Chapter 2

635 49 6
                                    


" Jennie aç kapıyı! "

Her gece duyduğum için artık aşina olduğum an yüzünden iç çektim.

Yine içip içip bana sinirlenmişti.

Ertesi gün ayıldığında, bütün bunlar hiç yaşanmamış gibi davranmak gururumu incitiyordu.

Çevremdeki güçlü kadınlara imreniyordum.

Yoongi'nin karşısında bu kadar aciz olmaktan nefret ediyordum.

Ona bu kadar aşık olmaktan nefret ediyordum.

Her gece, ertesi gün hatırlamadığı kırıcı sözleri işitmekten nefret ediyordum.

" AÇ ŞU LANET KAPIYI! "

Ardı arkası kesilmeyen bağırışlarına dayanamayıp, eve girmesine müsaade ettim.

" Bugün yine Jongin'le görüşmüşsün! " dedi iğrenircesine. " Madem herkeste gönlün var, benimle işin ne?! "

Bazen suçlamaları öyle keskin ve öyle acı verici oluyordu ki, onu hayatımdan kestirip atasım geliyordu.

" Yoongi söylediğin sözlere dikkat et. "

Sesim benden beklemediği kadar sert olduğu için bir an afallar gibi oldu.

Her zamanki gibi kalbimi kırıyordu.

" Jongin ve ben bir sunum yapacağız. " Yüzümü buruşturdum. " Eğer bu sunum başarılı olmazsa bir yıl daha üniversite okumak zorunda kalacağım. "

Kalbimi sızlatan bakışları biraz yumuşamıştı. Bahara hasret çiçekler gibi tatlı bir özlemle gözlerime baktı. Ruhumu görüyordu resmen.

Hatasını anladığında, bana yaklaşmaya çalıştı ama kafamı çevirerek temasını engelledim.

Alkol kokan nefesi yüzüme çarpıyordu.

" Hiç o kokuşmuş nefesini yorma. " dedim soğukça. " Canımı daha kaç kere yakacaksın? "

Kendime engel olamadan ağlamaya başladım.

" Daha kaç kere sadece senin için atan kalbimi kıracaksın? "

Af diler gibi baksa da, biliyordum benden özür dilemeyeceğini.

Benden hiç özür dilemezdi. Beklediğim anda dilemesi gereken özrü asla dilemezdi.

" Söyle?! " diye bağırdım yüzüne yüzüne. " Daha kaç kere kırıp dökeceksin beni?! "

Sancılı bir aşktan fazlası değildi bizimkisi.

Ondan vazgeçebilmek istiyordum ama onsuz daha kötü olacağımı da biliyordum.

" Jennie... "

Gözyaşları yüzünden parlayan gözlerini kaçırdı benden.

" Daha fazla konuşma. " diyip koltuğa ilerlerken omzuna çarpmıştım. " Daha fazla konuşursan, ayıldığında bile telafi edemeyeceğin şeyler olur. "

Açık açık onu tehtid ettiğimde, bir kedi gibi gelip karnımın üzerine kafasını koymuş ve kanepeye uzanmıştı.

" Böyle birisi olmak istemiyorum. " dedi titreyen sesiyle, daha sonra da küçük bir çocuk gibi içli içli ağladı. " Böyle bir insan olmak benim de canımı yakıyor. "

Saçlarını okşadım nazikçe.

" Geçecek. " diye fısıldadım. " Her şey düzelecek. "

Söylediğim şeye kendim bile inanamamıştım.

Zaten ne her şey geçti ne de her şey düzeldi.

Kaşıyıp kaşıyıp tekrar kanattık her gece yaralarımızı. 

drunk | yoonnieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin