Jeon Jungkook büyümüş ve genç bir adam olmuştu. Bunca yıl boyunca gücünü saklamak ve insanlara yardım etmek için büyük bir çaba sarf etmişti. Her ne kadar gücünü kontrol etmek için çaba sarf etse bile ailesini arada zor duruma sokmuyor değildi. Sinirlendiğinde öfkesini zor kontrol ediyordu ve telekenezi, süper güç gibi değişik başka güçleri de vardı.
Jungkook dünyaya nasıl geldiğini hatırlamıyordu. Hangi gezegenden geldiği, nasıl bu güçlere sahip olduğu hakkında ne kadar düşünse de boşa sarf ediyordu. Sanki beyni o anları hatırlamak istemiyormuşcasına reset çekmişti. Ailesi bu konuda üstüne gitmiyor ve üvey evlatları mutlu olsun diye çok fazla uğraşıyorlardı.
Jungkook onu evlatlık edinen aileye minnettardı. Bazen düşünmüyor değildi ya gerçek ailesi onu sevmediği için dünyaya yolladıysa? Jungkook bu düşünceleri kafasından attı ve gardrobunu karıştırmaya başladı. Bugün üniversiteye başlayacaktı ve oldukça heyecanlıydı.
Ailesi onun diğer çocukların arasına karışması ve arkadaşlık kurması için epey uğraşmıştı. Jungkook sıradan biriymiş gibi yaşamayı çoktan öğrenmişti.
Üstüne beyaz bir gömlek ve altına yırtık kot pantolon seçti. Göz açıp kapayıncaya kadar üstünü giymişti. Yaşı ilerledikçe ortaya çıkan bir diğer yeteneği de süper hızdı.
Yaklaşık altı yaşında falanken bu yeteneğini keşfetmişti. Çok soğuk geçen bir aralık ayıydı ve canı dondurma çekmişti. Babasından dondurma istediğinde bu havada olmayacağı için alamayacağını söylemişti. İlk çıktığı zaman alacağına söz verse de Jungkook küsüp koşmaya başlamıştı. Tabii babası da peşinden koşmaya başlamıştı. Birkaç dakika sonra Jungkook çok ama çok hızlı bir şekilde koşmaya başlamıştı. Baktığınızda onu görmeniz imkansızdı. Babası küçük dilini yutmuştu ve ne yapacağından birhaberdi. Birkaç saat sonra Jungkook üşümüş ve yaptığı çocukluğun farkına varıp babasını aramaya başlamıştı.
Jungkook bu anıları hatırlayınca kendi kendine gülümsedi ve babasının yanına indi.
"Baba ben hazırım, okula gidebiliriz."
"Araba anahtarını alayım da yola çıkalım evladım."
"Aslında koşsam daha hızlı gideceğimi biliyorsun, baba." diyip sırıtmaya başladı.
Babası şakasına hafifçe kafasına vurdu.
"Seni kerata uslu bir çocuk ol ve güçlerini gerekmedikçe kullanma, başkalarının dikkatini çekme ve derslerini iyi dinle."
Babası birisinin onu fark edeceği ve onu deneyler için alıp götüreceğinden çok korkuyordu. Jungkook da babasının bu korkusunu biliyordu ve bu yüzden elinden geldiğince dikkatli davranıyordu.
Babasının yanağına öpücük kondurup " Hiç eğlenmeye gelmiyorsun be ihtiyar, hadi gidelim." diyip sırıtmaya başladı, eh bunu demesiyle kıçına tekme yemesi de bir olmuştu.
Babasına dil çıkarıp arabanın yanına koştu. Babası da arkasından sırıtıp ' Bu çocuk hiç büyümeyecek.' diye düşündü. Bu hallerini seviyordu. Sanki babası değilmiş de en yakın arkadaşıymış gibiydi. Jungkook'u karşısına çıkardığı için tanrıya bir kez daha dua etti. Jungkook ile tekrardan genç gibi hissediyorlardı.
Kısa bir araba yolculuğundan sonra üniversiteye gelmişlerdi. Jungkook arka koltuktan çantasını alıp arabadan indi. Babasına el sallayıp öpücük yolladıktan sonra gülerek içeriye girdi.
İçeride öğrencileri incelerken bir çocuk dikkatini çekti. Jungkook kızlardan da erkeklerden de hoşlanmadığına emindi ama bu esmer tenli çocuk cidden melek gibi güzel gelmişti gözüne.
Esmer çocuk ile göz göze geldiklerinde ona gülümsedi ve esmer çocukta ona karşılık olarak güzel gülümsemesini sundu.
Arkadaşlarına bir şey dedikten sonra Jungkook'un yanına yürüdü. Tekrardan güzel gülümsemesini sundu ve elini uzattı.
"Merhaba ben Kim Taehyung. İyi anlaşalım."
Jungkook da esmer çocuğun elini tuttu ve elinin ne kadar yumuşak olduğu düşündü. Gülüşüne karşılık vererek;
"Merhaba ben de Jeon Jungkook. İyi anlaşacağımıza eminim."
"Tanıştığımıza memnun oldum, Jungkookshi."
"Ben de Taehyungshi, ben de çok memnun oldum."
Arkadaşlar bu bölümü yayınlıyorum ama lütfen vote verip yorum yapın bunlar gelmeyince yayınlamak istemiyorum bu arada bugün gelen momentları yarın paylaşacağım :Dd
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bir söz vardı bilir misiniz 'this is love this is love this is love, ben bu kadar biliyom oemdpwkdlekslxc
