Eylül'den...
Ali gibi birisi ile sevgiliydik. Böyle bir şeye hâlâ aklım ermiyordu. Şu an el ele yürüyorduk sahilde. Bana döndü ve gülmeye başladı.
-Neden gülüyorsun?
+Bilmem. Eğer evlenirsek.
-Çüş. Daha bismillah.
+Eğer diyorum zaten. :))
-Ha. Eee, evlenirsek.
+Nasıl bir karı-koca olacağız acaba? Biliyor musun? Şu an kendimi tanıyamiyorum. Çünki gerçekten evlilik falan bana göre değil di. Ama seninle evlenirsek ne olur diye düşünüyorum.
-Neyse neyse. Ben üşüdüm ya artık eve gidelim mi?
+Bence direk bize gidelim. Ara anneni arkadaşımda kalacağım.
-Size ne alâka?
+Evleneceğim kızi göstermek kötü mü olur?
-Şimdi mi? Hemen mi?
+Evet hemen.
-İyi peki.
Annemi arayıp "Arkadaşımda kalacağım" dedim Zaten annemler de iş yemeğine gitmişler.
+Hadi gidelim.
Eve geldiğimizde. Daha doğrusu saraya geldiğimizde, el ele olduğumuzu gören ilk kişi, (Hizmetçiden sonra.) annesiydi.
S:Eylül? Ali? (😊-😮) Siz?
A: Evet anne biz, sevgiliyiz.
S:Eee, Ar..
A:Annecim lütfen şu kızın adını ağzına alma. Artık Eylül var. Eylül'üm var.
"Eylül'üm" dediği anda kızarmıştım.
E:Merhaba Sevil Teyze.
S:Teyze mi? (cık cık cık) Artık Sevil Anne.
Bu sefer daha da kızarıp utanmıştım. Merdivenlerden bir kız indi. Çok güzel ve şirindi. Geldi ve Ali'nin boynuna sarıldı. Bende doğal olarak sinirli gözlerle baktım kıza.
-Canım Abimmm.
Kız abim deyince sinirim sıcak su dökülmüş buz gibi eridi.
-Selam. Sen kimsin?
+Ben Eylül. Sen?
(Dedim ve elimi uzattım. Hem elimi sıktı hemde sanki çok yakınmışız gibi sarıldı.)
-Bende Ülkü. Ali benim kuzenim. Teyzemin oğlu oluyor.
+Tanıştığıma memnun oldum.
A:Iııı, Ülkücüm. Eylül benim sevgilim.
Ü:Arzu?
A:Hay ben Arzunuza ...
S:Hişşt.
A:Neyse neyse. Artık Arzu yok. Eylül var.
Ü:Oh be, iyi ki de var. Arzu'dan bıkmıştım artık.
E:Neden?
Ü:Neden olacak? Kız resmen çok bilmiş, ukâlâ, şımarık, zengin züppeydi.
A:Katılıyorum.
Ü:Ama sen öyle tiplere benzemiyorsun. Seninle yakın olabileceğimize inanıyorum.
E:(Gülümsemekle yetindim.)
A:Neyse neyse, babam nerede, ve abim?
C:Ooo, Eylül, hoşgeldiniz.
E:Merhaba.
C:Babam biraz önce çıktı.
A:Off, neyse seni evine bırakayım.
E:Peki. Görüşürüz Sevil te, anne.
S:Görüşürüz canım.
E:(Diğerlerine el salladım.)
A:Hadi bay.Ali'den...
Araba da giderken uyuyakalmıştı. Ona bakmaktan gözlerimi alamıyordum bile. O kadar güzel ve narindi ki. Saçlarına dokunmak istiyordum. Ve de yaptım. Gözünü kapatan saçlarını elimle yana aldım. Yüzü tam görünüyordu. Esneyerek kalktı, ve sonrada kafasını nefesinden sonra omzuma koydu. Nefes alışverişini, yada ufak mırıltılarını kulağımda duyabiliyordum. Başımı saçlarına eğdim, ve saçlarını kokladım. Hayatımda koktuğum en güzel koku olabilirdi. Saçları gül gibi kokuyordu. O kadar naif ve hoştu ki.
