Mustafa Kaleli. 34 yaşında Zengin bir iş adamıdır. Bundan 3 ay önce gemide geçirdiği bir iş kazası yüzünden, geçiçi olarak tekerlekli sandalyeye mahkum kalmıştır. Aynı zamanda mustafanın 3 erkek kardeşi vardır. Sırası ile Tahir,Murat ve Fatih. Ve tabii ki de mustafanın karısı aslı. Aslıdan 2 çocuğu olan Mustafa annesinin zorla evlendirmesine rağmen karısına yıllar geçtikçe aşık olmaktadır. Aslı ise bencil birisi olup ne kocasını ne de çocuklarını düşünmeden ayda neredeyse 2 kez seyahatlere çıkan gözü yükseklerde ve burnu havada bir kadındır. Buna bozulan saniye hanım (mustafanın annesi) yaşlılığından dolayı torunlarına oğullarına ve kendine yetememektedir. Ve aklında olan fikri akşam yemeğinde Mustafa ile paylaşacaktır.
Mustafa: ana Aslı nereyedu?
Saniye: ne bileyum ben karunin bekçisimiyim?
Mustafa: anaaa sen yine bi hallendun ha hayirdur?
Fatih: sorma abii anamın heyheyleri tepesunde.
Mustafa: o niye o?
Murat: e yengem eve gelmiyi senun bu haline rağmen sokak sokak geziyi abi.
Mustafa: ne varmuş ula benum halimde he!
Saniye elini masaya vurup ayağa kalkar.
Saniye: baa bak Mustafa ya şu karinla konuş kendune çeki düzen versun. Yoksa ben oni adam etmesini bilirum.
Mustafa: anaa deme öyle da neyi var karımun bunalmış geziyi işte karişma.
Saniye Mustafa'nın kafasına vurur.
Saniye: ula şu haline bi bak. Bu kiz saa büyü falan mı ettu he oğlum. Bak yoksa yine mi hamile he bak anana doğru söyle.
Mustafa: ana takdınuz he çocuk da çocuk bi iyileşeyum üçüncüyü de içeri yollarım merak etma. İgigigigigigig.
Saniye: püüü. Terbiyesuz ahlaksuz.
O sırada Aslı içeriye elinde alışveriş poşetleri ile içeriye girer.
Aslı: ben geldimmm.
Mustafa: hoşgeldun karumm. Nerde kaldun da merak ettum.
Aslı içerye girip Mustafa'ya acı gözlerle bakar. Bunu farkeden Mustafa tekerlekli sandalyesini eliyle döndürüp Aslı'ya yaklaşır.
Mustafa: niye öyle bakaysun?
Aslı: Nasıl bakayım Mustafa? Şu haline bir bak. Hani 3 ayda ayağa kalkardın bi şeyin kalmazdı? Seni terketmiyim diye yalan söylüyorsun değil mi!?
Saniye Mustafa'nın o haline daha fazla dayanamaz. Mustafanın sandalyesinden tutup Mustafa'yı mutfağa doğru uzaklaştırır.
Aslı: kaçır tabi oğlunu kaçır. Hepiniz yalancısınız. Sırf babamla şirket ortak diye benle zorla evlendirdiğinizi biliyorum.
Murat: yengee ayıp olayi ama. Yakişayimi saa bu hareketler.
Aslı: öf sen bi sus sana ne oluyor?
Saniye: Mustafa ya bu karidan boşanirsun yada saa sütumu Helal etmem.
Mustafa: anaa dema öyle ben karumu seviyrım.
Saniye: o zaman bu eve bi yardimcu alacasun. Hem saa bakayrım, hem torunlarıma, ha bide bu yangazlara. Halim kalmadu yetti da. Ha bu şırfıntunun bi fuşki ettuğu yok zaten amca kiçini gezdursun.
Mustafa: yavaaassss. Ana ağzından çikani kulağın duysun.
Fatih: abi anam haklı.
Mustafa: ula bi sus Senda!
Mustafa saniyeye doğru döner. Ellerinden tutar.
Mustafa: anam tamam isteduğun yardumci olsun. Bulurum. Ama sen yeter ki beni karumdan ayirma da.
Saniye: ya havle. Tamam mıstafa ne ediysen et. Ha o yardumciyi da bulmadan gelma.
Saniye söylene söylene odasına gider.
Saniye: gelin oldum gocam anam diye öldü. Gaynana oldum oğlum garım diye öldü. Nedu benum çektuğum rabbum.
Aslı odaya çıkar. Mustafa'dan gizlediği flörtü vardır telefonda onunla konuşur. Mustafa aşagıda yangazlara televizyon izliyordur.
Mustafa: ula yangazlar siz şöyle çalişkan bi kiz biliymisiniz. İşe ihtiyaci olan?
Murat: valla abi o işleri Fatih'e soracasun bende tık yok.
Mustafa: o ne demek ula öyle.
Fatih: yani abi sende kız olsan şu mavi gözlerime yanmazmıydın?
