Aya kalkıp bir iki adım atıp karşıma geçti.
"Eee ne diyosun?"
Diye sordu bana. Tabiki de kabul etmicektim.
"Tabiki de..."
Lafımın devamını merakla bekliyordu ve citen onu böyle seyretmek güzeldi.
"Tabiki de HAYIR!"
diye vurgu yapmıştım. Hiç dinlemeden arkamı dönüp gitmeye başladım kapının kolunu çevirmemle kolumu tutup beni koltuğa savunması bir oldu desem yeridir yani neye üğradımı şaşırdım hiç beklemedim için neye üğradımı şaşırmıştım. Gözlerimi müdür hayvanına çevirdim de ğordum şeyle ne yapıcamı bilemedim bir an. Kapıyı kitledikten sonra yavaşça bana dönüp sinsice sırıtmaya başladı. Pislik herif bütün hayvanlar beni bulmak zorundamıydı yani.
"Sana güzellikle dedim anlamadın beni, beni ila üğraştırıcaksınız."
Diyip ükalaca sırıtmaya başladı. Düşünüyodüm ne yapmam lazım diye. Yavaş adımlarla bana gelmeye başlamıştı. O bana geldikçe elim ayağım birbirine girmişti resmen ne yapıcamı bilmiyordüm. İçerden bağırma sesleri geliyordu gittikçe ses daha fazla gelmeye başlamıştı.Birda kapının kolunu hayvan gibi girmek için zorlamıştı. Müdüre baktım da sabır dilercesine bakmıştı. Umursamayıp bana gelmeye başladı da gözüme çarpan sigara kulunu görüp atmamla kapının kırılıp açılması bir oldu. Müdür kapıya döndü için sigara külü vurmamıştı karşı tarafa baktım da. 1.85 böylarında saçları siyah saçlarından kana bulanmış elini gördümde. Gözlerimi yumup citenmi yaaa resmen beni kurtarıcak kişiyi vurmüştüm kafasından offlayıp gözlerimi açtım. Gözlerimi açmamla iki çiff kömür gibi sim siyah gözleri görmem bir oldu.
"Deniz Kurt senmisin?"
Diye sordu bana. Bu beni nerden tanıyoduki şimdi kim bilir ne gelicek başıma. Şimdi ben buna ne desem ki evetmi yoksa hayırlı mı diye düşündüm en iyisi doğruyu demek düşündüm hem burdan kurtulurdum. Bundan daha ne kadar kötü bişey gele bilir ki başıma.
"Evet benim de, sen kimsin?"
Diye sordum. Sadece dedi laf
"Gidiyoruz, düş önüme."
Dedi. Bu ne hayvanlık tır yaa gelen giden salak salak konuşuyor bana anlamıyorum ya bende sorun var yada bunlarda citi manada manyak.!
Arkasından yürümeye başladım da koluma dokunan kişiye baktım. Yaa yeter yaâ bezdim neyin kafası bu abi.
"Nereye güzelim?"
Dedinde umursamadan kolumu çekiceken kolum da bir el daha hisetmemle tüylerinin diken diken olması bir oldu elim sanki yanarcasına sızlıyordu. Dayanamayıp kolumu çekip kurtardım kolumu. Anlamadım neden böyle ölmüştü hiç bir fikrim yoktu. Yanımdaki mavi gözlere baktım. Yumrunu kaldırdı gibi yüzüne geçirdi. Adam inleyerek elini gözüne gitti. İhh iyi oldu sana öküz az bile sana. Tanımadım kişiye çevirdim gözlerimi. Onun da bana baktını görünce bir ana napıcamı şaşırdım elim ayağıma girmişti resmen tam düşüncem sırada bir el belimden tütü. Tütü yer yanarcasına alev almaya başlamıştı resmen beni tütü için ayakta düra bilmiştim. Elini belimden çekmemişti hayla gözlerim gözlerine bakınca hemen kaçırdım gözlerimi ve bir iki adım geriledim. Ne yapıcamı şaşırmıştım. En iyisi hiç bişey demeden gitmek ti. Ayaklarıma sinyal verip yürümeye başladım. Hızlı adımlar atarak hata koşar adımlarla gitmeye başladım. Hemen buradan çıkmam gerekiyor du kendimi hiç güvende hisetmiyordum. O şey bana hisetirdi duygu hiç hoşuma gitmişti.
Çıkış kapısına geldim de sevinerek kapı dan çıktım.
"Deniz, dur...!"
