Please Don't Go

219 36 4
                                    

Kimseler bilmez..
Kimseler görmez..
Ruhumu bıraktım
Eskiden, hayır çok zayıfım.

Çoğu gece eve gelmen için dua ediyorum...
Tanrı'ya dua ediyorum, ruhum için...
Şimdi, lütfen gitme..

Çoğu gece nadiren uyuyorum, yalnız olduğumda..
Şimdi, lütfen gitme.

Lütfen gitme!

Joel Adams "Please Don't Go"

Onu özlüyorum.

Ona ihtiyacım var.

Onu istiyorum.

Oikawa Tooru, kendisi değildi. Diğer insanlara normal görünüyordu ki bu halinin ne kadar gerçek olduğunu onlar bilmiyordu, fakat aslında mahvolmuş haldeydi.

Mezuniyetten sonra Oikawa ve İwaizumi farklı yollara ilerlediler, farklı üniversitelere..

Tabii ki bu, birbirleriyle konuşmayı bıraktıkları anlamına gelmiyordu.

Aslında tam tersiydi, ve bunun bir sebebi vardı.

~~~~geçmişe dönüş~~~~

Karasuno'ya kaybetmelerinden hemen sonra oldu.

Üçüncü sınıflar bir restorana gidip beraber zaman geçirdiler ve bütün kötü şeyleri unutmaya çalıştılar.

Fakat Tooru, yapamadı. Kaybettikleri gerçeğini, artık beraber oynayamayacakları gerçeğini, hayatında ilk defa İwaizumi'den ayrı kalacağı gerçeğini unutamıyordu.

Oikawa'nın evine giden yolun yarısında bir yerde, İwaizumi onun elinden tuttu ve ona sormadan onu bir yere yönlendirdi.

Oikawa'nın zihni bomboştu, yani İwaizumi'nin onu kendi evine yönlendirdiğini fark edene kadar, pek umursamadı.

Ailesinin şehir dışında olduğunu ve Tooru'nun yalnız kalmasını istemediğini söyledi. Evi büyük ve güzeldi. İwaizumi sıcak içecekler yapana kadar Oikawa'yı kendi halinde bıraktı.

Oikawa, İwaizumi'nin yatağına oturdu ve gözlerini bir boşluğa kenetledi.

Bütün bu duyguları içinde tutuyordu ve kimseye göstermek istememişti. Ancak İwaizumi onun önüne oturup, kollarını sarılmasını için açarken "Benim yanımda güçlü davranmak zorunda değilsin, biliyorsun değil mi?" demesiyle duygularını dizginleyemedi.

Kollarına doğru zıpladı, kafasını İwaizumi'nin göğsüne gömdü, ağlıyor ve hıçkırıyordu, İwaizumi'nin tişörtüne yapışmıştı.

İwaizumi  basitçe kollarını onun etrafına sardı ve bekledi. İçindekileri dökene kadar bekledi.

Oikawa, bir noktada İwaizumi'nin de ağlamaya başladığını fark etti. Eğer saçına bir şeyin düştüğünü hissetmeseydi, belki de fark etmezdi. Kafasını kaldırıp yukarı bakmış ve İwaizumi'nin çenesine akan yaşları görmüştü.

İkili,  saatlerce böyle oturdu, etrafındaki dünyayı ve içeceklerini unutarak...

Saatlee boyunca Oikawa düşündü.

Please Don't Go | iwaoi one-shot | [ÇEVİRİ] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin