Hiç koymadı. Şaka gibi değil mi. En az dört ayrı kadına “bunlar oldu aramızda, böyle de devam etti” diye anlatmıştım. Sevgilini de hikayenin poposuna sanki lüzumsuz bir ayrıntıymışçasına eklemiştim. Dokundu, baktı, onu söyledi, sevgilisi var, öyle konuştuk, şu şekil müzik dinledik. Arada kaynasın, gerçeklik havuzunun dibine çöksüz, bir süre için beni rahat bıraksın istemiştim. Bırakmıştı da, gözden ırak olunca.
İkinizi yanyana gördüğümde kalbimde bir şeyler ezilecek sanmıştım. Bükülmedi bile iç organlarım. Senin beceriksiz bedenin, ya da benim bıkkın ruhum. Senin korkuların, benim alışmışlığım. Hiçbiri, hepsi. Ne gözümden yaş geldi, ne de eve koşup hıçkırıklara sarıldım. Devam etti hayat Nova’dan, Minimüzikhol’e taksinin arkasında. Cin tonik tutuşuverdi elime. İkinci yudumda ismin, dördüncüde cismin uzaklaştı. Bardak bittiğinde pistin ortasında yalnızım.
Şimdi… yargılı deliler ne işin var o adamın yanında diyecek bana, haklılığı sevenler ben sana demiştim, ahlak zorbaları diğer kadına kitleyecek anafikrini. Nasıl oldu da hemcinsine bunu yaptın. Ben diyorum ki. Olacağı varsa. Beklerim. Söz de verdim.