Hiç bişey olmamış casına hızlı adımlarla yürüyorum, onu takmadım. Onun sesini düymüştüm ama umursamadım. Banane yaa naparsan yapsın beni ilgilendirmez daha ismini bile bilmiyordum bile. Kolum da bir darbe hisetim ve bir hışımla kendine çevirdi beni. O oldunu ona bakınca anlamıştım. Gözlerim bana dokunan ele baktım. Döküntü yer alev almış gibi yanmaya başlamıştı. Umursama dan kolumu bir hışımla çektim kolun dan. Gözlerimi ona çevirdim. Yakından bakınca daha güzel öldüğünü fark etim. Gözleri kömür gibi karayı en siyah tonundaydı. Yiyah saçları gözlerine eşlik edercesine çok uyumluydu. Saçların bir kaç tutamı anlına düşmüştü. Dolgün dudakları yüz hatlarını mükemmel tamamlıyoru. Gür kirpikleri bana bakıyordu sanki gözlerin de hayla küçük bir çocuk varmış casına oradan bana bakıyordu. Boyuna baktım da 1.85 beş gibi gözüküyodü uzun boynuna siyah dar pantolon üstüne ne çok dardı ne çok böldü sanki onun için tasarlanmış gibi çok yakışmıştı. Üstüne de aynı şekilde siyah bol bir tişört giymişti ama kaskları bir balon gibiydi resmen göz alıcıyı. Her kızı elde ede bilecek bir potansiyele sahipti bu yakışıklılıkla. Her kızın ilgisini çeker dönüp bakıcak bir potansiyele sahipti. Tekrar yüzüne baktım. Dudaklarını kurumuştu ıslatmak için diliyle ıslatmıştı. Göz alıcıydı...
Yaa bana noluyo kendine gel deniz kurt bu soy adımdan nefret etsem de şimdi umursamamıştım. Gözlerimi gözlerine çevirdim. Bana bakıyor hiç bir kelime bile demiyor beni süzüyordü gözleriyle sinirlenip ben konuşmaya başladım.
"Noluyoruz yaa ne bu samimiyet.?"
Diye bir çırpıda söylemiştim. Kaşlarını yavaşça havaya kaldırdı. San ki söyledim 40 dostum da bana öyle bakıyordu. Neyin kafası yaa bu abi hayırdır. Allah'a şükür konüşmaya başladın da kaşlarım istemsizce havaya kalktı.
"Bak 'güzelim' yorma beni at tarafı geliceksin benimle seninle konuşmak istiyen biri var."
Dedi büyük bir sakinlikle. Ben bu cümlesinden bir kelimeye takılı kalmıştım 'Güzelim'. Kaşlarım daha da kaldıra bilcekmişim gibi kalkmıştı kaşlarım.
"Hayırdır lan sen kimsin de bana 'Güzelim' diyosun lan."
Diye haykırdım yüzüne. O sadece verdi tepki kocaman bir offf çekmişti. Kafasını denize çevirdi bir iki daka oraya baktı. Sanki sakinleşmek için orda sabır dilermişçesine bakırı. Yüzünü tekrar bana döndürdü. Dili yardımıyla bir çırpıda da kırmızı dudaklarını yaladı.
"Bu cümlem de sadece 'Güzelim' kelimesinemi takıldın yani?"
Kafasını yavaşça denize döndürdü. Kırmızı dudaklarını aralıyıp cümlesine devam eti.
"Sana dil de şu denize anlatsam senden daha iyi anlar.!"
Eliyle denizi gösterdi. Anlamsızca yüzüne baktım napim git denize anlat o zaman daha ismini bile bana söyleme gereği duymadı bu nasıl bir oküzlüktür. Hani banane ismin den de yani en azından soyleseydin yani. Düşündüklerimi dile getirdim.
"Bir iyi denize anlat o zaman banane, iki ben tanımadım kişilerle biyere gitmem.!"
Dedim. Tek kaşı havaya kalktı kırmızı dudakları bir iki defa aralandı kapandı.
Tekrar kuruyan kırmızı dudaklarını ıslatı. Düydüm müzik sesiyle yüzümü oraya döndürdüm. Umut Timur - Vermedikleri şarkısı çalmaya başlamıştı güzel tınıları kulamı dolduruyordu. Karşımda ki konuşmaya başladın da yüzümü ona döndürdüm.
"Ben Aras..."
"Şit buraya bak kim geldii.'
3-4 adım üzağım da duran adama baktım. Bu gün dövdüm adamlardı, yine dayak mı yemeye gelmişti. Gözlerimi onun arkasında düran adamlara kaydı gözlerim. Bu sefer daha çok adam vardı yanın da tahminimce 10-12 gözüküyodü. Kuruyan dudaklarımı ıslatıp sarışın sala baktım tam bir korkaktı.
"Noldu daha çok adam getirince beni döve bilicenimi sandın?"
Dedim büyük bir alayla. Gülen yüzü bir anda düşüp yerini kızgın sürat ifadesi aldı. Gözlerim gözlerine gidince gülmemek için yananamı dişlerim. Bu gün gözüne vurdum yümrük yüzünden gözü morarmıştı. Bu beni biraz daha mutlu etmişti ama beli ki yetmemiş. Yanımda ki konuşunca ona döndü yüzüm bir an.
