MOTORCUNUN HAYATI
Zordur motorcu olmak, herkes sana akıl vermeye kalkar şeytan icadı bu iki teker, 4 tekerin suyumu çıktı hem hasta da eder adamı hem de kaza ihtimali daha yüksektir herkesin gözünde. Birde serseridir tüm motorcular değil mi? Bir taraftan da ateisttir çünkü bazısı küpe takar bazısı saç uzatır değişik giyinir genelde motorcu bilmez kimse bu tarzın özgürlüğünü eline almış bir karakterin tarzı olduğunu, kendileri altı üstü kapalı arabalarda güvene almışlardır kendilerini çünkü. Birde çekemeyenler vardır, kendi yapmak ister ama yapamaz motorcuların yaptıklarını, mesela öylesine gezemez kafasına göre sırf araba süreyim diye çıkmaz yola. Motorcu öyle midir? Derler ya hani bir yere gitmek için binilmez motora, motora binmek için bir yerlere gider motorcu. Daha ne zorlukları vardır motorcu olmanın. Toplumdan önce ailede başlar baskı... "Hayıııır" der en başta baba, "Ben seni asfalt üstünden toplamadım" der anne birde haklarını helal etmezler sana motor alırsan. Araba alsan tüm aile seferber olur da, motor alacağım dersen destek değil köstek gelir her bir köşeden. Bilmezler ki ölsen de motor üstünde mutlu öleceğini. Zar zor ikna edersin aileyi sıra motoru almaya gelir her kafadan ayrı ses çıkar kendilerinin olmayan tarzın hakkında yorum yaparlar. " Yok kardeşim ne işin var racingle efendi efendi al bi chopper yaslan arkana git" der kimisi, kimisi de "Ne işin var olum chopper la bak en temizi enduro hem yolda hem dağda bayırda der". Aslında kimseye danışmamak lazımdır motor seçerken kendi tarzını kendin belirlersin zaten gün geçtikçe. Motorcuyum diyen herkes eminim tüm türlerine binmiş denemiştir ayrı ayrı. Sonunda hangisinin tepesinde kendini kral hissederse onu seçer. Biz saygı duyarız herkesin tercihine çünkü tercih edebilmek bir özgürlüktür. Bu yüzdendir ki çoğu insan motorculardan hoşlanmazlar kendi yapamadığı ve yaşayamadığı hayatı yaşıyor diye yan gözle bakarlar motorculara. Sonrasında biri çıkar derki bak kardeşim önemli olan bindiğin cihaz değil o cihaza binmeden önce aldığın eğitim ve ekipmandır der. Bu konuda da çelişki yaşarsın acaba hangi eğitmenle hangi firmayla çalışmalıyım hangisi daha güzel hazırlar beni bu iki tekerli alete dersin sonra kararını verirsin birinde. Aslında motor kullanmanın prensipleri bellidir. Hani derler ya arabanın direksiyonu 10 çeyrekte tutulacak diye, işte öyledir motorda. Belli standartları vardır. Sonra sıra gelir ekipman almaya. Bakarsın sağa sola Arai ler Shoei ler Dainesse ler Alpinestarlar havalarda uçuşur. Dersin bende böyle bir takım düzeyim kendime sonra bir bakarsın ki yapmayı düşündüğün tam takım bindiğin ya da bineceğin aletle aynı fiyat. Sonra yavaş yavaş daha ucuzlarına yönelirsin ama yine de tam takım kıyafet en düşük senin 12 ayına mal olur. Ekipman düzülür binilecek makine seçilir eğitim alınır. Sonra çıkarsın trafiğe. İlk önceleri çok geçmez seni diğer araç kullananların yaptıkları sonra bakarsın bu hareketler sıklaşır. Öyle durumlar yaşarsın ki yeri gelir kazadan kıl payı dönersin bir dallamanın yüzünden ya da hastanelik olursun en iyi ihtimalle. Asıl sıkıntı nedir? Kimse inanmaz sana sen haklı da olsan umursamaz kimse. Çok zordur haklı olduğunda bile haksız konuma düşmek. İçin acır daha çok kırık çıkığından fazla. Ailenle bile paylaşamazsın acını, bilirsin ne tepki geleceğini. Ayağa kalkar kalkmaz binmek istersin motora ama onlar senin ayaklanmanı beklerler hayatında ki en önemli cihazdan ayrılman için. Birden bire düşman oluverir tüm çevrendeki sevdiklerin senin sevdiğine. Aşkı bilmezler çünkü. Derler ya eşekten düşenin halinden eşekten düşer anlar diye. Oturur motorcu arkadaşlarınla dertleşirsin bir tek o anlar halinden. Yok deme motorun olunca hem yaraların olur hemde yarandan anlayan arkadaşların. Böyledir motorcu olmak. Trafikte hangi taşıtla gidersen git motor kadar tat vermez sana. Çekersin motoru kenara bir sigara molası vermek için, hemen yanında başka bir motorcu bitiverir, " Hayırdır, bir sorun mu var kardeşim?" der sana, yardım teklif eder. Söylesene trafikte hangi arabanın birbirine selam verdiğini gördünüz bu zaman kadar. Tat verir, keyif verir, dost verir, bir yerlere aitlik hissi verir. En önemlisi özgürlük verir sana.
Motorcu olmak zordur azizim,
Daha da zoru vardır aslında, Motorsuz motorcu olmak vardır birde. Platonik aşk yaşayan lise gencine benzer hali. Her egzoz sesinde pırpır eder yüreği. Gördüğü her motora imrenerek bakar. Sevdadır içindeki. Olmayan henüz var olmamış bir kıza tutku gibidir motorsuz motorcu olmak. Her şeyi bilir aslında aklında her şey oturmuştur. Hatta daha da ötesine gider belki hiç alamayacağı bir motosiklet için eğitimi vardır. Bilir tüm kuralları, kaideleri. Ekipmanı bile hazırdır. Kask, eldiven, mont, dizlik, pantolon, ayakkabı. Rengi bile bellidir alacağı motorun ona göre tamamlamıştır ekipmanını. Dahası da vardır bazısı depo üstü çantasına kadar hazırlamıştır. Hiç konuşmayan adam, bülbül kesilir motor muhabbeti yapılırken. Şaşar kalırsın bildiklerine. Karşısındakiler bu kadar bilgi bu kadar hazırlık herhalde çok güzel bir makinesi var diye düşünür. İşte kazın ayağı öyle değildir. Korkar motorsuz motorcu hangi model cihaza biniyorsun diye sorulmasından. Cevap veremez kelimeler düğümlenir boğazında. Ama olsun o yine de sever motoru motorcuyu. Bu yazı böyle uzaar gider.
Nitekim zordur motorcu olmak azizim. Ama her ne kadar zorda olsa hayat bizler için motorcu olmak güzeldir. Sevdadır motosiklet, karşılıksız olsa da aşktır motosiklet... Yaşadığını hissetmektir motosiklet...
Rabbim hiçbir motorcu kardeşimin tekerine taş değirmesin, Rabbim tüm motorsuz kardeşlerime tez zamanda hayalindeki makineyi nasip etsin...