Bölüm 1

145 5 0
                                    

Karakter olarak Lily Collins i ve resimde de göreceğiniz gibi Shailene Woodly i seçtim. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar... :D

"Nennaaa" dedi annem ve bana sıkıca sarıldı. Bir yandan benimle gurur duyduğunu söyleyip, diğer yandan ise ağlıyordu. Biliyorum, ayrılıklar çok zor ama alışıyor insan. Ailem ve ben de buna alışacaktık. Ayrıca sadece 4 yıllığına gidiyordum. Sonra eve geri dönecektim,ayrıca tatillerde de ailemi ziyaret edecektim. Söz konusu gezi değildi Cambridge Üniversitesi 'ni kazanmıştım. Ama baya didinmiştim yani. Bunu hak etmiş olumalıydım. Artık uçağa binme vakti gelmişti. Aileme sıkıca sarıldım,özellikle de anneme, benim her şeyimi bilirdi, hep ona anlatırdım sıkıntılarımı...

Pasaportumu gösterdikten sonra uçağa doğru yöneldim,arkamda kalan aileme son bir kez bakıp, gülümsedim ve yoluma koyuldum. Koltuğum tam da istediğim ggibiysin kenarındaydı. Az sonra, uçak ilerledi ve piste geldi,sonra da kalktık. Hostesler sandiviç servisinde bulundular. "Hindili mi?"dedim yüzümü ekşiterek. Hostes duymuş olmalı ki "Evet, efendim umarım beğenirsiniz." dedi ve yanımdan uzaklaştı. Ben de mecburen yemek zorunda kaldım,aslında tadı fena değildi. Yemeği bitirdikten sonra kulaklığımı ve Ipod'umu aldım ve müzik dinlemeye başladım. Ama aklımda hep aynı sorular...

Nasıl bir yer, arkadaşım olacak mı, oda arkadaşım nasıl olacak,dersler ve belki de yeni bir aşk...

Tabi ben bunları düşünürken uyumuşum. Rüyamda okulun koridorunda bir kızla kol kola girmişim ve gülüşüyoruz,sonra yanımıza bir oğlan geliyor ve kızın yanağına masum bir öpücük konduruyor. Bana da "naber kanka?"diyo ve biz üçümüz yürümeye devam ediyoruz. Sonra insanlara bakmaya başlıyorum ama işin ilginç tarafı hepsi aynı. Çok taş bir çocuk, ama herkes o çocuk. Yani her yerde o var. Bana bakıp gülümsüyor ve yanımdan geçip gidiyor. Şimdi de yanımdaki kız bana " efendim, Londra'ya geldik. Lütfen uyanın." diyor. Tövbe tövbe nasıl bir rüya bu? En doğru tercih uyanmak olsa gerek. Gözümü açtığımda karşımda hostes vardı. "Aa,teşekkürler." dedim ve el çantamı alıp uçaktan ayrıldım.

Valizimi beklemeye başladım, mavi polo valizimi her yerde tanırım. Valizimi kaptım ve ilk bulduğum taksiye bindim. Takside telefonumu açtım ve anneme mesaj attım"Anne,geldim."dedim.

"Umarım yolculuğun iyi geçmiştir bitanem,seni seviyorum." demiş o da. Taksi kampüsün önünde durdu. Şoföre parasını verdim ve arabadan indim. Saat daha 11.37 'ydi ama kampüse tur saat 1'deydi. Of bir kaç öğrenci bahçeye oturmuş,benim gibi bekliyorlardı. Hemen gölge bir yer buldum ve kitap okumaya başladım. yaklaşık 1 saat okumuş olmalıyım. Ama öğrenciler şimdi Akın etmeye başlamışlardı. Dikkatimi dağıtan şey ise..." Ahhh, lanet olsun. Bir bu eksikti. Ayakkabımın topuğu kırıldı. Kafamı kaldırıp sesin geldiği yöne baktım. Bu bu o kızdı. Nasıl? Dur bir dakika, kamera şakası falan mı bu? Ama nasıl???

Dikkatimi kıza gülen çocuklar dağıttı. Onları bir güzel benzeterdim de...

