Merhaba arkadaşlar yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. 💙
Hayal kurduğunuz sürece yaşarsınız derler. Hayaller hayatta bir şeyleri gerçekleştirme çabasına girmemiz içindir. Bir ışık tutulunca gerisi çorap söküğü gibi gelir. Bende hayallerime tutulan o ışık boyunca ilerliyordum. Sabaha kadar yaptığım çizimlerim kucağımdaki dosyada semineri dinliyordum. Kalbim gümbür gümbürdü. Hayalim iyi bir modacı olmak ve Mirza Akdeniz ile çalışabilmekti. Şimdide bu durumun gerçekleşebileceği bir pozisyondaydım. Seminer bitince salondan çıkarken herkes dosyalarını bırakıyordu. O kadar dosya içinde benim dosyamın seçilebilmesi ise büyük şans işiydi. En azından o dosyaların arasına girebilmesi bile benim için büyük bir şeydi. Sırada beklerken bir yandan da kahvemi yudumluyordum. Merdivenden inip masaya dosyamı bırakacak ve bekleyecektim. Tabiki aklımdan geçen buydu. Kesinlikle merdivende dengemi kaybedip elimdeki kahve bardağını Mirza Akdeniz'in üzerine dökmeyi planlamıyordum.
"Ben çok özür dilerim! Çok çok pardon!"
Mirza Akdeniz ayağa kalkmış yandım diye bağırıyordu. Hayalim hayal olarak kalacaktı. Bundan sonra asla ama asla dosyama bakmazdı. Kameralar bize çevrildiğinde dosyayı bırakıp koşarak çıktım. Gözümdeki bir damla yaşı elimin tersiyle silip koşmaya başladım. Yumuşak ama bir o kadarda sert bir kayaya çarpmıştım. Bugünlük bu kadar yetmez miydi? Yere düşmeyip havada asılı kalınca ağır çekimde ilerliyormuşum gibiydi. Gözlerimi kırpıp eli belimde olan çarptığım çocuğa bakıyordum.
"Bugün bırakırsın dimi? Gidicemde"
"Pardon"
Dediğinde hızla toparlanıp okuldan çıktım. Planım eve gidip asla ama asla bir daha dışarı çıkmamaktı...
Cansel
Minik minik adımlarla mutfağın çıkışına gitmeye başladım. Enselenme korkusuyla nefesimi tutmuş ve olabildiğince ses çıkarmamaya çalışıyordum.
"Sana bir yere kaybolmamanı söylemiştim"
Mabel Bey'in sesini duyunca koşmaya başladım. Kolumdan tutulup çekilince dengemi kaybettim ve Mabel Bey'in omzuna tutundum. Bir patron ve çalışanı bu kadar yakın olmamalıydı. Kendimi geri çekip başımı öne eğdim.
"Neden gidiyordun"
"Ben özür dilerim"
"Senden özür beklediğimi söylemedim. Sana neden gidiyordun diye sordum. Soruma cevap ver."
Fazla ukala patronum karşımda dik dururken onun gölgesinde büzüşmüş kalmıştım. Korktum desem çok mu ezik kalırdım?
"Ben panik oldum. Panik olunca da öyle oldu."
"Bir daha olmasın. Şimdi mutfağa geç ve yarım kalan işini tamamla."
"Kovulmadım mı yani?"
Arkasını dönmüş giderken tekrardan bana döndü. Ve bir adımla önüme geldi. Yakınıma.
"Fazla soru sorulmasından hoşlanmam. Bence git ve dediğimi yap."
Yutkunarak başımı salladım ve mutfağa ilerledim. Mabel Bey kahvaltısını yaptıktan sonra evden çıktı. Bende işimi bitirdim ve çıktım.
Bugün dersim olmadığı için direk eve gittim. Annem oturmuş Hint dizisi izliyordu. Şu dizilerden de gına gelmişti doğrusu. Az daha sürerse annemin hayatından çıkmak için kaç para istiyorsunuz diye tehditte bulunacaktım.
"Ah kızım hoş geldin. Nasıldı ilk iş günün"
Kapıyı kapatmamla annemin ilgi odağı ben olmuştum.
