Son Beyaz Kurt (Askıda)

**hatırlatma**

Naber kurtçuklar...BİZ GERİ DÖNDÜK... Uzun zaman olduğunun farkındayız ve sabırınız için teşekkür ederiz. Sizinle yorumlarda hasret gideririz.... Şimdiiiiii Deltacığınızdan size son bir kaç bölümün hatırlatması. İsterseniz kitabı baştan da okuyabilirsiniz (ki ben öyle yaptım) isterseniz de bu bölümü okuyabilirsiniz. Aklınızda bir soru varsa yorumlara yazabilirsiniz cevaplarız. Bölümleri yazdığımız gibi atarız yani bundan sonra bir düzen olacağını düşünmüyorum. Sizi çok özledik ve çok seviyoruz. İyi okumalar.

--DELTA

Son Beyaz Kurt'un önceki bölümlerinde: (bi an dizi bölümüne başlıyomuş gibi geldi jkvpaşhj)

"Millet iyi işti tüm konuşmaları kayıt altına alınıyor şu an." Luiz'in konuşmasına gülerek ekledim:
"Aynı zamanda ortalığı da karıştırmadan! Dünya'nın sonu gelecek bence."
Herkes gülünce ben de güldüm. Sonunda vardığımızda hepimiz salonda bilgisayarların başına geçtik. Hepsinde birileri konuşuyordu. İlk dinleme cihazını koyduğum yerden avcıların yaklaşık on gruptan oluştuğunu ve merkezlerinin burası olduğunu öğrenmiştik.
Clarke'ın dinleme cihazından bazılarının yerlerini öğrenmiştik.
Jess'in koyduğundan haftaya başka bir buluşma olacağını.
Stacy'ninkinden buluşmanın yerini, Ashley'inkinden zamanını öğrenmiştik.
Benim mikrofonumdan ise hala sesler geliyordu. Dört adam ve bir kadın vardı.
"Daha öncekinden daha da güçlüler." Dedi kadın.
"Evet Amelia ama onlar sadece pençeleri olan kurtlar bizim ise gelişmiş silahlarımız var." Dedi az önce adının Adam olduğunu öğrendiğim ve konuştuğum adam.
"Yeni bir silah geliştirdiğinizi duydum." Dedi ikinci adam.
"Evet çok güçlü bir silah Armando." Derken güldü Amelia.
"Öyle bir silah ki tek bir tuşla tüm kurtları bayıltabiliyor. Öyle değil mi Brian?"
"Öyle." Dedi Brian. "Öyle bir manyetik alanı var ki üstünde neredeyse on yıldır çalışıyoruz ve son denemelerde başarıya ulaştık." Hepsi güldü. Masada konuşmayan tek bir kişi vardı. Son gelen adam olduğunu tahmin ediyordum.
"Patron yeni bir saldırı düzenleyecek miyiz?" Diye sordu Armando.
"Hayır. Onların da ellerinde güçlü bir silah varken olmaz." Dedi hiç konuşmamış adam.
"Ne silahı?" Diye sorduklarında hepsi şaşırmış gibiydi.
Patron bir şey demeden önce yaklaşık yarım dakika bekledi.
"Adam telefonunu ver." Dediğinde yakalandığımızı anlamıştım. Adam telefonunu verdikten sonra 'patron' tekrar konuştu.
"Herkes dağılsın. Biri burada olduğumuzu biliyor. Ve dinleniyoruz." Ardından mikrofondan gelen ses kapandı.

**

"Jack haklı. Ayrıca ben görevlerin burada biteceğini de düşünmüyorum." Dedi Aaron. Jack'i bu kadar net onaylaması beni şaşırtsa da ikisinin de çok haklı olduğunu biliyordum. Hemen ardından gelen mail sesiyle hepimiz Luiz'e döndük.

"Yeni görevimiz hayırlı olsun gençler." Derken gülmüştü.
"Hayır bir görev yeni bitti biraz daha bekleyemezler miydi?" Diye sızlanan John'a katıldığımı belli eden sesler çıkarttığımda diğerleri de beni onaylamıştı.
"Her neyse görevi açıklamamı ister misiniz?" Diye soran Luiz'i oflayarak onayladım."Yeni görevimiz hayırlı olsun gençler." Derken gülmüştü.
"Hayır bir görev yeni bitti biraz daha bekleyemezler miydi?" Diye sızlanan John'a katıldığımı belli eden sesler çıkarttığımda diğerleri de beni onaylamıştı.
"Her neyse görevi açıklamamı ister misiniz?" Diye soran Luiz'i oflayarak onayladım."Yeni görevimiz hayırlı olsun gençler." Derken gülmüştü.
"Hayır bir görev yeni bitti biraz daha bekleyemezler miydi?" Diye sızlanan John'a katıldığımı belli eden sesler çıkarttığımda diğerleri de beni onaylamıştı.
"Her neyse görevi açıklamamı ister misiniz?" Diye soran Luiz'i oflayarak onayladım.