Kızın yanına gitmeye başladım, ama sonra ayaklarım beni frenledi. Yine de kızın yanına gittim ve " Sen iyi misin?" "Ne o, yoksa sen de mi güleceksin bana?" "Hayır, yanlış anladın. Ben yardım etmek istedim." dedim. Kız da" benim senin yardımına ihtiyacım yok!" dedi ve beni itip yoluna devam etti. Tamam bu kızla asla rüyamdaki gibi olamazdık. Sonuçta rüyaların tersi çıkar...

Tur hocası gelmişti ve kampüsü gezmeye başlamıştık. Kesinlikle enfesti.

Yanıma bir kız yaklaştı, "Merhaba, ben Viola. Şey, bak arkadaş edinmekte pek iyi değilim ama..."

"Ben de Nenna, tanıştığıma memnun oldum. Ayrıca ben de öyleyim. Sorun yok. Arkadaş olabiliriz. Tur boyunca hem Viola'yla konuştum hem de tür rehberini dinledim. Turun sonunda oda arkadaşları seçimleri vardı. Nenna Isıs, Hazel Eldora'nın oda arkadaşı...

O kim be?

Tabi seçimlerden sonra, herkes odasına gitti. Benim ki E-4. İşte buldum seni... Odama girerken derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım. Karşımda aynı kız vardı,şu rüyamdaki...

"Merhaba,bana yardım etmeye çalışan kız. Nenna mıydı?" dedi gülerek.

"Evet,umm sen de Hazel Eldora olmalısın."

"Sadece, Hazel de lütfen. Mm, odaya girmeyi düşünür müydün?"dedi.

"Ah, evet affedersin." dedim ve kapıyı kapadım.

Hazel özür diledi benden.

Belki de o kadar kötü biri değildi. "Ee, umarım iyi anlaşırız..." dedi Hazel ve giysilerini dolabına yerleştirmeye devam etti. Ben de valizimi yatağıma koyup fermuarını açtım. İlk sırada olan elbiselerimi çıkarmaya başladım, Hazel pembe straples elbisemi görmüş olmalı ki " Aman Tanrım, bu elbise tam da hayalimdeki elbise,bunu nerden aldın? Of, çok güzelmiş ya!!" dedi. Ben de " Açıkçası bana doğum günümde gelmişti. Şey bak ne diyeceğim, istediğin zaman giyebilirsin." dedim. "Gerçekten mi aaaa sen bu dünyadaki en iyi arkadaşım olmalısın."dedi ve bana koşarak sarıldı. "Şey,giysileri birlikte dolaba yerleştirmek ister misin? Hem eğlenceli de olur." dedi usulca.

5 dakika sonra ikimizde giysilerimizi deneye çıkara fotoğraf çektirip aynaya da bakıyor bir halde buldum. Gerçekten de oda arkadaşıma bu kadar kolay alışabileceğimi hiç düşünmemiştim. Zevklerimiz aynıydı, giydiğimiz giysiler, dinlediğimiz müzikler...

Akşama kadar bu şekilde geçip gitti. Birbirimizi baya iyi tanımıştık. Saat 7'de yemek servisi vardı bu yüzden lokantaya indik. Hamburger ve patates kızartması ve bu tür fast foodlar vardı. Bir masaya geçtik ve sohbet ederek yemeğimizi yemeye koyulduk. Gayet iyi gidiyordu.

Ta ki kulağımız o mikrofonun çıkardığı gıcık sese kadar. Kulağımı kapatıp " Lanet bu ses ne?" dedim ve dememle müdür konuşmasına başladı. Saçma sapan, " Umarım iyi bir sene geçiririz,lokanta kurallarımız belli, hepsi kapıda asılı..." Artık konuşmanın sonuna geldiğimizi umarak başımı öne doğru eğdim. Tabi müdür" Sizi oğlumla tanıştırmak istiyorum. O da bu sene bu okula başladı. Elliot lütfen yanıma gel." "Oğlu mu varmış?" Hazel'e derken oğlanı meraktan kafamı yavaşça kaldırdım.

"Oha! Ama bu o! Şu rüyamdaki!!!"

Just You(by Goddess398)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin