ÇOCUKLUK AŞKI

2.2K 153 31
                                    

               

Sürekli çalan telefonla, oflayarak kafamı yastığın altına soktum. Ama arayan kişi fazlasıyla ısrarcıydı ki üst üste aramasına devam ediyordu. Kim olduğunu bildiğimden gözlerimi devirip, telefona bakmadan açtım. Bu saatte ısrarla beni uyandırmak isteyen tek bir kişi olabilirdi.

“Efendim başımın tatlı belası?” evet bu tabir tam ona göreydi. Yıllardan beri başımda ki en tatlı bela olmuştu. Kulağıma kıkırtısı ulaşınca bende istem dışı gülüverdim. Sanırım bu saatte bir tek o beni uyandırırsa neşem hala yerinde oluyordu. Başkası olsaydı huysuzluğumdan fazlasıyla nasibini alırdı.

“Yastığın altından bana gözlerini devirmede kaldır kıçını uykucu. Bir ton işimiz var bugün.” Yüzümdeki gülümseme daha da artmıştı sanırım. Beni iyi tanıması çok güzel değil mi?

“Son bekar günlerimi doya doya yaşamak hakkım değil mi benim canım? Bu kadar vicdansız olma!” alaycı sözlerimin ardında sinirle homurdandı. Bu hali keyfimi iyice yerine getirmişti. Rahatlıkla yatağımdan kalkıp, güne başlayabilirdim artık.

“Çok istiyorsan bekar günlerin uzasın bir tanem?” kahkaha attım. Bu kadının her şeyi mükemmel geliyordu uzun zamandır. Siniri bile sadece bana özeldi.

“Bu kadar şakalaşma yeter. Kalk duşunu al ve güzelce giyin. Annemle birazdan size geleceğiz. Zühre anneyle son çeyiz hazırlıklarını yapacaklarmış. Bizde evin son işlerini halletmeye gideceğiz. Bugün mobilyacılar gelecekti, biliyorsun. Unutmadın yani, değil mi?” işleri sıralarken bile yorulmuştum ben. Düğüne az kaldıkça işler daha da artıyordu ve hepimiz birden iyice stresleniyorduk. Bir an önce şu düğün işleri bitse de balayı olayına geçseydik. Doyasıya karımla birlikte olmak istiyordum.

“Unutmadım güzelim. Hepsi aklımda.”

“Tamam o zaman , ben daha fazla seni tutmayayım. Git hemen hazırlan. Seni seviyorum.” Alışmış bir şekilde benden cevap beklemeden telefonu kapattı. Aniden yüreğim sızlamıştı. O kelimeleri kurmayacağıma, ona karşılık vermeyeceğime alışmıştı. Karşılıksız bir şekilde seviyordu beni. Yıllarca bıkmadan, usanmadan, geçmişi umursamadan seviyordu beni. Bana rağmen sevmişti beni.
Haksızlık ediyordum ona. Ama o sözler dilime ulaşamıyordu işte. Ona değil de kalbimde ki yarama gideceğini bildiğimden ulaşmasına hiçbir zaman izin vermiyordum. Biraz daha vicdanım sızlarken duşa girdim. İnci benim için çok değerliydi. Hayatımın incisi, hayatımın önemi olmuştu. Benliğimi oluşturmamı sağlamıştı. Ben olmamı sağlamıştı. Hatalarımdan kurtarmıştı. Bencilce de olsa her zaman onun sevgisiyle ayağa kalkmıştım ben. Düştüğüm kuyudan bana cesurca sunduğu kalbi sayesinde çıkmıştım. Aptallıklarımdan usanmadan elimi bir saniye olsun bırakmamıştı. Kalbimde ki ilk hatamda beni yerle bir ederken o bir kere bile bana sırtını dönmemişti. Kafamı salladım geçmişime. O olmasaydı ben şimdi bu halde olamazdım ki. Ergenlik hatalarımda kaybolmuş, işe yaramazın teki olmuştum. Belki şu anda böyle rahatça nefes bile alıyor olmazdım. Varlığını hissetmek istercesine derin bir nefes çektim ciğerlerime. Geçmiş her aklıma düştüğünde böyle oluyordum işte. Ve sonunda bir kere daha Allah’a dua ediyordum, İnci için.
Hayatımın İncisi, sana hak ettiğin sevgiyi sunamasam da, bu dünyada ki bütün mutlulukları yaşatacağım. Seni üzmemek için her şeyi yapacağım. Sana söz olsun ki İnci, seni asla incitmeyeceğim.

****

Hızlıca duşumu alıp, giyindikten sonra odadan çıktım. İnci’nin sesi doldu anında kulaklarıma. Demek gelmişlerdi. Keyifli bir şekilde salona inip, hemen Zeynep annenin elini öptüm. Böyle şeylere çok dikkat diyordu. Zaten saygıyı da en çok hak eden kadınlardan da biriydi.

GARDENYA (Tek Bölümlük)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin