Bir dakika bekledikten sonra telefonuma mesaj geldi, çok yorgun olduğum için yavaş yavaş ilerleyerek telefonu elime aldım mesaj, Rose'dendi
ROSE: Saçlarımı boyattım!!!
ROSE: Fotoğrafını atıyorum😘😘
ROSE:
ROSE: Hadi ama güzel değil mi?JUNGKOOK: Çok güzel olmuş.
ROSE: Bence bu saçımın rengi öbürüne göre daha iyi oldu.
JUNGKOOK: Bence de, ama diğer renk seni kapatıyordu.
ROSE: Aynen :-D
Telefonu kapattıktan sonra hazırlanıp dışarı çıktım çünkü arkadaşlarımla buluşacaktım içimden bir ses geri dön geri dön diyordu. Geri dön dediğim için geri döndüm. Tam kapıdan girdim ki Rose kapının önünde duruyordu koşarak arka camın olduğu yere gittim, şansıma cam açıktı camın önüne eskimiş bir sandalye koydum ve camdan içeri girdim. Sonra koşarak kapıyı açtım,
JUNGKOOK: Merhaba Rose!
ROSE: Merhaba. Sen bir yerden mi geldin?
JUNGKOOK: Evet, biraz koştumda.
ROSE: Tamam o zaman.
Konuştuktan sonra içeri girdik Rose, etrafına bakıyordu,
ROSE: Burası çok dağınık!
ROSE: İstersen birlikte toplayalım.
JUNGKOOK: Tamam...
Aslında hiç toplamak istemiyordum ama Rose kırmak için evet dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pink clouds || rosekook
Fiksi Penggemar°°° Pembe bulutlar, senin kadar gerçek olmasalarda.