapının kilidini çevirip açtım. Hemen halama sarıldım ve oda bana kocaman sarıldı "İlk önce üzerini değiştirelim" dedi Halam öğretmenim korku dolu gözlerle bana bakarak "Bizi çok korkuttun Deniz" dedi Hiç bir şey söylemedim sadece halamın üzerimi değiştirmesini izledim. Halam üzerimi değiştirdikten sonra elimi tuttu "Hadi canım gidelim" dedi ona bakıp kafamı salladım ve tuvalletten çıktık. Koridorda toplanmış bir sürü kişi bize bakıyordu bazıları işaret parmağını gösterip alay ediyordu, bağzıları susmuş vaziyette bakıyordu. Okuldan çıkıp arabaya doğru gittik Halam kapımı benim için açmıştı, ona gülümseyip arabaya bindim her zaman ki yaptığı gibi emniyet kemerini bağladı ve sürücü koltuğuna geçti. Sessiz bir şekilde yola bakıyordum hava gri olmuştu yine, ben en çok güneşli havaları severim çünkü o zaman istediğin kadar gülüp eğlenebilirsin. Sonunda eve gelmiştik Halam kapımı açtı ve emniyet kemerini açtı bende hızla eve doğru koştum, utanıyordum eğer yarın okula gidersem herkes benim ile alay edecekti. Halam peşimden gelip kapıyı açtı içeri girmemi sağladı içeri girip çizmelerimi çıkarttım, ardından salona geçip tekli koltuğa oturdum Halam tam yanımdaki koltuğa oturmuştu Sanırım ona bir şeyler anlatmamı istiyordu ama ben anlatmak istemiyordum, Halam bunu anlayınca kumandaya uzanıp televizyonu açtı şirinler vardı bu benim mutlu olmamı sağlamıştı gülümseyip onları izlerken Halam kalkıp gitmişti. Kaç dakikadır burada oturmuş şirinleri izliyordum. "Deniz tatlım hadi gel yemek hazır" dediğinde oturduğum yerden kalkıp mutfağa ayaklarımı sürüyerek gittim sandalyelerden birisine oturup halamın yemeğimi vermesini bekledim. Mercimek çorbası tavuk kızartması ve pilav vardı. İlk önce bir tabak çorba içtim Sonrada diğerlerini yedim. Karnımı doyurduktan sonra hemen ödevlerinin başına geçtim ve kitaplardaki soruları hemen çözmeye başladım. Sonuçta zeki bir prensesim ben, her ne kadar altıma kaçırmış olsamdâ. Ödevlerimi bitirmem çok fazla sürmemişti, arada bir Halam kontol ediyordu ilaçlarımı getiriyor onaları içirtiyordu, evet ödevlerimı bitirmiştim ve artık uyumak için can atıyordum. Yine halsiz düşmüştüm, göz kapaklarım çok acıyordu. Masadan kalkıp banyoya gittim ihtiyaçlarımı giderip dişlerimi fırçaladım. Odaya döndüğümde şifonyer'in üzerindeki sütü gördüm m ve hiç istemesemde içtim. Yatağa girdiğimde gözlerim kendiliğinden kapanmaya başlamıştı bile. Yine her zaman ki gibi ne olacağını bilmediğim karnlığa doğru bıraktım kendimi...
Umarım beğenmişsinizdir bu yeni bölümümü okuyup yorum yapmayı oy vermeyi ve arkadaşlarınız ile paylaşmayı unutmayın sizi seviyorum. 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zamansız
Random7 yaşındaki bir kız çocuğunun kanser başlangıç hikayesi hersey zamansız yaşandı... ASLA KLİŞE YOKTUR!!