Evet, evet işte şu beklediğiniz yeni Miraculous kitabı (๑>◡<๑)
1. Bölümü bekletmeyeceğim hazırda gençlik .
Bu bölümü okuyunca muhtemelen çoğu kişi pek bir anlam veremeyecek, ama kitabın olay zinciri için gerekliydi.
Blaise
" Kedi tüylerini de temizle!" İçerden gelen sesle gözlerimi devirdim. Elimdeki bezi masaya bırakıp arkamı döndüm hızla.
" Misa'ya söyle dönünce o temizlesin! Kedi almak onun fikriydi!?"
Pozitif enerji diye eve soktuğu tüylü kedisi yüzünden kriz geçirmek üzereydim. Kendisi gibi sürekli uyuyordu kedi ve bekleme koltuklarını tüy içinde bırakıyordu.
Yavaş adımlarla koltuklara ilerledim ve kediyi koltuktan alıp yere bıraktım. Bana tıslamasını umursamadan dinlenmek için kendimi koltuğa bıraktığımda Chris Amca odaya girmişti. Hayattaki şansım neden bu kadar...
" Saatlerdir kıçını yayıyorsun! Kız ders çalışıyor geleceğini kurtarmak için, sen anca burada yat zaten..." Homurdana homurdana yeri paspaslamaya başladığında gözlerimi devirdim.
Amcam garip temizlik fetişleri olan 40'larında bir adam. İstediği zaman oldukça kafa dengi olabiliyor. Bugün hariç yani. Dövme salonunu tekrar açıyordu ve büyük temizlik düzenlemişti. Ve bilin bakalım kimi asistanı ilan etti?
Piercing takılırken pislikten dolayı birinin enfeksiyon kapma ihtimali vardı doğru ama ödemeyi yaptıkları masanın ayaklarının neden ışıldaması gerektiğini hala anlayabilmiş değilim.
Kendisi tekrar söylenmeye başladı. Masanın yeterince parlamayan ayaklarından girip yatağımın altında kalan ve çürümüş bir şekilde bulduğumuz pizzadan çıktı.
Biraz dağınık bir kişiliktim ve bazen bazı şeyleri unutabiliyordum
Ben homurdanırken apartmanın girişindeki ağır kapıdan gelen ses Chris Amca'yı duraksatmıştı.
" ... acaba müşteri olabilir mi?"
Kafamı oturduğum yerde sağa çevirdim ve Chris Amca'ya döndüm. En sevdiği siyah tişörtünün üstüne taktığı beyaz temizlik önlüğü ve kafasına bağladığı bezle bir akıl hastası gibi görünüyordu...
" Bence ben baksam daha iyi olacak?"
" Bu şekilde temizlikten kaytarabileceğini düşünüyorsan-" içerdeki küçük mutfaktan gelen tencerelerin sesiyle onu takip eden zil sesi sert hatlı yüzünün kasılmasına sebep olmuştu.
" Şu kediyi alırken ne düşünüyordum..." Kendi kendine küfredip mutfağa ilerlerken homurdandı. " Blaise kapıya bak!"
" Hay hay~" Kapıdaki kişiyi daha fazla bekletmemek için koltuktan kalkıp hızlı adımlarla kapıya ilerledim. Işıldayan tokmağı tutup delikten bakma ihtiyacı duymadan kapıyı açmıştım.
Karşımda elindeki küçük metal şeyle oynayan bir kız duruyordu. Siyah uzun saçları vardı. Kahkülleri sıcaktan terlemiş alnına yapışmıştı. Kafasını kaldırdığında göz göze geldik. Soluk gri gözlerini gözlerimden ayırmadan sıcaktan soluksuz kalmış bir şekilde konuştu. " Merhaba."
Kafamla selam verip sorarcasına baktığımda tereddütte kalıp mırıldandı. " Piercing taktıracaktım." Bir şey demediğimden falan sanırım kapı numarasına baktı ve daha kısık bir sesle mırıldandı. " Yanlış mı geldi-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
helpless comunity || MLB
Fanfiction" Bizi bölmeye çalışıyor, göremiyor musunuz!? Tehditlerine boyun eğemeyiz!" Derin bir iç çekti. " Ne yapmamızı bekliyorsun?! Ne kadar zalim olduğunu sen de biliyorsun! Burada oturamam!!" " Evet, ama onun tarafına geçersen masum insanlar ölecek!" He...