Hakikate yolcukuk.
Karanlık geceyi aydınlatan ay ve yıldızlar geceyi eşşiz bir sanat eserine bürümüşken, geceye eşlik eden yağmur taneleri asfaltta birikmiş, ay ışığının yansıdığı su birikintilerine ekleniyordu. Genç kız omuzlarına bıraktığı hırkaya daha sıkı sarıldığında başını geriye attı ve araladığı dudaklarından ciğerlerine ulaşacak nefesi soludu.
Gökyüzünden düşen yağmur damlalarınım tüm zerafetiyle yeryüzüne düşüşünü izledi karanlık gece boyunca. Yağmuru seviyordu, kim sevmezdi ki?
Bir an berrak bi' yağmur damlası olduğunu düşündü. Tüm hücrelerinde hissedebileceği özgürlüğü istedi. Özgürlüğün kısıtlanmasını sevmezdi. O yüzden özgürlük kısa ama uçsuz bucaksız olanıydı.
En özgür.
Gökyüzünden yeryüzüne düşene kadar hissedebileceği özgürlük için herşeyini verirdi. Yeryüzü kısıtlı geliyordu ona, o yüzden gökyüzünü istiyordu. Kusursuz hayatını kusurlaştıran tek şeydi yeryüzü.
Belki bir yağmur damlası olması imkansızdı ama, imkansızların içindeki imkanı bulmayı da severdi genç kız.
Bu yüzden hiç düşünmeden dışarıya attı kendini.
Yağmur düştüğü cılız bedenini saran elbiselerine minik damlalar bırakarak yağmaya devam ettiğinde kazağının kollarını parmaklarına kadar çekerek soğuk havaya karşı ufak bir kalkan oluşturdu.
Islanmak onun için bir lütuftu adeta. Vücuduna değen yağmur damlaları ruhunu temizliyordu.
Adımlarını hızlandırarak işlek cadde de yürümeye devam ettiğinde soğuk hava ciğerlerini yakıyor, keskin nefesi dudaklarından firar ederken nefesiyle birlikte yükselen gri duman büyük bir haz veriyordu.
Bir an, ne olduğunu anlayamayacağı bir zaman kavramında çarptığı bedenle birlikte tökezledi, dengesini kaybetsede bedeninin asfalta buluşmasını sağlamadan önce dengesini toparlayabilmişti. Yağmurun en huzurlu melodisine karışan kirli gürültülerle aşina olmuş kulaklarına ince bir ses doluştu.
"Hay Allah."
Genç kız yüzüne düşen saçları parmaklarının arasında toparladı ve kulağının arkasına iteklerken bakışlarını çarptığı kıza çevirdi.
Vucüduna yayılan şaşkınlık hissi, irislerinin odağı olan kızı süzerken kabarmış, daha sonra yerini kafasında çanları çalan soru işaretlerine bırakmıştı.
Daha şaşkınlığı bedeninden atamadan gözlerinden başka hiçbir yeri görünmeyen kızın eğilip yere düşen kitaplarını toparlamasıyla kendi de eğildi, avuçlarına birkaç kitap alıp ayaklanırken diline vurulan mühre anlam veremiyordu.
Şaşkınlık nasıl bir duyguydu ki, bir an kelimeleri harflerin kalabalığında kaybetmişti?
"Kusura bakmayın," diyerek diline vurulan mührün çözülmesine sebep olmuştu siyah kız. Kızın giydiği şeyin çarşaf diye adlandırıldığını biliyordu, ancak bu şey fazlasıyla eskiye dayanıyordu. Ayrıca siyah güneş ışınlarını üzerine çeken bir renkken nasıl oluyorda yaz aylarında buna dayanabiliyordu? Aklında o kadar çok soru işareti birikmişti ki, soru işaretlerinin kuyrukları birbirine dolaşmıştı.
"Asıl siz kusura bakmayın, göremedim bir an." diye konuştuğunda gözlerini çekinmeksizin kızın üzerinde gezdirmeye devam etti. "Kitaplarınız." dudaklarına yerleştirdiği yapmacık gülümsemesiyle kıza ait kitapları uzatırken aklından geçen tek şey asla bu özgürlüğünü kısıtlayan şeyleri giymeyeceğiydi. Giymezdi.