"Bunlar kim, senden ne istiyorlar?"
Diye sordu. Sanane kardeş bide samanı hesap vericem yaa.! Yutkunarak ona cevap verdim.
"Sen şimdi git sonra gelirsin, benim işim çıktı.!"
Dedim bir çırpıda bana yükardan alaylı bir bakış atı. Noluyoruz yaa, herkez ayrı havayı soluyor ya.!
Onu takmayıp karşımdaki sarışın zupeye baktım. Sinirliydi bunu yüz hatlarından kolayca anlaşılıyordu. Bana bir adım atıp konuştu.
"Benim naptım seni ilgilendirmez, ayrıca sen bence şimdi napıcanı düşün bence çünkü benden kurtulman pek kolay olmıcak 'Asi kız.!"
Kelimeler bir bir dudakarından dökülmüştü. Dedi şey hiç umrumda dildi. Ama cümlesine de 'Asi kız ' diye basa basa söylemişti. Onu umursamayıp sadece sakin olup burdan kurtulmanın bir yolunu bulcaktım. Onlarla kavga edemezdim çok kişiydiler beni kolayca at ede bilirlerdi. Ki gördüm şeye inanmadım desem yeridir her halde. Sadece ismini duydum Aras gidip zupeye gümrük vürmüştü. Adam nerdeyse takla atıcaktı oldu yerde resmen. İnanamayıp gözlerimi bir iki defa gözlerimi açıp kapatım ama gördüm şey aynıydı. Napıcamı şaşırmış bir şekilde onun kömür gibi siyah gözlerine baktım. Şimdi çiten başımız beladaydı. Ona naptın sen ya bakışını atım tek kaşımı kaldırarak. Beni umursamayıp ona doğru delen adamlara da yumruklarını geçirmişti. Ben sadece burdan ona bakıyordum kendime gelip yanına gidip yardım etmem lazımdı ki gözüme çarpan insanlara takıldı gözüm ben citimisiniz siz yaa citen bu kadar salak olamazlar ya bazıları fotoğraf çekiyor bazıları anladım kadarıyla canlı yayın yapıyolar. Onları takmayıp Aras doğru yardım etmeye gitim. Aras bana yükardan aşağı bakış atı. Umursamadan bize doğru gelen kişiler baktım. Etrafımızı sarmışlardı. Bakalım şimdi napıcaktık kısaca boku gemiştik. Bazılarını elinde odun diğerlerinde de çakı vardı. Yutkunp Arasa bir bakış atım. Etrafını bakmaya başlamıştı birşeyler pilanlyordu galiba. Bir kaç tane adam bize doğru gelmeye başladı Aras arkama geçmiş sırtını bana dönmüştü. Anladım kadarıyla ben onun arkası korucam o da benim arkamı korucaktı ve bu bizim işimizi biraz da olsa iyi olmuştu galiba. Bana yaklaşan adamları gördüm. O arada Aras konuşmaya başladı.
"Sakına arkamdan ayrılma.!"
Dudaklarından sadece bu cümle dökülmüştü.###
Zorla soluk soluğa nefes almaya başladım. Kuruyan dudaklarını ıslatıp yutkundum. Aras'a baktım da hiç bişey olmamış gibi yerdeki adamlara bakıyordu. Kafasını bana döndürdü,konuşmaya başladı.
"Hiç intiraz istemiyorum gidiyoruz.!"
Dediklerini idrak etikten sonra ne dicemi bilemeyip ona baktım. Gözlerini devirip elini bileme koyup beni şürüklemeye başladı hiç intiraz etmeden yürüyodk. Tabi bizimkisine yürümek denirse resmen koşuyoduk. Bileğim acısada umursamadım...
Bir silah sesi işitim ve arkamda bir sıcaklık histetim. Aras'ın yüzünü gördüm de çatık kaşlarla başka yere bakıyordu yavaşça kafasını bana kaldırdı napıcanı şaşırmış gibiydi. Sızlıyan belim'e elimi götürdüm elim bir sıvıyla buluşunca geri çekildi elim. Elime baktım da elim kan görünce gözlerim kararmaya başım dönmeye başlamıştı. Daha havazla dayanamayıp yer düşüceken belim de bir el histetim zar zor Aras oldunu anladım.
"Sakın gözlerini kapama sakın.!"
Dedi cümle'yi düşünmüştüm ama Biliç altım buna müsade etmiyordu. Kurşun bütün bedenimi alevler halinde yakıyor. Her yaktı yer uyuşturuyo, alev alev yakıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZE TUTSAK
Novela JuvenilHayatım bana gerçekleri gösterirken birer birer ben yavaş yavaş uçuruma düşüyodüm ama bunu kimse görmüyodü ki karşıma çıkan kusursuz insan beni yeniden hayata balıcak kişiydi... Bu şey ya beni bitirip uçsuz bucaksız yere savurucaktı, yada dünyanın e...