Geçmiş zamanlar

31 1 0
                                    

Güçlü olmak aynı zamanda önemli bir de zayıf noktanın olması demektir.Doğu topraklarında söylenen asılsız bir haber dolaşıyordu.Halk tedirgindi.Rüya bekçisinin geri döndüğü haberi fısıltılarla kulaktan kulağa ulaşmaktaydı.Insanlar son savaştan beri kendini zor da olsa toparlıyordu.Tarlalar yeniden ekildi,ağaçlar yeniden dikildi.Şehirler yeniden inşa edildi.Insanlar yavaş yavaş da olsa hayata geri dönmüşlerdi.Ama o günler geri geliyordu.Zaman çok hızlı akıyordu.Mallarını satmak için yola çıkan insanlar korkunun kokusunu içlerine istemeden de olsa çekiyordu.Halk huzuru bulmuştu fakat huzur yeniden bozulmak üzereydi.Bunca can kaybı ne uğrunaydı.Bu kadar insan ne uğruna feda edilmişti.Bu büyük katliamın amacı neydi...

Doğu krallığı Waranbar'da huzurlu bir hayat devam etmekteydi zaman normal bir şekilde akıp gidiyordu.Kral 1.Yarduk artık yaşlanmıştı.Oğulları Reyvadin,Otarlo,Hercheg ve en büyükleri,Kasteldin ülkenin dört bir yanında yönetim savaş ekonomi ve politika eğitimi görmekteydi çünkü aralarından sadece biri ülkenin geleceğini belirleyecekti.Kralın 3 tane de kızı vardı.Sarı sarı bukleli saçlarıyla Arsida,ateş kırmızısı gözleriyle Ersader ve küçük Idrial başkent Estaldon'da eğitim görmekteydi.Anneleri Girfund daha önce Kalas yaylaları savaşında ölmüştü.Bu yüzden babaları Yarduk onlarla elinden geldiğince ilgileniyordu ama uğraşması gereken başka şeyler de vardı.Yüksek Sis dağından gelen Jürlerle savaş iyice kızışmıştı.Waranbar tüm gücüyle sınırlarını korumaya odaklanmıştı ama güney topraklarından bir mektup gelmişti gönderen veya nerden geldiği  bilinmiyordu sadece güneyden geldiği biliniyordu.Mektup büyük tehditler içeriyordu.Eger son ağaç Aftardis in tohumu güneye goturulmezse bu Waranbar 'ın sonu olacaktı.Kral mektubu getiren elçiyi sorguya çekti ama elçinin ağızından tek kelime  bile alınamadı.Kral tüm bunları bırakıp Jürlerle olan savaşına yöneldi.Ordular dağın eteklerinde canları pahasına savaşıyordu.Ama dağ sadece küçük bir noktaydı Jürler kuzeyden akin akin geliyordu.Peki bu Jürlerin arkasında kim vardı nasıl bir güç tüm krallığın gücünü zorluyordu.

Sınır şehirlerinden Tustar

Iki hafta önce güneyden doğuya doğru ilginç bir rüzgar esiyordu.Gri renkli bu rüzgar insanlarda baş ağrısına sebep oluyordu.Halk huzursuz bir şekilde hayatını sürdürmeye çalışıyordu.Sehirden kalkan kervanlar başkent Estaldona gidip  orada konaklıyordu.O günlerde şehirde panik baş gösterdi.Bulutlarda bir şekil görüldüğü iddia ediliyordu kulelerdeki nöbetçi sayisi arttirilmisti.Ama rüzgar yüzünden görüş zordu.Dört gün sonra gece yarısı şehrin kuzey duvarlarında bir yangın başladı ateş söndürülemiyordu.Sehrin diğer bölgelerine sıçramasından korkuluyordu.Ama şehir yapısı itibariyle yangının yayılması zordu.Sabah saatlerinde yangın hala sondurulmeye çalışılıyordu.Tam o anda bir nöbetçinin cesedi kuleden aşağı düştü.Göğsünun solundan ok saplanmıştı.Ağzından kan akıyordu.Askerler cesedin yanına yaklaştıklarında duvarların üstünden bir Jür sürüşü üzerlerine doğru geliyordu.

Rüya Bekçisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin