Çok çabuk sinirlenirdi. Hele ki son iki yıldır. Seslere hiç tahammülü yoktu. Garip biriydi. İşte tam bu yüzden etrafında kimse kalmamıştı. Okulu da hiç sevmezdi zaten sahi nasıl okumuştu 12 yıl. Bir kız kardeşi bir de abisi vardı. Kardeşi serini pek sevmezdi. Sanırım bunun sebebi de ebeveynlerinin serini kendisinden daha ön planda tutmalarıydı. Abisi keremi çok severdi. "HERKESTEN ÇOK "
_ Gözüne, perdenin delik yerinden parıldayan güneş ışığı geldi, anlamsızca yüzünü buruşturdu. Güneşten nefret ederdi. O gök gürültüsünü,yağmuru, şimşeği severdi. Kulağına abisinin;
"Simay abicim hadi kahvaltıya" dediğini duyar gibi oldu. Saat onbir buçuktu. Uykusunu çoktan alması gerekiyordu. Habire mavi nevresimini üstüne üstüne çekiştiriyordu. Az sonra kalktı. Elini yüzünü yıkayıp aşağıya indi. Gözünün ucuyla kahvaltı masasına baktı. Yine yüzünü buruşturdu. Masaya oturdu. Hiçbir şey yememişti. Sandelyeyi gıcırdatarak masadan kalktı, babası bir an sinirlendi. Çabuk sinirleniyordu o da. Tıpkı kızı gibi.
_Annesi: Otur yerine cihan kız yanlışlıkla yaptı. Buluttan nem kapma
_Simay: yoo gayet te bilerek yaptım. Sen sinirlen diye yaptım bir sorun mu vardı?
Cihan kalktığı gibi sandalyeyi yere attı. Hiddetle bağırıp çağırdı. tam simaya doğru yaklaşıp vuracaktı ki,
Kerem adamın elini tuttu kardeşimi rahat bırak o sana ne yaptı sanki dermişcesine babasının gözlerine baktı. Gözleri dolmuştu. Simay odasına geldi. Üstünü başını giyinmişti. Maalesef ki dış kapı aşağıda idi. Utandığından değil onlardan nefret ettiğinden aşağıya inmek zordu. Hızla aşağı gitti. Kapıyı açtı ve ordan uzaklaştı. Abisinin kendisini çok merak ettiğini adı gibi biliyordu. Ona biraz dolaşacağım diye mesaj atmıştı. Kerem hâlâ pek rahat sayılmazdı. Simay dalgın dalgın yürürken, korna sesleri ile irkildi. Arabalar vızır vızır geçiyordu. Biraz daha kenara geçmezse ezilecekti arkadan birisi simayı sırtından iterek kenara attı. Simay kendisini kurtaran kişinin kim olduğunu merak etmişti. Arkasına döndü, 35_40 yaşlarında, beyaz tenli biriydi. Uzun saçlarının dibi gelmişti. Bordo ruju dudağından her an taşacak gibi duruyordu. Yaşına göre Göz altları şişik şişikti.
Ne yapıyorsun sen az kalsın ölecektin dermişcesine kıza bakıyordu. Ona çok sert girişmedi yaptığı tehlikeli bir şey olmasına rağmen. Ellerini kızın kızarmış tenine koymuştu ne kadar da yumuşacık elleri vardı. Uzun zamandır bir kadının ona öylesine güzel, öylesine narin baktığını hatırlamıyordu.
Kadın : ben leman Psikoloğum. Hadi söyle bana neyin var canım çok kötü görünüyorsun.
Simay: ben yapmadım. Bilerek yapmadım benim suçum değill.
Dedi hıçkıra hıçkıra.
Kadın : canım baştan anlat dur ağlama yeter.