2GIRL+BTS Bölüm 82

61 6 1
                                    

BÖLÜM 82

Tuğçe: ne düşünüyorsun kanka

"sanırım Jungkook'u arayıp anlatacağım"

Tuğçe: hm tamam ben odadayım

"noldu senin neyin var"

Tuğçe: hiçbir şeyim yok kanka

"var var bilirim ben bak şimdi gidiyorum ama akşam bir yere ayrılma dertleşeceğiz"

Eliyle okey işareti yapıp odadan çıktı.

Sanırım Jungkook'a anlatmam en doğrusu olacaktı.

Telefonumu çıkarıp mesaj attım

"30 dakika sonra sizin yurdun oradaki parka gel juju"

Hiç geçmeden yazmıştı

Jungkook: tam ben yazacaktım

Sonra bir tane daha mesaj geldi

Jungkook: bütün gün hiç yazmıyorsun merak ediyorum, özlüyorum

"konuşmamız gereken şeyler var lütfen 30 dakika sonra dediğim yerde ol , bende seni özledim" diyip telefonu cebime koydum.

Bir hırka ve tayt giyip şirketlerine doğru yürümüştüm.

....................

20 dakika sonra........

"ben geldim" diyip mesaj yollamıştım.

Jungkook: iniyorum

"tamam"

....................

Parktaki salıncakların birine oturmuştum. Rüzgar şuan o kadar tatlı esiyordu ki ..

Hiç kalkmak istemiyordum burada..

Jungkook: birileri beni özlemiş sanırım

Belimden sarılmıştı.

"ah evet o özleyen kişi benim sanırım" demiştim gülerek

Jungkook: sanırım mı" sahte kızgınlıkla demişti.

"yok yok kesin benim haha" diyip sarıldım.

Koku alamıyordum ama tek bir koku alma hakkım olsa bu Jungkook'un ki olurdu herhalde.. Hiç unutmak istemezdim..

Jungkook: evet hadi konuşalım neymiş bu kadar önemli şey bakalım

Ellerimize bakarak konuştum

"juju bugün kafede bir hayran bizi görmüş fotoğraflarımızı çekmiş şantaj yapıyor"

Bi anda söylemiştim.

Jungkook: ne?

"duydun" hala ellerimize bakıyordum.

"eğer bir şeyler yapmazsam fotoğrafları basına verecekmiş öyle dedi"

Jungkook: ne gibi şeyler yapmazsan?

"ya senin meeting veya konser veya odana götüreceğim tanıştırmak amaçlı yada ayrılacağ---" yarı da kesmişti

Jungkook: ne diyorsun sen ya

Jungkook: hala ne ayrılmasından bahsediyorsun

Jungkook: bırak versin magazine ne olacak umrumda değil

"nasıl umrunda değil ya"

Ellerimiz ayrılmıştı.

"senin hayatını önemsiyorum Jungkook"

Jungkook: bende seni önemsiyorum rana" bağırıyordu ve çok yüksek sesle bağırıyordu.

"bana bağırma" diye bende ona bağırmıştım. Arkamı dönüp tekrar salıncağa gidip oturmuştum.

Jungkook: ahhh özür dilerim bebeğim

Duymamazlıktan geliyordum

Jungkook: bağırmamalıydım biliyorum ama çok sinirlendim nasıl olabilir böyle bir şey hayır gram mutlu olamıyoruz şaka gibi

Önüme geçip yere çökmüştü. Kafam yere bakınık olduğu için o da kafasını benim olduğum tarafa yukara çevirip bana bakmaya çalışıyordu.

O kadar tatlıydı ki sinirli kalamıyordum. Gülmüştüm.

Jungkook: seni seviyorum ve ayrılmayacağız

Jungkook: o army olamaz, bir army bunu yapmaz, yapamaz, beni sever bana önem verir böyle düşünmez

"haklısın"

Jungkook: yer ayırttırma hiçbir yerden, umurumda değil ne olacaksa olsun

"buna hazır değilim Jungkook"

Jungkook: nasıl değilsin*

"değilim işte bak çoğu antiye sahip olacaksın belki tehditler alacağız jungkook"

Jungkook: hiçbir güç seni benden ayıramaz konu bitmiştir.

Elimden tutup yürümeye başlamıştı.

Jungkook: seni yurda bırakıyorum

"tamam" demiştim sessizce. İçim hiç rahat değildi.

Yavaş yavaş yürürken mesaj gelmişti.

Jungkook: kimden

"beyza"

Beyzaya cevap verip tekrar cebime koymuştum.

Ve sonra geri çıkarıp "begin" şarkısını açmıştım. Bu şarkıyı çok seviyordum.

O da dinledikten sonra yüzünde gülümseme oluşmuştu. Ve durup bana dönüp söylemeye başladı. Telefonu kapatıp ona bakarak onu dinlemeye başladım.

"sana aşığım" demiştim. Sanki büyülenmiş gibiydim..

Jungkook: bende sana" ve o belki yıllardır beklediğim öpücüğü şuan gecenin 22.04'ünde almıştım..

2GIRL+BTSWhere stories live. Discover now