Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
❝ Selena'nın Ağzından ❞
"Justin!" adını defalarca kez söylememe rağmen yine aynı sonucu aldım, cevap yok. Uyanmasını umarak omuzundan tuttum ve şiddetli bir şekilde sarstım. Sonuç değişmedi, vücudu tamamen hareketsizdi. Kanı, sweatshirt'ünü tamamen kaplamış daha fazla yayılıyordu.
Ne yapacağım?
"Aman tanrım, ne oldu böyle?" Kız, Justin'in yere yığılmış kanlı vücudunu görünce dehşete düştü.
"Bilmiyorum, o birden bire bayıldı." telaşla açıkladım.
911'i aramak için telefona ihtiyacım vardı. Justin'in ne kadar kanaması olduğu veya yarasının ne kadar derin ve büyük olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tek bildiğim onun derhal hastaneye gitmesi gerektiğiydi.
Hızlı bir şekilde telefonumu ararken birden aklıma şarjı bittiği için onu evde bıraktığım geldi. Şarj etmemiştim çünkü Nick'in mesajını görmek istemiyordum. Bana yine yalanlarla dolu bir mesaj atacaktı, bundan emindim.
Ellerimi Justin'in vücudunda gezdirip, telefonunu aradım. Kısa sürede telefonunu pantolonunun ön cebinde buldum. Cebinden hızlıca çıkardım ve telefonu açtığımda, parola olmadığı için rahat bir nefes verdim. Titreyen ellerimi, tuşların üzerinde zorlukla gezdirip 911'i aradım.
"Merhaba, acil durum nedir?" dedi telefonun ucundan genç bir kız.
"Arkadaşım," dediğimde dudağımı ısırdım. Sanırım arkadaşımdı, "O bayıldı ve onu uyandırmaya çalıştım fakat cevap vermiyor."
"Hala nefes alıyor mu?" sesi yumuşak ve sakinleştiriciydi.
"Evet ama çok kötü kanaması var. Hemen bir ambulansa ihtiyacım var!" sesim sona doğru çatallaştı ve göz yaşlarım usulca yanağımdan süzüldü.
"Adresiniz nedir?" onun klavyede gezinen parmaklarının çıkardığı sesi duyabiliyordum. Ona kahve dükkanın adresini söyledikten sonra elimi Justin'in kalbine götürdüm. Hala nefes alıyordu fakat kalp atışları yavaştı.
"Yardım yolda." genç kız başka bir şey demeden kapattı. Justin'in telefonunu cebine koymadan önce, ailesine veya bir yakınına ulaşmam gerektiği aklıma geldi. Telefonunu karıştırdığımda en son aranan 3 kişiye baktım.
Alfredo, Ryan and.. Liam?
Liam? Bu yüzden mi Justin buraya gelip bana sorular sordu? Onu tanıyor muydu? Onunla konuştuğuna göre tabi ki tanıyordu. Kime haber vereceğimi düşünürken en son üçüne de Justin'in hastaneye götürüldüğünü haber vermeye karar verdim.
❝ Justin'in Ağzından ❞
Gözlerimi yavaşça açtım, ilk başta bulanık görsem de sonradan her şey netleşti. Çevremi kontrol ettim, beyaz duvarlarla kaplı odadaydım. Yatağımın kenarında bir sürü makina gördüm.
