Suspense.kth

3

  Her zaman komik şeyler okumayı, izlemeyi tercih etmişimdir. Hayatta yeterince mutsuzluk çekerken film ve kitaplarda da kendimi mutsuz bir dünyanın içine koymanın mantıksız olduğunu düşünürüm. Bu yüzden eğlenceli ve sempatik kişiler hep dikkatimi çekmiştir. Senin gibi.

Yine istemesem de kalmam gereken bir kurs günüydü. Benimle ek derse kalan hiçbir arkadaşım olmadığı için yalnızdım ve anlaşılan o ki yalnızlığım bana özeldi. Sınıfta oturacak yer kalmamıştı resmen. Bu benim gözümde ülkemizin matematik açığının büyük olduğunu kanıtlıyordu.

Yanını boş bulduğum birisinin yanına geçip oturdum. Arkamdaki sıraya oturmayı tercih edebilirdim fakat benden önce birileri çantasını koyup gitmişti. Ben bir dersten çıkıp diğer derse yetişemiyordum, millet kendine yer tutup arkadaşlarıyla gezmeye çıkıyordu. Geç kalma sorunumu nasıl halledeceğimi düşünürken sen geldin ve arkama oturdun. Demek ki o çantanın sahibi sendin. Ders zili çaldı ve öğretmen içeri girdi, seksen dakikalık işkence başlıyordu.

  Dersin ortalarına doğru yan sıradaki kız öksürmeye başladı. Ondan biraz sonra başka birisi daha ve birisi daha. İlkokuldaymışız gibi hissettiğimi söylesem yeridir. O zamanlar televizyonda sigara ile ilgili bir kamu spotu yayınlanmıştı. Ailece bir şeyler yapılırken evin babası sigara yüzünden zorlanıyordu ve öksürüğe tutuluyordu. Bunu gören çocukları da ona sarılıp, "Hadi baba!" diyordu.

  Kızın öksürüğü devam ederken sen de sessizce, "Hadi baba!" demiştin. Herkes duymamıştı ve duyanların bir kısmının da anlamadığı ortadaydı.  Başka birisinin yaşadığı sıkıntı üzerinden şaka yapılması pek hoşuma gitmese de, ilk defa o zaman komiğime gitmiştin.

  Eğlenceli ve sempatik birine benziyordun. Matematiğin sıkıcılığını bir süreliğine unutturup gülmemi sağlamıştın.