3. Bölüm

33 3 24
                                    

Araba durunca hızla arabadan indim. Derin bir nefes aldıktan sonra evin kapısını açan Emir'in yanına gittim.

"Hadi gel bakalım kahve yapıp teras ta otururuz"

İçeri giren Emir'i izledim.

"Hobbit sana rahat birşeyler vermemi ister misin?"

"Ya çok iyi olur Gandalf"

Emir büyük bir kahkaha patlattıktan sonra merdivenlerden yukarı çıktı.
Bende onu takip ettim.

Lacivert kapısından odasına girince odasını incelemeye başladım .

 Neredeyse herşey lacivertti. Birkaç şey ise beyaz...
Odası cidden güzeldi.

"Laciverti seviyorsun sanırım ''

"Sevmek ne kelime bana huzur veren tek şey"

"Hmm sevgilin yok demek"

Bana 'bunu nerden çıkardın' gibi bakarken açıkladım.

"Sana huzur veren tek şey lacivert ise sevgilin yok demektir"

Dolabına tekrar dönerken cevap verdi.

"Sevgilim yok. Hem öyle vıcık vıcık olcak sa da istemiyorum''

Bana döndüğünde elindeki lacivert tişörtü uzattı.

"Nedense rengine şaşırmadım. "

Kapıdan dışarı çıkarken imalı bir şekilde

"Neden acaba?" Dedi.

Bende üzerindeki bustiyer ve etekten kurtulup üzerime tişörtü geçirdim. Hadi ama bu kadar kısa olmak zorunda değilim.

1 karış daha kısa olsam tişört dizime gelicek.

Son bir kez lacivertle bezenmiş odaya bakıp kapıdan çıktım.

Merdivenlerden aşağı inerken Emir mutfaktan elinde iki fincanla çıktı.

"Ben sade yaptım ama eğer içmessen yenisi-"

"Yo içerim yenisini yapmana gerek yok"

"Yenisini yapıyım mı demiycektim zaten. Kendin yap diyecektim"

Elinde kahvelerle terasa doğru ilerlerledi. Bende onu gülerek takip ettim.

Simsiyah gökyüzünün altında kahvelerimizi yudumlarken Emir

"Sence ne planlıyorlar "
 diye sorunca kahveyi kenara bıraktım.

"Bilmiyorum Emir''

Oturduğumuz minder oldukça rahattı. Rahat bir pozisyon bulmak için biraz kıpırdandım. Sonunda uzanmaya karar verince kendimi arkaya doğru bıraktım.

Gökyüzü... her zaman ki gibi yine huzur veriyor. Yine alıyor bütün dertlerimi.

"En büyük korkum ne biliyor musun?"

Emir devam etmemi beklerken ben oturur pozisyona geçtim ve bağdaş kurdum.

Söyleyeceklerimi toparladiktan sonra Emir'e döndüm.

" Dertlerimi eskiden babam alırdı. Herşeyi çözerdi. O gittikten sonra gökyüzü babamın görevini üstlendi. Emir ya birgün gökyüzü de bana yardım edemesse. Ya gökyüzü bana yetmezse"

Emir bana döndü ve gülümsedi.

"İşte o zaman hobbit yanında ben olurum. Abin olarak yanında olurum. Nedenini bilmiyorum ama ben seni çok sevdim. Küçük bir kız kardeşimin olması fena olmazdı."

"Küçük mü? Senden 1 yaş küçüğüm sadece"

Emir bir anda ciddileşince gerilsem de söylediği şeyle kahkaha atmaya başladım.

"Sen benim gözümde hala o küçücük Buse'sin"

Birlikte kahkaha atarken aklıma okul geldi.

"Hangi üniversiteye gidiyorsun?''

"Gazi Üniversitesi babamın isteğiyle. Sende Gazi'desin . Annen ve babam konusurken duydum ikimizin ayni universite de okumamizi istiyorlar. Onlar bizim yerimize planlamislar hayatlarımızı bize sadece yaşamak kalmış"

''Sana katılmıyorum babam bana hep  'zorunluluk sadece robotlar içindir. Ve senin bu hayattaki tek amacın robot olmamak olsun' derdi. Emir zorunda değiliz. Hayatlarımızı değiştirebiliriz. "

Emir cevap vermeyince ona döndüm.
Tam ağzımı açıcaktım ki Emir benden önce davrandı.

"Yarın Ankara'ya gitmemiz gerek yatsak iyi olacak"

"Sen nerde kalıyorsun ?"

"Bundan sonra aynı evde kalacağız"

Kaşlarımı çatınca Emir ayağa kalktı.
Kapıdan çıkacakken arkasını döndü.

"İşte gördün mü Buse onlar bizim hayatlarımızı planladılar sen ne kadar ben uymam desende onlar asla değişmeyecekler"

"Onların değişmesi önemli değil yeter ki biz birer robota dönüşmeyelim. Emir ben babamı üzmek istemiyorum. Ben robot olamam."

Emir bana döndü ve kocaman gülümsedi. Masmavi gözleriyle bana baktı.

"Senin bir amacın ve kalbinde yaşattığın bir baban var Buse. Benimse kendimden başka kimsem yok ne annem var ne babam ne de bir amacım"

Arkasını dönüp kapıdan çıkacaktı ki sırtından sarıldım.

"Bide küçük kız kardeşin var"

Arkasını dönüp burukça gülümsedi.

"Biz bir günde nasıl Abi-kardeş olduk hobbit"

Söylediğine bir cevap vermemi beklemeden kocaman sarıldı bana. Ayaklarım yerden kesildiğinde aklıma babam geldi. Oda böyle sarılırdı bana . Ayaklarımı yerden keserek. Başımı omzuma koydum ve gözyaşlarımı sessizce akıtmaya başladım .

Emir beni bırakmadan merdivenlerden çıktı. Kapı açılma sesi duyduğumda odaya geldiğimizi anlayıp Emir'in boynunu bıraktım. O da benim belimi bıraktı.

Emir bana hiç bakmayıp yatağa doğru ilerledi. Aslında bakmamasi iyi birşey. Bakarsa ağladığımı görür ve bir sürü şey sormaya başlar.

Emir pike yi açtıktan sonra konuşmaya başladı.

"Buse bu oda senin. Yan oda da benim. Eğer birşey olursa seslen ya da yanıma gel."

Arkasını dönüp devam etti.

"Kendi evin gib- sen ağladın mı?"

Evet başlıyoruz.

"Yoo"

"Ağlamışsin söyle neden?"

"Aglamadim"

"Ağlamışsin "

"Ağlam- off tamam ağladım."

"Ha şöyle şimdi de neden ağladığını söyle"

Yatağın üzerine oturup konuşmaya başladım.

"Sen az önce bana sarıldın ya babam da öyle sarılırdı. Ayaklarımı yerden keserek."

Bir anda gelen hıçkırık gözyaşı çeşmemi açmıştı . Hıçkıra hıçkıra ağlarken bir anda Emir sarıldı bana. Ben de kollarımı boynuna doladım .

"Ağlama be kızım "

Kollarimi boynundan çekip hızla gözyaşlarımı sildim.

"Iyiyim ben sadece onu çok özlüyorum. Neyse ben uyumak istiyorum."

"Peki öyle olsun iyi geceler hobbit  "

"İyi geceler gandalf"

Emir odadan çıktıktan sonra pikenin altına girdim.

Bugün olanları düşündüm. Bir gün içinde bir kardeşim bir abim olmuştu. Kardeş kısmına sevindiğim söylenemez di ama Emir... birbirimizin yaralarını saracağız bunu hissediyorum.

Emir bana ben Emir'e iyi geleceğim...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 06, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İNTİKAM ATEŞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin