Zaman geçtikçe anlıyordum. İnsan büyüdükçe her şeyin nedenini anlıyormuş. Herkesin bir kerede olsa sorduğu soruyu ben kendime meğerse hiç sormamışım. Hayat benim için çok basitken bir anda her şey değişmişti. Ben de ilk kez neden ben sorusunu kendime sormak zorunda kalmıştım.
Başlangıç:Ben Rüzgar Altındağ. 16 yaşında ailemin okuluna giden,okulun Fırtına dediği kişiyim. Okulun en popüleriyim. Bu yüzden bir sürü arkadaşım var ama sadece arkadaş. Dostum diyebileceğim 4 kişi var. Şevval, Lara,Aras ve Burak. Bizim tayfa okulun popülaritesi. Bu yüzden bu gruba gelmek isteyen çok kişi var ama biz kimseye almıyoruz. Okulda beni sevmeyen bir sürü kişi de var. Çünkü biraz egoluyum. Bunu kabul ediyorum. Neyse gelelim o sabaha. Annem ile babam yine kavga ediyorlardı. Genellikle kavga etmelerinin sebebi annemin alışverişe harcadığı gereksiz para veya da babamın işte çok zaman geçirmesi ile ilgili olurdu. Bu sefer ki kavga çok farklı gözüküyordu. Çünkü annem ilk kez kavga esnasında ağlıyordu. Çok kafaya takmadım çünkü annem ile babamın kavgasını ayırırsam kabak benim başıma patlayabilirdi. Ben de bu yüzden su içmek için mutfağa gittim. 14 yıldan beri bizimle olan Makbule Teyze kahvaltı hazırlıyordu. Evet belki okulda adımdan fırtına veya yürüyen ego olarak bahsedilebilir ama ben evde aileme ve çalışanlara karşı çok yardımseverdim. Makbule Teyze bana hep kızardı çünkü o çalışırken ben onunla sohbet etmeye çalışırdım. Bu yüzden işini yapamadığını düşünürdü. Bana kızardı ama aramızda hep tatlı atışma geçerdi. Beni kendi oğlu gibi severdi. Tam sürahiden su dolduruyordum ki içerden bir kırılma sesi geldi. Benle Makbule Teyze ayağa fırladık. Ben Makbule Teyzeyi yerine oturttum çünkü olan şeyi sessizce dinlemek istiyordum. Eğer Makbule Teyze benimle beraber salona gelirse annemleri gizlice dinleyemezdim. Salona geldiğimde kırılan şeyin vazo olduğunu gördüm. Hemen dinlemeye koyuldum. Babam birinden bahsediyordu. Hem de bağırarak. Ama anneme bağırmıyordu, kendine bağırarak kızıyordu. Konuya adapte olmaya çalışırken babamın son cümlesini duydum ve kulaklarım uğuldamaya başladı.Babam şu cümleyi söylemişti. "Sen Rüzgar doğarken diğer çocuğundan vazgeçtin. O gün sana tek bir şey sordum.Kızını istiyor musun dedim ama sen ben sadece Rüzgarı istiyorum dedin. Şimdi ne değişti de Rüzgar'ın ikizini Rüzgar'ın karşısına çıkarmak istiyorsun? O kız belki şu an bizden zengin bir ailenin çocuğu. Belki de öldü. O kızını unut. "Ne demekti şimdi bu. Biri bana şaka mı yapıyordu? Yani bu şakadan başka bir şey olamazdı. Öğrenicektim,o kardeşimin kim olduğunu,ailemin onu neden bıraktığını anlamaya çalışacaktım. Sayi bu da nereden çıktı? Sen okulun popülerisin diyebilirsiniz ama nedense kendimi suçlu hissediyordum. Hayatıma neler oluyordu böyle???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtınanın İkizi
Teen FictionHayat sizin istediklerinizden çok farklı devam edebilir.Benim hayatim çok klasik giderken evde herzaman olan kavgaların birinde,o gerçeği duydum. Benim bir kardeşim vardı ama nerede?Altındağ İnşaat'ın ve Altındağ Koleji'nin sahibi olan ailem neden...