3

100 15 8
                                    

Genç adam oturduğu grimsi ikili koltukta arkadaşlarına arkasını dönmüş, dalgınca arkasındaki camdan dışarıyı izliyordu. Saatlerdir yağan yağmur durmamış, gökyüzü zihni gibi kapkaranlıktı. Cama yapışan taneciklere odaklanmışken koluna değen el ile irkilmiş, normalde vereceğinden aşırı bir tepki verdiğinden endişeleri artırmıştı.

Min Yoongi sert bir sesle, "Taehyung neler oluyor?" demişti. Genç adam geleli neredeyse beş saat olacaktı ama ağzını açıp tek kelime etmemişti; kapıyı açtıklarında direk koltuğa adımlamış ve şu an bulunduğu pozisyonda dışarıyı izlemeye koyulmuştu. Yürüyerek geldiğinden yağmura yakalanmış ve saçları nemden dolayı kabarmıştı, her zamanki kusursuz görüntüsüne nazaran beklenmedik bir durumdu bu.

Siyah saçlı adam beklediği cevabı yine alamadığında derin bir iç çekerek yanından kalkmış ve sevgilisinin yanına mutfağa geçmişti. "Bizimle konuşmak istemiyorsa niye buraya gelsin? Birinden mi saklanıyor, saklanıyorsa neyden saklanıyor ve neden saklanıyor?"  diyerek cümlelerini sıraladığında Park Jimin sandalyelerden birine çökerek ona sokulmuştu.

Sarı saçlı genç başını rahat ettireceği bir pozisyon ararken aklından birçok düşünce geçiyordu; ama bunları Yoongi'ye söylemek konusunda kararsızdı. Çünkü Jungkook hakkında olduğunu düşündüğünü söylerse sevgilisi, en yakın arkadaşını asla rahat bırakmazdı ve buradan çıkıp giderse Taehyung'un izini bulamamaktan çok korkuyordu.

Onun söylemesine gerek kalmadan sevgilisini dudaklarından, "Jungkook! O dönmüş olmalı." kelimeleri döküldü ve devamında bir 'hah' sesi çıkardı.

Taehyung oturduğu yerden bu cümleleri duysa da umursadığı pek söylenemezdi; kafası bunları düşünemeyecek kadar karanlık şeylerle doluydu ve sürekli ellerine bakarak üstüne sürtme ihtiyacı duyuyordu.

"Cinayet silahına dokundum.

Birisinin ölüm davasının asla çözülememe nedeni oldum.

Jungkook bir katilmiş.

Birkaç ayda bir gördüğüm adam katilmiş.

Seviştiğim adam bir katilmiş.

Yatağıma aldığım adam bir katilmiş.

Sevdiğim adam bir katilmiş.

Sevdiğim adam..birisini ilk defa öldürmüyor.

Sevdiğim adam birisini öldürdüğü için paniklemedi, yakalanacağı için panikledi.

Onu korudum, onu evime gönderdim." düşünceleri zihnini bir anlığına bile boş bırakmıyordu.

Bakışlarını camdan çekerek düzgün bir oturuşa geçti ve dirseklerini bacaklarına koyarak başını elleri arasında aldı. Kabarmış saçlarını çekiştirerek derin derin nefesler alıyordu, her bir telini koparmak istiyordu. Jungkook kül rengi saçlarını çok severdi, Taehyung aylardır onun için oynamamıştı rengiyle. Belki yine döner ve dokunur, okşar, öper diye.

Hastalıklı düşünceleri aklına geldiğinde dudaklarından bi kıkırtı dökülmüştü.

İki arkadaşının mutfaktan çıkıp yanına gelerek karşı koltuğuna çöktüğünün bile farkında değildi. Saçlarını çekiştiriyor, arada bir elini yumruk haline getirerek kafasına vuruyordu; gözleri sıkıca kapalı, dudakları düz bir çizgi halindeydi.

truth | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin