Arkama bakmamaya özen göstererek anahtarı kilide soktum.Hala orada olma ihtimalleri var mıydı? Arkamı dönüp dönmemek arasında kalmıştım.İçimden bu meseleyi tartarken merakıma yenik düşüp başımı arkaya doğru çevirdim.Gözlerimde ufak çaplı bir tarama yaptığımda rahatlıkla derin bir nefes verdim.Memnuniyetle gülümseyip başımı kilide çevirirken onları gördüğümde gülümsemem hiç zaman kaybetmeden yüzümden silinmişti.Bizim evimizle yan evin arasındaki boşlukta oturmuş bana bakıyorlardı.Dört çift göz! Başımı eğip birkaç dakika önce yapmam gereken şeyi yapıp kapıyı açtım.Resmen koşar adım eve girip kapıyı kapattım.Haydi ama her genç kız korkar!
Mutfaktan gelen çatal bıçak seslerini duyduğumda yemek yediklerini anlamam pek uzun sürmemişti.Yüzümdeki korkmuş ifadeyi yok edip sinirli ifademi takındım.Onlarla işim daha bitmemişti.Şu an kurt gibi aç olmasam yanlarına gitmeye tenezzül etmezdim ama açlık hissim ağır basıyordu işte.Bileğimdeki tokayla klasik ev topuzumu yapıp mutfağa girdim.Babam başını kaldırıp kısa bir süre bana baktıktan sonra tekrar yemeğine dönmüştü.Annemse ifadesiz bir şekilde bana bakıyordu.
"Neden bize haber vermedin tatlım?" Annem en az üç kere beni aramıştı ama ben hepsini yanıtsız bırakmayı tercih etmiştim ve şimdi beni bunun için sorguya çekecekti.
"Yalnız kalmak istedim.Size hala çok sinirliyim." Bu dediklerimin ardından babamda başını yemeğinden kaldırıp bana odaklanabilmişti.
"Buna mecburduk Su.Neden bizi anlamak yerine kendi bildiğini yapıyorsun?" dedi babam.Ne anlayışından bahsediyordu? Buraya resmen kandırılarak getirilmiştim ama anlayışsız taraf ben oluyordum.Ne harika ama!
"Mecbur falan değildiniz.Tanrı aşkına ben on sekiz yaşındayım kendi başımın çaresine bakabilirdim!" diye bağırdım.Benim hakkımda karar vermelerinden yorulmuştum artık.
"Biz senin arkadaşın değiliz.Ses tonuna dikkat et."
"Biliyor musunuz ne yaparsanız yapın,umurumda değil.Yalnız şunu bilmenizi istiyorum sizinle hiçbir yere gelmem." diye son sözümüde söyleyip yavaş bir şekilde merdivenlerden çıktım.Soğuk bir duşa ihtiyacım vardı gerçekten.Odama girip ilk iş üzerimdekilerden kurtulduğumda midemin verdiği sinyalleri göz ardı edemedim.Annemler sayesinde yemekte yiyememiştim.Yatağa fırlattığım şortumun cebinden telefonumu çıkarıp pizzacıyı aradım.Kendime orta boy peynirli pizza söyledikten sonra duşa girdim.Pizzacı gelene kadar rahatlamam lazımdı.
Duştan çıktıktan sonra saçlarımı kurutma gereği duymamıştım.Üzerime sıradan bir şort-atlet kombini geçirdikten sonra cüzdanımı alıp aşağı indim.Benimle eş zamanlı olarak kapı çalmıştı.Hiç bekletmeden kapıyı açıp pizzayı aldım.Adama parasını ödedikten sonra kapıyı kapattım.Elimde tuttuğum pizza sizin için birşey ifade etmeyebilir ama benim için eşi benzeri olmayan bir elmas değerinde.Annemler bana iğneleyici bir bakış atarken onları umursamadan tekrar odama çıktım.Vakit kaybetmeden televizyonuda açtıktan sonra yatağıma uzanıp en sevdiğim dizi eşliğinde pizzanın tadını çıkardım.
Doygunluk hissi kesinlikle huzur veriyordu.Üzerimdeki kutuyu yere bıraktıktan sonra karnımı ovalamaya başladım.O kadar hızlı yemiştim ki hepsi mideme oturup kalmıştı.Televizyonu kapatıp yüz üstü uzandım.Ağrım geçene kadar yatmak iyi gelebilirdi.Bir süre bu şekilde durduktan sonra pozisyon değiştirip cenin şeklinde yatmaya başladım.Uyurkende çok hareket ederdim.Hatta bazen yataktan düştüğüm bile olurdu.Yatakta hareket etmeye devam ederken can sıkıntısının verdiği huzursuzlukla telefonumu alıp yüklediğim oyunlardan birini açtım.Bu belki sıkıntımı biraz olsun geçirebilirdi.
Engellerden kaçıp oraya buraya zıplamakla tam bir buçuk saat geçirmişim ve hala gram uykum yoktu.Ay ışığı aralık olan perdemden içeri süzülüyordu.Sıkıntıyla telefonumu komidinin üzerine bırakıp pencerenin pervazına oturdum.Denizin ay ışının aydınlattığı kısmı diğer taraflara göre daha açık maviydi.Biraz hava almak için pencereyi açtığımda havanın serinlemiş olduğunu farkettim.
Bugün olanları aklımdan çıkaramıyordum.Daha önce hiç böyle bir olay başıma gelmemişti.Onlara kafa tuttuğum için bir tarafım pişman olsada diğer bir tarafım kendimle gurur duymamı söylüyordu.Beni aşağılayıp asosyal demişlerdi.Öyle miydim gerçekten? Tamam arkadaşım yok,derslerime fazlasıyla çalışıyorum ve boş zamanlarımı dizi izleyerek geçiriyorum.İnsanlarla ilişki kurmada pek başarılı değilim sadece o kadar bu asosyal olduğum anlamına gelmez değil mi?
Hem ben söylediklerini neden bu kadar önemsiyorum ki? Bir grup serseri işte.Hepsinin en az bir kere sınıfta kaldığına bahse girerim.Belkide benimle dalga geçmek yerine biraz olsun benim gibi olmayı denemeliler ha? Gerçekten birinin bunu onlara önermesi gerek.Her gece başka bir kız yerine her zaman bir kızla beraber olmak daha mantıklıydı.Sonra insanlara zorbalık yapmak yerine kibar bir şekilde yaklaşıp hayatlarını sürdürebilirlerdi.Cidden böyle yaşamak varken kabadayı gibi ortalarda dolaşmakta neyin nesiydi? İnsanların onlardan korkmasıyla egolarını tatmin ediyorlardı sadece.
Bedenime çarpan soğuk rüzgarla irkildiğimde birbirine kenetlediğim kollarımı çözüp pencereyi kapattım.Bundan sonra onları düşünmeyecektim.Alt tarafı basit bir laf yarışıydı.Bunu bu kadar büyütmem saçmalığın daniskasıydı.Onları bir daha görebileceğimi sanmıyordum bile.Bu mesele burada kapanmıştı.Okyanus mavisi pikemi kaldırıp yatağa uzandım.Uyku beni içine doğru çekerken direnmeyip gözlerimi kapadım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küstah Sevgili
Novela JuvenilAilesiyle her yaz tatila çıkmaktan usanmış Su Yılmaz bu sefer hiç beklenmedik olaylarla karşılaşacaktır.Bir gece grubuyla beraber Su'yun karşısına çıkan gizemli olduğu kadarda yakışıklı olan Mert herşeyi birbirine katmaya yetecektir.Bu ikilinin muht...