skirt ft. jensoo

ikinci sayfa

Bu sayfayı okul tuvaletinde yazıyorum. Öğle arası başlayalı üç dakika anca olmuştur. Öncelikle yemek yemeyeceğim. Kendimi pek aç hissetmiyorum.

Acaba sen ne yiyeceksin? Yemekhane yemkelerini sevmediğin için evden gizlice yemek getirdiğini biliyorum.

Senin hakkında çoğu şeyi biliyorum. Yemek yerken saçlarının açık olmasından nefret ettiğini, terlemekten nefret ettiğin için beden derslerinde öğretmenden izin alarak hep oturduğunu, kafana bir şey takıldığında kitap okuyormuş gibi yapıp aslında aklındakileri düşündüğünü...

Senin hakkındaki en küçük detayları bile biliyorum.

Bir o kadar da sen benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun. Merak da etmiyorsun zaten değil mi?

Ben senin için sadece o gün iyilik yaptığın kızım. Eteğini bu gün geri verecektim aslında sana ama bir türlü yalnız kalmadın. Lalisa'nın yanında olmak bana huzursuzluk veriyor.

Eve döndüğüm zaman annem gözlük camımda kendini bariz bir şekilde belli eden kurumuş gözyaşı izlerini sorup duruyor.

Annemden kurtulmak çok zor.

En iyisi ben sana eteğini verip tekrar buraya geleyim.

26 dakika sonra

Eteğini sana kendim veremedim.

Arka sıranda bile oturmak yeteri kadar zorken seninle bir diyaloğa giremem. Poşeti sıranın üstüne koydum ve kendi sırama geçtim.

Sınıfa çok güzel girdin Kim Jennie.

O saçlarını ne olur toplasan? Ah, bana ne oluyor sevgilin Min Yoongi düşünsün. Sahi gerçekten erkek arkadaşın o mu? Sanırım asla öğrenemeyeceğim.

Küçük kalçanı benim sırama yaslandın tam şu an. Elin elimin hemen önünde.

Dokunmak istiyorum o ince uzun parmaklara, kavramak istiyorum o beyaz eli.

Hayali bile güzeldi ki elin geldi birden elimin üstüne.

Yavaşça oynamaya başladın işaret parmağınla.

Bense geri çektim yavaşça, istemsizce dudağıma gitti elim.

Arkana döndün bir anda, ağzında yarım bir gülüş vardı. Bu deftere baktın uzunca.

Sonra zil çaldı herkes yerine geçti.

Bakışlarını üzerimde sabitledin, sanki beni inceliyor gibiydin?

Hareket etti dolgun dudakların, sadece benim duyabileceğim bir sesle konuştun.

"Seni gördüm."

Sonra Kore dili ve edebiyatı öğretmeni geldi içeri, önüne döndün.

Ders boyunca sıraya yattım seninle ilgili hayaller kurdum ben.

Sen ve ben vardık içinde, imkansızdı ama mutlu ediyordu beni.

Hey bu arada,

Poşeti açma tenezzülünde bile bulunmadan çöpe attın...