0.0

21 2 0
                                    

Melike Şahin'Tutuşmuş beraber


Ben Erin 17 yaşında İstanbulda babamla beraber yaşıyorum.Biraz fazla egoluyum diye düşünüyorlar ama benim bu durumu siklediğim söylenemez. Küfürbaz olduğumdan dolayı şikayetçi olanlar var. Neymiş kızlar küfür edince çok itici duruyormuş. Belki küfür etmek benim hayat felsefem belki küfür etmekten zevk alıyorum. Sananeee! Boş yaptım biraz ama boş yapmakta güzel insan boş yapınca hayata bakış açısı falan değişebiliyor en azından benim değişiyor. Neyse kişilik özelliklerimi şimdilik bu kadar yeter. Sıra fiziksel özelliklerimde; Fiziğimi çok beğeniyorum yani ben beğenmesemde etrafımdakiler o kadar çok söylüyorki ikna olabilirdim güzel olduğuna amaa beğenmesem. Kötü olduğunu söyleyenlerede çok kırılıyorum 1,2 saniye falann. Gözlerim yüzümde en çok sevdiğim yer. Rengi yeşil, çimen yeşili. Gördüğüm tanıdığım insanların gözleride yeşil ama onlarınkiler çam yeşili benimkiler çimeen, sizin aradaki farkı yakalayabileceğini düşünüyorum. Saçlarım turuncu ama çok koyuda denemez çok açıkta orta turuncu gibi bişey sanırım yani tarif etmesi çok zor bu rengin daha adı konulmadıda ben herkese kendi güzelliğimi anlatmaktan yorulduğum için turuncu diye söyleyip geçiyorum.

Sabah güneşin perdeden sızmasıyla uyandım demek isterdim ama odama bir çılgınlık yapıp iki tane alarm koydum biri yatağımın sağında diğeri solunda neden böyle bir şey yaptın amk diyorsanız ben manda gibi uyuduğum için uyanmam zor oluyor. Bir keresinde babam beni uyandıramamışve akıllanmam için kucağına alarak banyoya getirip küvette soğuk suyun içine bırakmış Çok zor zamanlarım olmuştu o günden sonra, öksürdüğümde sanırsın volkan patlıyor. Benimde böyle böyle geçen günlerim oldu işte napayım. Laaan! lafa tuttunuz beni okulu unuttumm. O kadar da önemli değilde hayatımda küçük çaplı bir ekşın yaratmak istedim.

Üstüme siyah kısa basic tşört altıma siyah kot şort geçirdim. Ve makyaj masasına oturdum. Suratını yağlı boya tablosuna çeviren kızlardan değilim tabiki ben doğal makyajcılardanım. Gözüme eyeliner çektim ve rimel sürdüm. Dudaklarıma mat kahverengiye kaçan bir ruj sürdükten sonra aşağı indim. Babam işe gitmişti. Bende ayaküstü bir şeyler atıştırdıktan sonra beyaz spor ayakkabılarımı giyerek evden çıktım.

Yine sınıftaki erkeklere yaza yaza ders anlatan hocaya baktım. Sanırım kerhane kaçağı olarak gelmiş buraya. Öndeki inek Mert'e bile yazıyor. Kesin yokluktan kesiin. Yanımda 7.8 şiddetinde deprem yaratarak uyuyan Doğa'ya ibnelik mi yapsam diye düşündüm ama sonra vazgeçtim. Teneffüste bide bu sığırla uğraşmaya halim yoktu uyuyamıyorumda çok kötü dakikalar geçiriyorum. Ben bayan manda olarak uyuyamıyorum ya sebebi ne bilmiyorumm off!

Eve geldiğimde babam salonda bilmem kaçıncı dosyalar savaşında galip gelmeye çalışıyordu. Bilinen bir avukat olduğu için çok yoğun geçiyordu günleri ama bugün eve erken gelmişti. Babama selam vererek odama çıktım ve kendimi yatağa attım. Üstümü değiştirmeden uyumayı planlıyordum. Bugün yorucu değildi. Sadece 4 ders uyumayı başarabilmiştim ama bana yetmezdi. Tam daldım derken telefonuma mesaj geldi

Kimden: Doğ'amcık

Lan bir türlü erimeyen kaşar Bora amcadan izin alda bugün bizde kal

Kime: Doğ'amcık

Tam dalmıştım amk ya neyse izin almaya gidiyom ben

Kimden: Doğ'amcık

Çok dalma boğulursun

Doğa'nın bu mesajını görünce direk banyoya koştum bu nasıl yaşıyor bu beyinle diye kendi kendime sorguladıktan sonra aşağı babamdan izin almaya gittim.

"Babaların kralı, adamın dibi, canım babaaam"

"Efendim yağcıların kraliçesii"

"Aaa baba ya ben kim yağ çekmek kim¿ Ben sadece doğalarda kalabilir miyim diye soracaktım"

"Şimdii anlaşıldıı neyse kaç gün kalacaksın kızım"

"3 gün babacım"

"Tamam kalabilirsin"

Babama teşekkür ederek tekrar odama çıktım ve Doğa'ya mesaj attım. Doğa sadece bugün demişti ama olsun artık yapacak bir şey yok. Laptop'u alıp riverdale'nin 2.sezonuna başladım. 1. Sezonda resmen babası öldürmüş güzelim çocuğu. Yine acıdım çocuğa ya çok iyi kurgulanmış bir plan üzerinde öldü ama havalıda biraz. Bunu dedikten 3 saniye sonra 1 fatiha 3 ihlas okudum tabi.

Penceremin anasının sikilmiş olduğunu düşünerek ayağa kalktım. Dizinin 2. Sezonunuda bitirdim işsizlikten. Tam da ders çalışmaya başlıyodum tüh bu ne şans. Balkona çıktığımda aşağıda Allah'ın en meşgul zamanında yarattığı, ETS TUR reklamının bozduğu psikolojiden daha berbat olan Muhittin'i gördüm. Çocuk karşı komşu Melahat ablanın oğluydu ve bana takıktı. Biliyorum herkes beni sevebilir ve seviyorda ama bu çocuk ayrı bir şey sanki önceden geldiği zamanları ve dediği şeyleri hatırlamıyor. Beni haftada 8 gün rahatsız ediyor o derece. Dediklerinin aynısını söyleyip ayaklarını götüne vura vura koşuyor. Bu nasıl bir şey akıl sır erdiremedim 2 yıldır. Yine aynılarını yapıp gitti. Bende içeri girdim ve uyumaya karar verdim.

Sabah ikiz alarmlarımla kalktım. Bunları bir gün kırıp bahçemize gömeceğimde yenisini almaya üşeniyorum. Babamda artık bıktığı için almıyor. Yataktan kalktım ve rutin işlerimi yapıp aşağı indim. Yine ayaküstü bir şeyler yedim ve evden çıktım.

Teneffüs zili çaldı ve Doğa'yla beraber kantine indik. Kahve alarak dışardaki çardaklara oturduk. Gelen geçen kızlara laf atıp, onlarla dalga geçiyorduk.

"Şş Tuğçe baksana bi! merakımdan soruyorum senin burda ne işin var ?"

Bana anlamadığına dair bakışlar attı. Zaten anlayacağını düşünmüyordumda can sıkıntısı işte.

"Bak dolanma buralarda hava sıcak asfalta falan yapışırsın dikkat et zahmet verme insanlara"

Doğa'yla beraber güldüğümüzde sinirlenerek yanındaki kaşarlarınıda alarak gitti. Birkaç kişiylede takıldıktan sonra içeri girdik. En sevdiğimiz(!) geometri dersini zevkle dinlememeye karar verdik ve kafalarımızı 2. Yastığımız olan sıramıza koyduk. Dakikasında kafası geleceğimizden daha parlak olan
Necmi Hoca beni tahtaya çağırdı. Doğa kaşarına ölüm saatimi belirlemesini söyleyerek canım hocamın yanına gittim ve sorduğu soruyu yapmaya çalışamadım çünkü soruyu gördüğümde mood: bu ne amk arapça mı yazdın naptın ? Hocaya yapamadığımı söylediğinde en güzelinden bana bir sıfır verdi. Üstüne sadece birinci sözlüme verdiğini söyleyerek içimi rahatlatmak istedi. Hocaya teşekkürlerimi sunarak yerime geçtim.

Okul çıkışı yüzyıllar sonrada olsa geldi. Doğaların evine gidecektim zaten rahatım. Okulun çıkış kapısına doğru ilerlerken bir kadın bir erkek gördüm okula doğru geliyorlardı sanırım yeni öğrenci. Okulun yarısında niye geliyorsun mal demek istesemde götüm yemedi. Ama bana çok dikkatli bakmıştı tabi bakması normalde bu kadar derin ve bir şey bekler gibi bakması ilgimi çekmişti açıkçası.

Doğaların evinde son günümdü. Doğa'nın arkadaşı gelmişti dün. İkimiz takılırız diye düşünürken bu nerden çıkmıştı ya. Şansım kaşara bağladı makas ata ata gidiyor. Akşam yemeğinden sonra Doğa'nın arkadaşı yani Yağmur'un aklına bir fikir gelmişti bizde onu gerçekleştiriyorduk. Yağmur'un arkadaşından aldığı numaayı kekleyecektik. Doğa aldı telefonu eline aramaya başladı.

Çalıyor..çalıyor...00:00

Gazamız mübarek olsun. En son biriyle başımız derde girmişti bu yüzden. Gerçi o beni aramıştı ama olsun. Doğa saçma sapan sesler çıkarmaya başladı. Karşı taraf güler gibi olmuştu. Yağmurda sorular sormaya başladı ama aldığı cevap tamamen sessizlikti. Şimdi sıra bendeydi ve aldım telefonu elime konuşmaya başladım

"Konuşmayı bilmiyor musun? Konuşsana! Şurda biraz eğlenmeye çalışıyoruz."

"Erin?"

Aldığım cevap beni şoktan bime sokarken ağzımdan sadece küfür çıktı.

SINIR 10 VOTE 10 YORUM

Geçmişin İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin