Ali'den...
Bu düğün Eylül'ün bahsettiği Duruların düğünüydü. Gidiyorduk çünki Talha aile dostumuzdu. Kesin Eylül'üm de orada olacaktı. Onu görmek istiyordum. Azra elimi tuttu. Bırakmak istedim ama, izin vermedi. Sonra Eylül bizi elele gördü. Dayanamadığım o göz yaşı geldi sağ gözünden. Yüreğim parçalandı onu öyle görünce. Bize bir baktıktan sonra arkasına bakmadan çekti gitti. "Eylül!" dedim ama dinlemeden gitti. Peşinden de Ülkü gitti. Azra beni çekiştirip yan masaya götürdü. Sandalyeye oturdum ve kendi sandalyesini dibime getirdi oturdu. Gerçekten rahatsızdım. Azra'nın davranışlarına aldırmadan gözlerimle Eylül'ü aradım. Canım acıyordu.
Eylül'den...
Ali ile Azra'yı öyle görünce dayanamadım, ve lavaboya gittim. Arkamdan Ülkü geldi.
Ü:Eylül gerçekten hiç bir şey bilmiyorsun. Ali abim Azra'yı sevdiği için evlilik teklifi etmedi. Azra hamile olduğunu söyledi abime.
E:Ne!? Hamile mi?
Ü:Evet, ama bir dinle. Abimle Azra hiç bir zaman birlikte olmadılar. Abim böyle hir şey yapmadı. Yapmazda. Azra yalan söylüyor bence. Lütfen bana inan. Abim seni seviyor.
E:Ülkü ben, bilmiyorum. Ya gerçekse?
Ü:Olamaz. Gerçek olamaz. Bak şimdi hiç bir şey olmamış gibi çıkacağız dışarıya, tamam mı?
E:Peki.
Ülkü'nün söyledikleri kulağımda yankılanıyordu. Gerçekten Azra hamile miydi? Yoksa sırf Ali ile beni ayırmak için yalan mı söylüyordu? Bunu öğrenmem lazımdı.
Ali'den...
Eylül'ün peşinden Ülkü gitti. Ülkü döndü ama Eylül hâlâ gelmedi. Heh! Sonunda geldi. Eylül'e gözlerim dalmıştı. Ama uzun sürmedi. Gelin-Damat dansına Azra kolumdan tuttuğu gibi çekiştirdi. Bende zorla dans ettim. Eylül kafasını eğmiş oturuyordu. Sonra yanima bir baktım abim ile Gökçe dans ediyordu. Gelinin ablasıyla abim. Sonra bir baktım Eylül'e yerinde yoktu. Biriyle dans etmeye kalktı galiba diye, etrafıma baktım. Kurabiye yiyordu. O kadar güzeldi ki. İzlemeye doyum olmuyordu. Sonra gözgöze geldik. Azra ile beni gördü ve ve kafasını çevirip limonatasından bir yudum aldı. Onu özlediğimi hissediyordum. Sonra Azra'nın karnı ağrıdı. Ve lavaboya gitti. Çok geçmeden Eylül'de gitti arkasından ama o ondan önce davrandı.
Eylül'den...
Azra'nın lavaboya gittiğini gördüm. Ondan önce davranıp koşarak gittim ve lavabo 2'li olduğu için bir lavaboya girdim ve kapıyı kilitledim. Sesimi çıkarmadım. Azra girdi önce sonra da arkadaşı. Lale idi adı. L:Kız Azra, iyi misin? Gerçekten mi ağrıyor karnın?
A:Yok kızım ağrımadı tabiki.
L:Ne fenasın sen ya?
A:Şu salak Eylül'de hemen kandı hamile olduğuma. Ali'de öyle. Ama bozmayalım. Ali ile evlenene kadar bu oyun sürecek. Sonra miraslarında bir parçam olacak. Neyse hadi gel gidelim.
L:Tamam.
Azra yalan söylüyordu. Ali ile evlenebilmek ve mirasa el koymak için kandırıyordu bizi. Sinsi şeytan. Ben yapacağımı biliyordum. Ve yaptımda.
Yaklaşık 15 dk sonra şarkı sesleriyle oynuyordu herkes. Ali'nin gözleri benim üstümdeydi. Ali'ye mesaj attım.
-Koridora gel.
Önce bana baktı.
+Tamam.
A:Eylül. Ben...
E:Ali? Her şeyi biliyorum. Azra dana hamileyim dedi. Sende o yüzden evlilik teklifi ettin. Ama yalan söylüyor sevgilim. Sana güvenmedim. Affet beni.
A:Yalan mı? Cidden yalan mı söylüyor.
E:Evet. Lavabodayken arkadaşıyla konuşmalarını duydum. Her şeyi planlamış. Hamile falan değil.
A:Ben demiştim. Biz hiç bir zaman o anlamda birlikte olmadık. İspatlamalıyız ama.
E:İşte o biraz zor.
