Günce Aksoy
19 yaşında lise son öğrencisi aslında bakarsanız Üniversite 1'de olması gerekirken geçirdiği psikolojik sorunlardan dolayı bir senesini kaybetti hayatın toz pembe olmayacağı kaanetine geçirdiği sorunlardan dolayı daha iyi anlamıştı kimi zaman içine kapanık kimi zaman ise etrafındakileri şaşkına ugratacak bir şekilde sosyalligi vardı ailesinin tek kızı olmakla birlikte el bebek gül bebek hiç büyütülmedi hele ki bir baba sevgisinden uzaksa? Annesi hem babalık hem annelik yapmaya çalışsa da Günce hep bir eksikliğin farkındaydı tüm hastalıklara karşı dirençli bir vücudu vardı ama en büyük hastalığa daha yakalanamisti o da Aşktı...
Başında bir tek annesi olduğundan böyle şeylere pek vakti olmuyordu doğrusu ama vakti geldiğinde neden olmasın ki? Çevresinde ki insanları gözlemleyip yapmayacağı şeyleri not alıp hayatına yön veriyordu Günce, iyi bir gözlemciydi ve iyi bir okuyucu pek bir arkadaşı yoktu tabi kitapları -aşk romanları- arkadastan sayılıyorsa birçok arkadaşı vardı evet, Aşka inanci olmayip Aşk kitabı okuyan bir kızdı bu kızın tuhaf olduğunu söylemiş miydim? Size..
Yağmurlu bir günde tabikide kısa okul gömleği ve etek giymiştim deli misiniz? Bir hava durumu spikeri değildim nasıl olsa nerden bilebilirdim ki otobüs durağı tıklım tıklım yağmurdan kaçan insanlarla doluydu ve hava iyice kararmaya başlamıştı yürüme mesafesi ile 45 dakika uzaklıktaydı evim böyle giderse zatürre olacaktım kenardan kenardan yürümeye koyuldum sahi şimdi neden somurttugumu sorarsanız öküzun biri pardon ehliyetini manavdan almış bir öküz yanımdan hızlıca geçip çamurlu suyu üzerime sıçratti tabi ben susar miyim? Susmadim aynen şöyle oldu.
Kenardan kenardan evimin yolunu tutmuştum ki birden neye ugradığımı şaşırmadım da değil açıkçası üstüm başım çamur içindeydi.
"Manavdan mı aldın lan ehliyeti öküz " diye bagirdigimda yağmurdan sesimin duyulmadigini ümit etmiştim ki farlarini yakip arabanın tam yanımda durması gecikmedi doğrusu içimi bir korku kaplasada dediğim her kelimenin arkasındaydım yurumeme devam ediyordum ki arabanın camını açıp "Dediğini tekrarlar mısın? " dedi şakaydı galiba akşamın bir yarısında akıllısı bulmaz ki beni "Kulaklarınız diyorum sorunlu galiba?Bu genç yaşınızda" bu sefer duyduğunu emindim kesinlikle, yağmur gittikçe hızlanıyordu peşimde bir sapık aman ne güzel dimi? "Güzel oldugunuz kadar ukalasınız da küçük hanım" bu halimle güzelim öyle mi? Yokluk çekiyor galiba garibim bana kadar düşmüş baksaniza, arkami dönüp açık olan camdan ona aynen şunları dedim "Sübyancı mısın oğlum sen akşam akşam başıma bela mısın? Hadi git yoluna " adımlarımı hızlandırdığımda önümü kesmesi uzun sürmedi bir sinirle arabadan inip beni duvara yapıştırdı ben ise karşısında tir tir titriyordum tabiki de soğuktan aramızda hiç mesafe yoktu ve gözlerinde ki öfkeyi görebiliyordum şimdi saçma sorularım ile dikkatini dagitabilirdim annemde yaptığım gibi derin bir nefes aldım ve söyle mirildandim
Gözlerin mavi mi yoksa yeşil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Günce Meselesi
RomanceGünce Aksoy 19 yaşında bir lise öğrencisi olmakla birlikte başına aldığı ufak tefek suçlardan dolayı sicil dosyası kabarık olan ve başına alacağı son bela ile ismi de dahil tüm hayatı değişecek olan bir kızın hayat hikayesini anlatıyor.