Görüyorsunuz, onu anlatmak için bu satırlar yetmez bile. O çok güzel. Çok güzel...Eylül'den...
Uyuyakalmıştım. Uyandığımda Ali'nin gözlerinin benim üzerimde olduğunu ve saçlarımi kokladığını farkettim.
-Hey, ne yapıyorsun bakayım?
+Günaydın eve geldik.
-Soruma cevap versene :)
+Hiç ya, sana bakıyordum.
-Neyse neyse. Gideyim artık zaten fazla geç kaldım.
+Ama, bu kötü oldu.
-Ne?
+Eve gitmen.
-Ne yapayım acaba?
+Bence sizinkilerle de konuşalım.
-Annemler evde değilki.
+Haa, doğru. Hem zaten arkadaşında kalacağını söylemiştin. E o zaman gezelim biraz. Hatta yürüyelim.
-Peki.
Gece gece park yolunda yüruyorduk. Ve birden fıskiyelerden su fışkırmaya başladı.
A:Lan, ne oluyor böyle?
E:●Gülmeye başladım● (Ali sanki sudan korkuyormuş gibi kaçıyordu.) Neden korkuyormuş gibisin, bence keyfini çıkar.
A:Tabiki korkmuyorum, sadece ıslanmaktan hoşlanmam. Ama güzelmiş, rahatlatıyor.(Sözünü bitirdiğinde sarıldı bana.)
E:Ay.
A:O kadar mutluyum ki, anlatamam. Huzurluyum senin yanında. Beni acayip değiştirdin Eylül'üm.
E:Bende senin yanında mutluyum. O mutfak konuşmasında seni gercekten üzgün gördüm. Ve senin üzgün olduğunu anlayınca nedense kendimin daha da üzüldüğünü farkettim.
A:Sen geçirdin ama hüznümü.
E:Aferin o zaman bana.
A:Aferin sana.
Sarmaş dolaş gezdik sokaklarda. Sonunda bir bankta kendimi uyurken buldum. Ali'nin kucağında sımsıcaktım. Tam saçına dokunacakken mavi gözleri ile bana baktı.
A:Kalk kalk, bankta mı uyuduk? (Gülmeye başladı.)
E:Evet hadi.
Bizim eve geldik. Saat sabaha karşı 6ydı. Çok güzel bir gündü ama şimdi inmek zorundaydım.
-Evettt, maalesef ki geldik. Hadi bakalım.
+Of ya. Çok güzel bir geceydi.
-Bencede. (Sözü bittiği anda dudağımdan öptü. Ve hızla geri çekildi 1 saniye sürmedi bile.
-Seni seviyorum.
+Bende seni.
Anahtarım ile kapıyı açtım. Annemler evde yoktu. Daha gelmemişlerdi. Oğuzhan'a baktım daha uyuyordu. Kendimi koltuğa attım. Ve Ali'yi düşündüm. Hayatımda 2. Kez sevgilim oluyordu. Ilki az ve özeldi ama aldatılma konusu yüzünden bitmişti. Ali'ye çok güveniyordum. Hemde çok. O asla Serkan gibi değildi. Olmayacaktıda.Yaklaşık 2 saat geçmiş. Yorgunluktan uyuyakalmışım. Annemlerin kapıyi açma sesiyle uyandım.
-Annem, hoşgeldiniz.
+Eylül, annem senin ne işin var evde?
-Erken geldim.
+Neyse.
-Anne? Baba?
B-H:He?
-Benim birlikte olduğum biri var.
İksi de şok oldu.
-(Elimi yüzlerine salladım.) Anne?
Baba?
Aynı anda 60,70,80 yaparak kalçalarını tokuşturdular.
B-H: Allah! Oh oh, şükür bu günleride gördük.
-Sanki ilk sevgilim yani.
H:Tabi ilk. 1 olmayı haketmeyen Serkan'ı saymıyorum.
-Doğru.
B:Ya Allah'ıma şükür. Serkan ile ayrıldığın zaman lise sondun kızım 6 sene önce neredeyse. O zamandan beri tüm erkeklerin aynı olduğunu düşünerekten kimseyle birlikte olmuyordun.
-(Kafamı eğmekle yetindim. O sıra aşağıya Oğuzhan indi.)
O:Ne oluyor ya? (Gözlerini ovuşturuyordu.)
B:Oğluşum ablan biri ile birlikteymiş.
O:Oha. Valla mı? Kim peki?
H-B:Aa evet cidden biz sormadık. Kim?
E:Bende bunu sormanızı bekliyorum. Babacım sen halkıymışsın.
H:Neyde?
E:Hani mutfakta...
H:NEYYYYY! CİDDEN Mİ? O MU?
E:Evet.
B-O: Kim?
E:Ali. Ali Göktürk.
B:İnanmıyorum! Ciddi misin? Ay çok mutlu oldum şu an.
O:Ben anlamıştım zaten.
E:Seni haylaz. Biz konuşurken dinledin değil mi?
O:K.b. (Cidden bana harf olarak kb dedi.)
B:Siz birde konuştunuz mu?
O: Tabi siz evde yokken Ali abi Eylül'le konuşmaya geldi. Havadan sudan konuştular.
H:Kesin havadan sudandır.
E:Valla havadan sudan. Ya bir sey söylesene kardeş.
O:Baba cidden öylesine konuştular. Ama bir ara telefonum titredi Berke arıyordu onunla konuşmak için yukarı çıktım yaklaşık 2 dk. O 2 dk içinde neler oldu ben bilmem.
E:Çüş be kardeş.
B:Eylul?
E:Efendim.
B:Öptü mü seni?
E:Hey Allah'ım ya.
B:Soruma cevap verir misin ama yani?
E:Yani, Ev..
B-H:Yuppii!
Biliyorum. Annem ve babam çok değişik insanlar. Serkan'dan sonra önüme yaklaşık 10 kişiyi örnek olarak sundular. Ama ben hem depresyondan, hemde tipim olmadıklarından kabul etmedim. Ali gibi birisiyle birlikte olduğum için çok ama çok sevindiler.
E:Bu arada, size yalan söyledim ama şimdi gerçeğini söylüyorum.
H:Dinliyoruz babacım.
E:Ben dün arkadaşımda kalmadım. Sabaha kadar Ali ile sokaklardaydık. Hem gezdik hemde bankta uyuduk. Sizden önce Musa Amcalarla konuştuk. Sevil teyzelerle filan.
B:Hımmm. Tabi ki yalan söylemen kötü bir sey ama, eğer yanlış bir sey yapmadıysanız sorun yok tatlım.
E:Hayır hayır. Önce onun ailesine söyledik böyle boyle diye. Sonrada gezdik. Islandık filan.
H:Ay çok romantik.
B:Evet. Sen bana hiç yapmadın yani Hakan.
H:Hayatım...
E:Şimdi sizin eski mazilerinizi dinlemeyeceğim. Ben odama çıkıyorum.
O:İşi pişirdi bunlar. Ben size söyleyeyim.
Odama çıktım ve içerde Ali'yi buldum.
E:Ali!
A:Şişişişi, sessiz ol. Duyacaklar.
E:Senin burda ne işin var ve nasıl girdin. Tek kelime ile. Evlen benimle...Evet bu bölümünde sonu. Biliyorum fazla geç geldi. Ama sınavlarımdan dolayı yazamadım. Yorum yazmayı ve oy vermeyi unutmayın! 💜