A:Arkadaşının ismini hatırlıyor musun?
E:Leyla mıydı? Yok yok. Lale. Lale idi.
A:Tamam sen burada bekle beni.
5 dk sonra Ali, Lale ile birlikte geldi. Lale'yi ikna ettik planda olacaktı. Ses kaydedici ile Azra'nın yanına gitti. Kaydetme tuşuna basıp Azra ile konuştu. Azra her şeyi bir bir anlatmıştı. Planın finali yarındı. Yarın her şeyi açıklayacaktık herkese.
Düğün bitmişti. Herkes birbirlerini tebrik ettikten sonra dağılmışlardı. Ben ve annemlerde tebrik ettik. Sonrada eve gittik.
Yarın...
Ali'den...
A:Alo?
E:Efendim Ali?
A:Bizim eve gel. Hemen.
E:Peki.
Ali'nin sözüyle yola çıktım. Vardığımda kapıyı hizmetçilerden biri açtı. İçeri girdim. Herkes salonda toplanmıştı. Çantamdaki ses kaydetme cihazını çıkardım. Sesi açtım. Herkes dinliyordu. Azra'yı fena rezil etmiştik. Ağlayarak ayrıldı evden. İlk söze Sevil anne karıştı.
S:Bunu baştan anlamalıydık Eylülcüm. Gerçekten üzgünüz.
E:Önemli değil.
Ali yüzüme bakmadan merdivenlerden odasına çıktı. Bende peşinden gittim.
E:Ali? Ne oldu?
A:Ne mi oldu? Eylül sen bana güvenmedin, inanmadın.
E:Ama Ali?
A:Daha fazla dinlemek istemiyorum.
E:Ali özür dilerim. Gerçekten. Seni seviyorum. Ne kadar üzüldüm anlayamazsın.
A:Ben üzülmedim mi Eylül? Seninle hâyâller kuruyordum ben. Ama sen ne yaptın. Gittin pis Azra'ya inandın.
E:Ali gerçekten...
A:Eylül gider misin?
E:Kovuyorsun yani?
A:...
E:Giderim.
Kapıyı sertçe kapatıp çıktım odadan. Evden de çıktım. Taksiye bindim. Canım acıyordu. Gerçekten Ali'ye güvenmemiştim. Ona inanmak yerine Azra cadısına inanmıştım.
Ali'den...
Eylül'ü tabiki seviyordum. Canımdan çok seviyordum hemde. Ama bana güvenmemişti. Kalbi ilede mantığı ilede inanmamıştı bana. Çok sinirliydim. Ama fazla ağır konuşmuştum galiba. Dayanamadım peşinden gittim. Arabama atladım ve bindiği taksiyi takip ettim. Araba Eylül'ün evinde durdum. Taksi orada durmuştu çünkü. Eylül indi. Ardından ben. Koştum ve Eylül'ün kolundan kendime çektim.
E:Ali?
A:Eylül, ben seni çok seviyorum. Hemde çoi seviyorum.
E:Ali. Özür dilerim. Sana güvenmedim. İnanmadım. Gerçekten pişmanım. Affet beni sevgilim.
A:Affetmek mi? Sana tekrar aşık oldum ben. Affetmek ne kelime. Unut gitsin Azra ile olan olayları.
Artık sadece sen ve ben varız. Seni asla bırakmayacağım.
E:Bende seni aşkım.
(Sarılırlar.)
Yazardan...
Ali, Eylül'ü kucağına aldı ge döndürdü. Tam o sırada, Birsen hanım çıktı kapıya.
B:Ali oğlum?
A:Merhaba Birsen Anne.
B:Merhaba oğlumda. Sen...
A:Biz Azra ile ayrıldık. Zaten hiç birlikte değildik de.
B:Anlıyorum. Gelin hadi içeri. Mis gibi börek yaptım. Hemde kıymalı.
E:(Ali en çok kıymalı börek sever.)
A:Off. Senin böreklerin de bir başka Birsen annecim.
B:Hişşt. Sevil duymasın valla.
A:Aynen aynen.
E:E hadi girelim.
B:Evet. Hadi.1 saat boyunca Ali, Eylül ile kaldı. Sonra evine döndü.
Ali'den...
Eylüllerin evinden çıktım ve eve gidiyordum.
Evin kapısında ambulans vardı. Hemen park ettim.
-Koştura koştura, ağlayan annemin yanına gittim. Ne oluyor? Ne oluyor burada? Biri bana bir şey söylesin. Ülkü? Ülkü ne oldu? Abi! Abi ne oldu?
C:Babam.
A:Ne babam? Ne oldu babama?
C:Kalp krizi geçirdi. Şimdi hastaneye götürüyorlar.
A:Ne!?Evet canısılar. Bu da 5. Bölüm. Umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi ve beni takip etmeyi unutmayın. Diğer bölüm en kısa sürede gelecek. Merak etmeyin. Hoşçakalın...