Tam iki hafta. Genç adam sevgilisini kaybedeli tam iki hafta olmuştu ve acısı bir an olsun dinmemişti. Doktor, kendisine genç kızın sadece on gün ömrü olduğunu söylediğinde genç adam her geçen gününün dolu dolu olmasını istemiş ve bu anıları kayıt altına almıştı. Genç kızın kafasındaki kötü huylu tümör yaşamına mal olmuştu. Bu acı giderek katlanılmaz bir hâl alıyordu. Ne çok özlüyordu genç kızı..."Evet," dedi, dokuzuncu kayıdı izledikten hemen sonra. "Yine güzelsin, hep güzelsin."
Son kayıdı izleyecek gücü bulamamıştı kendinde. Göz yaşları eşliğinde tetiğe bastı genç adam. Onsuz yaşamanın bir anlamı yoktu. Nefes almanın bir anlamı yoktu. Adam kendini öldürmüştü, dağılan sadece kafası değil, anıları idi. On gün boyunca ona bir şey hissettirmemek için öylesine çaba sarfetmişti ki yorgun düşmüştü ama bir an bile pişman olmamıştı. Genç kız öleceğini bilmiyordu, adam bilmesini istememişti. Zaten ikisinin birbirlerinden başka kimsesi yoktu. Onlar iki kişilik bir aile idi ve eğer kız yaşasaydı bu aile büyüyebilirdi.
Son kayıt hala devam ederken onu izleyecek biri yoktu odada. Genç adam hayatına son vermişti. İyi dayanmıştı belki de, sonuncuyu hiç izleyemeyecek olsa da sevdiği kızın yanına gitmişti. Kayıtları izledikçe kendini öldürme isteği artmıştı, gerçekten nefes alamıyordu onsuz. Genç kız onun bu halini görse kesinlikle onu affetmezdi. Ama sevgilisinin yanına gitmek daha cazip geliyordu genç adama.
SON.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
son kayıt | tamamlandı
Short Storysilik anılarla dolu on kayıt, bir insanın canını ne kadar yakabilir?