Herkes şaşırarak etrafa ve birbirlerine bakıyordu. Oysaki bu beni ilgilendirmiyordu. Gözlerim içeriyi geziyor ve girmek istiyordum. Bir adım attıktan sonra herkes etrafa bakmayı kesip gözlerini bana diktiler ve onlarda benim gibi adım attılar içeriye girdikten sonra herkes kolkola girdi. Etrafta grimsi bir renk vardı ve kırık kırık kolonlar vardı. Gerçekten ürperticiydi!. Ben onların kollarından ayrıldım ve ileriye koştum sonra geri geldim. Arkama baktım ve gerçekten bu yerin hiç sonu yok mu?
Destiny
-Burası sandığımdan fazla ürpertici!
-Katılıyorum. dedi Jack ve ilerlemeye başladık. İlerledikçe hepimiz daha fazla korkuyorduk ve ilerlemeyi bıraktık. Arkamızı döndüğümzde aniden kapılar kapandı hemen oraya koştuk ama açılmıyordu. Sonra bir ses duyduk ve aniden hepimiz bağıra bağıra etrafa dağıldık. Sesler kesilince ben etrafa baktım. Hala eski korkunç halindeydi. Etrafa bağırdım. Herkes gelmişti. Destiny Hariç. O nerdeydi heryerde onu aradık. Oysaki bu kadar büyük bir yerde onu bulmamız neredeyse imkansızdı.
Jason kekeleyerek
-O-orda. dedi. Anında kafamı oraya çevirdim Destiny orada bir sandelyeye bağlıydı sonra arkama döndüm sakın gelmeyin diye. Birden Destiny'e döndüm ama orada yoktu. Nereye gitmiş olabilirdi. Birden dikkatimi ayna çekti sonra herkes yanıma geldi. ve ne olduğunu sordu ve etrafa baktılar
-Destiny şu aynadan geçmiş olmalı
-Erica sen delirdin mi? dedi Jack
-OZAMAN ŞU LANET OLASI YERDEN 2 SANİYEDE ELLERİ KOLLARI BAĞLI OLARAK NEREYE GİTTİ JACK! . dedim sesimi yükselterek çünkü kızgındım. Herkese. Jack'de başını öne eğdi. Ben aynaya elimi uzattım ve anında aynadan içeri geçtim . Geçtiğimde sanki farklı bir dünyadaydım heryer siyahtı grimsi tonlar vardı ve yüzlerce Destiny vardı. Birinin yanına gittim ve ...