"Önemli değil." soğuk sesinin ardından kız uzaklaşmak için hareketlendiğinde, zihninde çanları çalan kelimeleri cürretkarca dile getirdi. O an, yağmur damlalarıyla birlikte geceye karışan sözlerin dudaklarından dökülmesine engel olmadı. "Baksana, bu giydiğin şey fazla çağ dışı kalmadı mı?" görmesede kızın kaşlarının çatıldığını hissetmişti. Bir iki adım atmışken kızın ayakları öylesine kaskatı kesilip durmuştu ki Arya'nın sorusuyla birlikte, ayağının altında ezilen asfattın sesine şahit olmuştu.
"Sen müslüman mısın?" işte bu beklemediği bir şeydi. Arya, tabi ki müslümandı! Kimliğinde bile dini inancı müslüman yazıyordu! Sorusuna soruyla karşılık veren kıza karşı göğsünü kabartmış ve gurur kokan bir sesle "Tabi ki," demişti.
Kız, gözlerini gururla müslümanım diyen kızın üzerinde gezdirdiğinde elde ettiği kanıt büyük bir acıma duygusuydu. Ne acı! Müslüman olduğunu söylerken bile müslümanlığa aykırı yaşayan bu insanlar büyük bir ateş bahşediyordu göğsüne "Müslüman olduğunu iddia ediyorsun ama şu an sana tağut nedir desem, şirk, küfür, bidat?" Kızın kaşları yay gibi gerildi, sözleri suyun üzerine çıkan çar çaput kadar önemsizdi. Kulakları sadece sözler işitti, ne aklında yer etti, ne kalbin de sızı. "üzerinde müslümanlığa dair bir iz yok. Namaz kılmıyor, oruç tutmuyorsundur. Belki de içki bile içiyorsundur." sessizce kızı dinleyen Arya'nın yüzünde öyle bir ifade oluştu ki o an genç kız ne diyeceğini bilemedi. "Namaz kılmıyor, içki içiyorsun." diye doğrularken kendini göğsünde çoktan o bahsedilen ateş alev almıştı.
Bu gençlik nereye gidiyordu? Bu gidişatın sonu hiç iyi değildi. Şüphesiz ki, Allah'ın azabı pek çetindi. Ve kalıbını basardı genç kız kimse oraya girmek istemezdi. "Unutma, müslümanım demekle müslüman olunmaz. Müslümanca yaşa, daha sonra müslüman olduğunu iddia et ve o hal üzere öl."
Daha sonra genç kız hiçbir şey demeden ve denmesine de izin vermeden yürüdü. Diline ve kalbine çoktan hidayet duası dolanmıştı.
Aynı saniyelerde Arya ruhundan yükselen sıkıntıyla birlikte kalakalmıştı caddenin ortasında. Bilincine saplanan kelimelerin ağırlığını taşıyamıyordu. Göz kapaklarını indirip sıkıntıyla iç çekerken sadece bir yumak saçmalık dinlediğini düşündü. Saçmalıktı işte!Arya müslümandı bunun aksi iddia bile edilemezdi.
Yorumlarınızı heyecanla bekliyorum. Sizden ricam iki kelime bile olsa düşüncelerinizi belli etmeniz. Okuyan herkesten ricamız budur. Votelerin bizim için cok bir önemi yok, çünkü biz burada popilerlik için mucadele etmeyeceğiz, ama yorumlarınız önemli, bunu göz ardı etmeyin!
Bu serüven umarım uzun ve kaliteli bir şekilde devam eder. Allah'tan dileğim, sözlerimizi sapıtmasın, bizleri savunduğumuz hakikatı göz ardı kıranlardan eylemesin. Hak yazıp, hak konuşanlardan olalım.
Yoruma okumasını istediğiniz arkadaşlarınızı etiketleyin!
Hayra vesile olan hayrı yapan gibidir!
🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hakikate Yolculuk
SpiritualKendine göre kusursuz bir hayat süren Arya, bir gece başına gelen küçük bir olay ile hayatını gözden geçirme gereyi duymuş, doğru bildiği herşey ona yanlış gelmeye başlamıştı. O gece çarpıştığı genç kızın sözleri, yine o kıza ait olduğunu düşündüğü...