Sabah gözlerimi araladığımda her sabah yaptığım rutin şeyi yaptım.
Hayır. Elimi yüzümü yıkamaktan bahsetmiyorum!
Neden yaşıyorum? Hâla neden yaşıyorum?
Bi sebebim, sevdiğim bir adam, uğurlarına canımı verebileceğim bi ailem!
YOK İŞTE! HEM DE HİÇBİRİ!
Yine rutin bir şekilde sağ gözümden bir damla yaş akarken kapının o iğrenç melodisini duydum. Kapıya doğru savsak bi şekilde yürüdüğümü fark ettiğimde kendime bi çeki düzen verdim.
Tamam. Kendimle başbaşayken iğrenç bi Almilla olabiliyordum. Ama dışarıya gözüken Almilla bu değildi.
Kapıyı açtığımda karşımda ev sahibini görünce çaktırmadan gözlerimi devirdim.
Bu adam neden hergün kapıma dayanıyo anlamıyorum. 30'larının ortasında olan biricik (!) ev sahibime şöyle bi baktım da yakışıklı adam şimdi.
Soğuk bi sesle " Evet? " dedim.
Suratında bence aptal olan sırıtışını yerleştirdikten hemen sonra üzerime doğru yürümeye başladı. Hey! Napıyo bu salak!
" Küçük hanım kiranızı yine geciktirdiniz. Sizi daha önce de uyardığımı sanıyordum! "
" Ahh! Tabi ya nasıl unuttum! Murat Bey bana 1 hafta daha müddet verin, söz veriyorum 1 hafta içerisinde kira elinizde olucak. "
" Kira gününü geçeli 1 hafta oldu zaten."
" Üzgünüm. Size verebilecek tek 1 kuruşum bile yok. "
" Hım. Pekala demek öyle. O zaman başka şekilde de halledebiliriz. " dediğinde neyi kastettiğini bal gibi de anlamıştım.
Bunu anlamamla birlikte Murat Bey üzerime gelirken yaptığım tek şey onun aksine geri geri gitmekti. Tabii ki her şeyin bir sonu vardı.
Sırtımın soğuk duvarla buluşması ile Murat Bey de ahh kimi kandırıyorum ki Murat da bana karşı son adımını atmıştı.
Gerizekalı adam kiminle uğraştığını bilmiyordu tabii.
Biraz daha yaklaşıcakken kasıklarına bi tekme geçirip hemen yanımda duran gitarımı ve telefonumu alıp koşar adımlarla evimden uzaklaştım. Bir daha asla geri dönemeyeceğim evimden.
Şu an donuyorum. Evden hızlıca çıkarken montumu almayı unutmuştum. Temmuz ayında olmamıza rağmen hava esiyordu.
Ve ben de nasibimi almıştım!
Evden bi hışımla çıkalı saatler oluyordu ve hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı.
Korkuyodum!
Ayakkabılarıma bakarak yürümeye devam ederken kafamı kaldırmamla kaçınılmaz sonla karşılaştım.
Bu gerçekten de sondu.
Çünkü çıkmaz bi sokaktaydım.
Sokağın köşesine geçip sindiğimde gitarımı kılıfından çıkarıp kendi kendime bi şarkı mırıldanmaya başlamıştım bile.
Şarkının daha nakaratına bile gelemeden alaylı bi kahkahayla şarkıyı yarıda kesip sinirle sesin sahibine baktım. Seslerin sahiplerine baktım desem daha doğru olacak sanırım.
Çünkü yaklaşık 10 kişilerdi.
Yine soğuk bi tavırla "Evet ? " dedim.
Karşı taraftan birkaç kahkaha sesi daha yükseldi. Sinirlenmeye başlamıştım ama.
Liderleri olduğunu düşündüğüm sarışın çocuk alayla "Pardon, bulunduğun konum tam olarak bizim mekanımız yani buraya girmeye cürret ettiysen sonuçlarına da katlanacaksın küçük. "
Açıkçası biraz tırsmıştım. Hadi ama baya baya korkuyodum. Hatta ımm neydi hah ödüm bokuma karıştı bile diyebiliriz.
Ne olursa olsun ben iyi bir oyuncuydum dışarıya asla yaşadıklarımı yansıtmazdım. Şimdi de öyle olacaktı. Yani umarım.
Cesurca bi hareketle ayağa kalkarak "Neymiş o sonuçlar? Çok merak ettim doğrusu. "dedim
Sarışın çocuk bir an şaşırmış gibi olsada hemen toparlandı ve sağ elini kaldırıp anlamadığım bi hareket yaptı ve arkadan bi çocuk çıkarak çarpık bi gülümse ile bana doğru gelmeye başladığında sırıttım.
Bu muydu yani ?
Almilla Yalın'a karşı sadece bir adamını mı feda ediyordu. PEH!
Çocuğun bana vurmak için kaldırdığı elini çevik bir hareketle yakalayarak büktüm.
Kolundan kırılma sesi geldiğinde gururla gülümsedim.
Sağ elini tekrar kaldırıp yine aynı hareketi yaptığında bu sefer arkadan iki çocuğun bana doğru koşar adımlarla geldiğini gördüğümde tırsmadım değil hani ama madem ki girmiştim bi oyunun içine devam ettirmeliydim dimi ?
Gelenlerden birinin kasıklarına bir tekme attığımda zaten etkisiz hale gelmişti ama diğeri kolay lokma gibi gözükmüyordu.
Diğer çocuk saçlarımı koparırcasına yolarken gözüm liderlerine takıldı. Alayla ve keyife bizi izliyodu.
Saçlarımı sanki son kuvvetiyle çekiyormuş gibi bi acı vardı şu an saç diplerimde.
Canım yanıyodu!
Ama alışıktım.
Hemen toparlandım ve saçımı çeken çocuğun bacağına sert bi tekme attığımda alt bacağının arkasındaki o hassas noktaya vurduğumu anladım zaten vurmamla saçımı bırakması bir olmuştu.Bu halinden yararlanıp ayağına çelme taktım ve yere düşmesini keyifle izledim.
Ardından karnına onlarca kez tekme attım.
Sanki yılların kinini kusuyordum.
Ağzından kanlar gelmeye başladığında zor da olsa durdurdum kendimi.
Üç tanesini halletmiştim.
Şimdi n'olucaktı.
Bir kişi taman iki kişi tamam ama şu an bana doğru gelen ALTI kişiyle cidden baş edebilecek miydim ?
HİÇ SANMIYORIM! HEMDE HİÇ!
_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-
♡ SELAM BU BENİM İLK KİTABIM ACEMİYİM ANLIYACAĞINIZ DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM ♡

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUS.
Teen FictionHayatının ilk kazığını doğduğu gün yedi, hem de ailesi tarafından. Ama o pes etmedi. Koskoca 20 seneyi ailesi olmadan geçirmişti. Geçirmeye de devam edecek gibi gözüküyordu. Ama sadece gözüküyordu. Onun için ne kadar zor olursa olsun o insanlardan s...