Bölüm 1: Ah Ölüm
'' Yardım edin! Biri yardım etsin! ''
Raydon'ın bağırışları beynimde yankılanıyordu.Daha önce hiç çekmedeğim kadar çok acı çekiyordum,fiziksel anlamda.Başım tam olarak patlamak üzereydi.Sessizlik istiyordum,o kadar çok gürültü vardı ki!
'' Ne oldu? '' diye soran telaşlı bir kadın sesi işittim.Hemşirelerden biri olmalıydı.Sırılsıklam olmuş bedenimi kucağından sedyeye indirirken yanıtladı Ray,hüzünlü bir sesle.
'' O.. O ölüyor. ''
Boğazıma dolan ılık metalik tad ile öksürmeye başladım.Ağır ağır gözlerimi açmaya çalıştım.
'' Başını kaldırın! '' dedi aynı kadın sesi.Boynumun altındaki elleri hissedince kirpiklerimi araladım yavaşça.Çevredeki herşeyin bulanık olmasına rağmen,Raydon'ın korkudan koyulaşmış yeşil irislerini gayet net görebiliyordum.
Arkasındaki o parıltıda neyin nesiydi? Bu bir yerden tanıdık geliyor... Belki de insanlar beyin kanaması geçirirken halüsinasyonlar görüyordur.Evet,sanırım arkasındaki o beyaz parlak şeyin tek mantıklı açıklaması bu! Şuraya bakın! Beyin kanamasından ölmek üzereyim fakat hala mantıklı açıklamalar yapabiliyorum kendi kendime...
'' Ameliyathaneye! '' diye bağırdığını duydum tok sesli birisinin.Şuan ölüyor olmasaydım,kahkaha atardım.Ray haklı,ben fazla temiz kalpliyim...
'' Kaza ne zaman oldu? '' diyen hemşirenin sorusuna endişeli bir şekilde cevap verdi Ray.
'' Yaklaşık onbir saat önce ''
Kısa süreli bir sessizlik oldu.Ardından aynı tok ses yeniden konuştu.
'' Bu çok fazla.. Demek istedeğim,onbir saat hayatta kalmış olması imkansız.Bu tür vakalarda derin sarsıntıdan en fazla sekiz saat sonra müdahale edilmediği takdirde hastalarımızı kaybediriz.Onbir saat direnmesi bir mucize. ''
Raydon boğazını temizleyip konuşmaya çabaladığında vücudumun çok fazla sarsıldığını hissettim.Şuan bir kaç çılgın hemşire,bir adli tıp teknisyeni,tok sesli mucizeci doktor ve biricik dostum Ray tarafından,sedyeyle hunharca ameliyataneye sürüklendiğim besbelliydi.
'' Bana onun yaşayacağını söyle.'' dedi burukça.Kısa bir sessizlik sonrası Raydon adeta gürleyerek devam etti.
'' Onu yaşatacaksın! Beni anladın mı? O iyi edec... ''
Ardı arkası kesilmeyen öksürüklerimle sesini kesip benimle ilgilenmek mecburiyetinde kaldı.Ve tabi başımdaki tüm hastane personelleri sedyeyi çoktan durdurmuş beni gözetliyordu.Bu biraz rahatsız ediciydi.Ne bakıyorsunuz canım? Alt tarafı ölüyoruz şurada!
'' Tatlım? '' Güven verici bir ses ile başımın arkasını kaldırdı Ray.
Boğazımda biriken metalik tat artık orada tutmam için fazlaydı.Sanırım,uhm... Kan kusuyordum.Yorgun irislerimi kocaman hale getiren,boynumdan dantelli beyaz elbisemin yakasına doğru akan koyu kırmızı sıvıydı.Pekala,galiba birazcık korkmaya başladım.Kesik kesik nefesler eşliğinde güçlükle Raydon'ın muhtemelen beni taşırken başımdan bulaştığını düşündüğüm kan lekeli beyaz gömleğinin yakasını tuttum.Anlını anlama yaslayıp iki elini yanaklarıma yerleştirdi.
'' İyi olacaksın,söz veriyorum. ''
'' S-sorun değil Yosun Göz.B-ben hazırım. '' dedim güçlükle.Konuşmaya çalışırken ki sesimin titreyişi içinde bulunduğumuz bu acı anı daha dramatikleştiriyordu.Pardon,peçete alabilir miyim?