Asosyal İnek

85 5 2
                                    

Oduna çarptıktan sonra günüm neredeyse normal geçti. Okula gittiğimde arka sırada Bahar, İrem ve Kaan oturuyordu. Onların yanına yönelirken önüme sınıfın sürtüğü Bengü geçti. Gözlerimi devirip yanından geçtim ve yine önüme geçti. 

"Duyduğuma göre araba çarpmış sana. Saatlerdir ağlıyorum bir görsen halimi. Nasıl oldu da senden kurtulamadım diye." dedi.

Sabah sabah odunun tekinin bana çarpmasına yeterince kızgındım bunun üzerine bir de Bengü'yü hiç çekemezdim. Sinirle

"Ah! Sen hayal kırıklığına mı uğradın? Çok üzüldüm. Bekle hemen kendimi bir arabanın altına atıp geliyorum." dedim dalga geçerek.

Bengü'nün yüzü düştü. Bende yüzümde zafer ifadesiyle sırama geçtim. Kızlar ve Kaan sırada bekliyorlardı. Beni görünce İrem yana kayarak yer açtı. Kaan ve Bahar beraber oturuyorlardı. Ben gelince Kaan sıcak bir şekilde gülümsedi. 

"Günaydın uykucu. Bu tip ne kamyonun altında mı kaldın?" dedi.

"Odunun arabasının altında kaldım." diye söylendim sessizce. Anlamayarak bana baktı. "Günaydın Kaancım." dedim yapmacık bir gülümseme ile. Günün geri kalanı normaldi. Kızlar tatillerinden bahsetti. Sıra bana gelince verdiğim tepki esneyerek: 

"Wattpad, Müzik, Uyku, Tumlbr, Yemek..." demek oldu. Bahar kaşlarını çatarak "Asosyal ineğin tanımısın Tuğçe. Hayatında hiç eğlence yok." Güldüm. Hatta sırıttım. Tam olarak beni anlatıyordu. Ama ne olursa olsun ben kendimle barışıktım bugün ve dedikleri şeyler sinirimi bozamazdı. İlk ders matematikti. Topluca MEB'e küfrederek bu seneyi açtık ve Hortlak Hülya'nın dersine girdik. (Hortlak Hülya gerçek arkadaşlar :D)Hocaya kalsa ilk günden derse başlayacaktık ama bizde o göz var mı. 11/A olarak büyük bir dayanışma ve yardım örneği göstererek dersi kaynattık. Hortlak Hülya hemen ağımıza düştü ve gururla tüm ders kaynadı. Zil çalınca hocanın şaşkın bakışlarıyla birlikte sınıftan koşarak çıktılar. Hatta kaçtılar. Ben sınıfta kaldım ve bit Tuğçe klasiği olarak uyudum. 

Tüm gün derste uyumuştum. Başka bir okulda olsak hocalar belki kızardı ama hocalar da çaresiz alışmıştı artık. En son ders İngilizceydi. Tek sevdiğim ders. Derse az da olsa katıldım. Yani ara sıra uykumun arasında mırıldanarak sorulara kendimce cevap verdim. Onun dışında yine çoğunlukla uyudum. Sonunda zil çaldı ve okulun ilk günü bitti. Yavaşça eşyalarımı topladım. Kızlar ve Kaan çoktan gitmişlerdi. Tüm yavaşlığımla toplandım ve sınıftan çıktım. Yavaş yavaş yürürken birden bir kayaya çarptım. Gerçekten sertti. Geriye doğru dengemi kaybedip tam düşecekken bir el belimden tuttu ve hızla beni duvara yasladı. Kalbimin atışlarını duyabiliyordum. Kafamı sinirle kaldırmamla birlikte koyu kahverengi ve hatta neredeyse siyah gözlerle buluşmam bir oldu. Gözleri sinirle parlıyordu. Evet. Bu çocuk bugün bana çarpan odundan başkası olamazdı.

Yolun SonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin