Ecren suyun altında sırılsıklam olmuş bir şekilde kapüşonun şapkasına sığınıyordu hâlâ. Bu yağmurda insanın önünü görmesi normal miydi ki?
Sadece dağın tepesine doğru yürüyüş yapmak istemişti. Ama aniden bastıran yağmur yüzünden can havliyle yokuş aşağı inmeye başlamış; gezisini yağmur yüzünden yarıda bırakmıştı.
Gözlerini kısmış, önünü görmeye çalışırken; birden bir karaltı geçti önünden. Ya da o mu öyle sanmıştı? Hayır önünden gerçekten bir karaltı geçmişti ve o şey her neyse şimdide etrafında fır dönüyordu Ecren'in. Ecren korkmuş bir şekilde adımlarını sıklaştırdı, bir andan da düşmemek için dikkat etmesi gerekiyordu.
Aniden gördüğü karaltı üstüne fırladığında yere düştü ve ne yapacağını bilemedi Ecren..
***
Üstüme atlayan şey beni tökezletip yere serdi. Onu görmem mümkün değildi; çünkü yağmur direkt ağzıma, gözlerime ve bulduğu her delikten içeriye zerre zerre akmaktaydı. Bir elimi gözlerimin üzerine siper ediyor; diğer elimle de yerden kalkmak için güç toplamaya çalışıyordum. Ama ne önemi var ki! O şey ellerini göğsüme bastırarak beni toprak yolun üstüne tekrar serdi. Ondan sonra hissettiğim şeyde müthiş, ilginç ve çok can acıtıcı bir şeydi.
Dişlerin derim üzerinde ki yedi katmanı da kolay bir şekilde delip; şah damarıma ulaşması, ve damarımın içinde serbestçe dolaşan kanımın yolunu kesmesi elbette ki canımı acıtacaktı...
***
Ecren acılar ve ne yapacağını bilmezliğin içinde kıvranırken; Kayra'da nasıl duracağının bilmezliğindeydi. Sonra kehanet geçti gözlerinin önünden, tüm o olacaklar... gelecekte yaşayacağı şeyler..! Hemen durup derin bir nefes aldı ve 'Korkma' dedi.
***
Dişleri acı içinde tenimden ayrıldı. Şimdi ısırdığı yer daha çok yanıyordu! Buz gibi sesiyle 'Korkma' dedi. Yüz hatları da aynı sesi kadar soğuktu. Nasıl mı? Bembeyaz, pürüzsüz bir teni; ve soğuk bir şekilde bakan derin, yeşil gözleri vardı. Daha da incelemek isterdim. Ayrıca dokunmayı da arzuluyordum ama vücudumda ki acı; ve üstüme yağan yağmur buna izin vermiyordu.
Tam bunları düşünürken, o cebinden ufak bir şişe çıkarıp içindeki sıvıyı boynuma döktü. Tabii ki ne olduğunu göremiyordum. Ama yoğun bir sıvı olduğu belliydi. Anında boynumda ki acıyı alan sıvı beni çok rahatlatmıştı. Aklıma gelen ilk soruyu sordum; "Ne yaptın bana!?"
O ise soğuk ellerini dudaklarımın üstünde gezdirip gitti...
Acı dindiğinde ve yağmur hâlâ son hızla devam ederken yerden zar zor kalktım ve belimi esnettim. Yokuş aşağı neredeyse koşmaya başlamıştım. Ama eve gittiğimde ne yapacaktım ki! Bir an önce evde olmam neyi değiştirecekti.?
Yağmurlu havalarda dışarı çıkmamız kesinlikle yasaktı. Annem bizimle pek ilgilenmese de babam haberler de ki uyarıların önemini biliyormuşçasına Zülal'e ve bana yağmurlu havalarda dışarı çıkmamamızı kesin olarak dile getirmişti. Şimdi bu yasağın anlamını çözmeye başlamıştım...
Vampirler sadece yağmurda ısırır!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampirler Sadece Yağmurda Isırır
VampireHayallerinizi süsleyen vampirleri düşünün, ve hepsinin yepyeni özelliklerde donatıldığını. Artık vampir olmak için daha çok can atacaksınız. Isırılmayı hiç istemeyen bir genç kızın dönüşümü, ve kehanetin ellerine bırakılmasını anlatan fantastik bir...